Sedat Yılmaz

Sedat Yılmaz

Önce köpüğü, sonra kendisi…

Önce köpüğü, sonra kendisi…

Pandemi sürecinin son yılı 2021'de yüksek taleple hızlı büyümeler küresel ölçekte enflasyona davetiye çıkardı. Enflasyonun geçici olduğu artık bir algı haline geldi ve kalıcılık ön plana çıktı. Yüksek fiyat artışlarının statik, konjonktürel ve jeopolitik olarak ekonomilerdeki yapısal sorunlara dayandığı da unutulmamalı ama tedarik ve üretim sıkıntıları yani arz sorunları enflasyonun merkez kaynağı olduğu ve kalıcılık özelliği taşıdığı resmen ortada.

Artık küresel ekonomi, enflasyon çağına girdi, diyebiliriz. Kovid salgını ortadan kalksa da bozulan ekonomi dengeleri sebebiyle ülkeler uzun yıllar enflasyon ile yaşamak zorunda kalacak. Dolayısıyla bundan sonra enflasyon gelişmelerini aktaran datalar sıklıkla takip edilecek.

Dedik ki, enflasyonun en büyük tetikleyicisi üretim ve tedarik zincirindeki sorunlar. Üretilen bir mal kovid öncesi yıllarda olduğu gibi şimdi çok rahat yerine ulaşamıyor. Uzak diyarlara giden konteynırlar aylar sonra ülkesine geri dönebiliyor ya da hiç dönmüyor.

Görüyoruz ki, enflasyonda uluslararası ticaret bağlamında kuru yük, petrol ve NLG tankerleri önemli rol oynuyor. Taşıma ücretleri çok pahalı olduğundan, ülkelere enflasyonist baskı uyguluyor.

***

Tedarik sorunları ülkeleri enflasyona koşturuyor. Gösterge Baltık Kuru Yük Endeksi (BDI)… Endeksin hareketi ülke enflasyonlarında bizzat gözleniyor. BDI kuru malların deniz yoluyla gönderilmesindeki maliyetleri yansıtıyor…

Endeks tedarik sorunları nedeniyle 6 Ekim 2021’de 4.409 seviyesini, 8 Aralık 2021’de 3.423 seviyesine ulaşmıştı. BDI dün 2.217 olarak ölçüldü. BDI bugünlerde de 2.200 bandında dirilik seyrini sürdürüyor.

Küresel enflasyonun yükselişini etkileyen ikinci unsur enerji fiyatları. Omicron varyantının etkili olmasına karşılık ekonomilerin kovid öncesi ve sonrası arasında gelgit yaşamaları enerji talebini belirsiz hale getiriyor. Bu durum petrol, NLG, doğalgaz ve buna bağlı kömürdeki üretim ve ulaşım zorlukları etkisiyle fiyatları yüksek seviyede dalgalandırıyor.

Meselâ Avrupa’da doğalgaz fiyatları Rusya’nın Yamal üzerinden sağladığı gaz miktarını neredeyse sıfıra düşürmesiyle elektrik ve doğalgaz fiyatları birden yükseldi. Avrupa doğalgaz göstergesi olan Hollanda 1 ay vadeli doğalgaz kontratının fiyatı yüzde 15’ten fazla yükselişle megavatsaat başına 95,2 euroya çıktı.

Yine salgın sürecinde aylık toplantılarla petrol üretimi ve fiyatını belirlemede zorluk çeken OPEC ve koalisyon ortakları, kovid vak’alarının yeniden tırmanmasıyla günlük 400 bin varillik artışı saatlerdir tartışıyor. Petrol üreticileri ne yapacaklarını tartışırken uluslararası piyasalarda brent petrol 78,40 dolar bandını kırarak 80 dolara demir attı. Artışa geçen varil fiyatın 82,60 dolarda direnci olduğu söylense de kontratların 85 dolar gibi seviyelerde olması için uğraşın olduğu gözlerden kaçmıyor. Enflasyonların baş etkenleri doğalgazda olduğu gibi, petrolde de fiyatlar yukarı yönlü.

***

Enerji transferi merkezindeki Türkiye’deki enflasyon ise daha katmerli. Küresel ekonominin içine düştüğü sıkıntıları aynen yaşayan Türkiye’nin enflasyon sarmalında asıl derdi dövizdeki yükseliş.

TL değer kaybettikçe enflasyon artıyor. Yeni ekonomi modeline göre parasal sıkılaşmanın da olmayacağı düşünüldüğünde Aralık ayı itibariyle aylık yüzde 13,58, yıllıkta yüzde 36,08 manşet enflasyona ulaşan Türkiye, dünyada Arjantin’den sonra en yüksek enflasyona sahip ülke.

“Dövizdeki köpük nasıl alındıysa, enflasyondaki köpük de öyle yok edilecek” diyen ekonomi yönetimi; bir taraftan fiyat artışlarını nerede ve nasıl durduracağını planlarken diğer taraftan üretimi artırarak enflasyonist baskıyı hafifletmeye çalışıyor. TL faiz oranlarının düşük tutulmasıyla yatırım ve ihracat odaklı ekonomiye bir katkı veriyor… Dövizin ateşini almak için TL korumalı yatırım enstrümanlara yatırımı teşvik ediyor.

Döviz fiyatlarındaki yükseliş durdurulabilirse elbette fiyat istikrarından söz edebileceğiz.

Yılı bitirdik. Yeni yılın ilk ayındayız ve Şubat’ta Ocak enflasyonu kendini gösterecek. Ancak doğalgaz ve elektrik zamları, kamu hizmetlerindeki fiyat artışları, yeniden değerleme oranının (YDO) devreye girmesi ve ithalattaki artış seyri enflasyondaki ateşin odunları olarak göze çarpıyor.

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de enflasyon tırmanışta… Küresel merkez bankaları faiz artışlarına geçmeden biz enflasyonun köpüğünü de kendisini de ortadan kaldırmak zorundayız, demek istiyorum.

analizgazetesi.com.tr/yazının devamı..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sedat Yılmaz Arşivi