Merkezi bütçede olumlu fotoğraf
Merkezi Yönetim Bütçesi 2022 yılı başından bu yana iki aydır hem gelir – gider, hem faiz dışı dengede fazla vermeye alıştı.
2021 yılının ilk 2 aylık döneminde 984 milyon lira açık veren bütçenin 2022 Ocak – Şubat döneminde 99,8 milyar lira fazla vermesi müspet bir fotoğraf veriyor.
Ocak’ta 30 milyar lira, Şubat’ta 69,7 milyar lira fazla veren aylık bütçelerde “faiz dışı fazla” da aynı performansı gösteriyor.
Şubat’ta Merkezi Yönetim Bütçesi gelirleri yüzde 126 artışla 270,6 milyar lira, giderleri 200,8 milyar lira, faiz dışı fazla 113,4 milyar lira oldu. Faiz dışı bütçe giderleri 157,1 milyar lira şeklinde oluştu.
Ocak’ta bütçede gelirler 176 milyar lira, giderler 146 milyar lira, faiz dışı fazla 44,3 milyar lira, faiz dışı bütçe giderleri 131,73 milyar lira olarak gerçekleşti.
Rakamlar kulağa hoş geliyor. Bütün yıl boyu böyle devam etmesini diliyoruz.
***
Peki, Ocak ve Şubat rakamları bize ne söylüyor, ne demek istiyor ona bakalım…
Bütçenin tamamına bakıldığında her iki aydır bütçe gelirleri, bütçe harcamalarının üzerinde seyrediyor Yani gelirler harcamalardan daha büyük, bütçe dengesi fazla olarak oluşmuş durumda.
Faiz dışı denge de yerinde. Ocak ve Şubat aylarında bütçe gelirlerinin faiz dışı giderlerden büyük olması faiz dışı fazla verildiğinin ve faiz dışı dengenin fazla fazla oluşturulduğunun göstergesi.
Şayet bütçe fazla veriyorsa, devletin vergi açısından kamuoyuna baskısının azalacağı, diğer taraftan enflasyonun düşüş eğilimine geçeceği anlamı ortaya çıkar. Vergilerin harcamaları karşılaması ve oluşan fazlalık enflasyonu bertaraf etmekte oldukça etkili olur. Maliye politikaları özellikle enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde bütçe fazlası vermeye dikkat ederler.
***
Bütçenin fazla vermesi kadar, “faiz dışı denge”nin de bütçe içinde yeri oldukça önemli. Zirâ bütçede asıl cevabın aranması gereken; ‘faiz giderleri olmasaydı, bütçe açık mı, yoksa fazla mı verirdi’, sorusudur.
Bu sorunun karşılığına da bütçe gelirlerinden faiz dışı giderler çıkarılarak ulaşılabilir. Faiz dışı denge açık veriyorsa bütçe faiz ödemeleri olmasa bile açık veriyor anlamı çıkar. O zaman ya bütçe gelirlerini artırmak ya da giderleri kısmak lâzım gelir.
Yapılan hesapta faiz dışı fazla söz konusuysa yani bütçe gelirleri faiz dışı giderleri karşılayabiliyorsa faiz dışı dengede fazla oluştuğu ortaya çıkar. Dolayısıyla faiz dışı fazlanın oluşması, devletin borçlanma ihtiyacını azaltır, devlet yeni kaynaklar aramak zorunda kalmaz.
***
Öncelikle yılın başında vergi gelirlerine en yüksek katkının kurumlar vergisi ve dış ticaretten geldiğini belirtmek isterim. Bütçe performansında vergi dışı gelirlerin toplam gelirler içinde yükselişi ve KDV – ÖTV gelirlerindeki zayıf görünüm dikkat çekse de personel giderleri ve cari transferler bütçe harcamaları içinde yükselişi devam ederken faiz harcamaları, KİT’lere borç verme ve görev zararlarındaki ivmelenmeye rağmen bütçenin iki aylık fotoğrafı olumlu görünüyor.
Türk Lirası’nda dengelenmeye rağmen oluşan kayıplar sonrası enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarındaki bozulma, yılbaşı itibariyle ücret ve maaşlarda artış kaynaklı öne çekilen yüksek talep bütçeyi destekliyor. Dolayısıyla iktisadi faaliyetin hızı bütçe performansının en önemli belirleyicisi olmaya devam edecek görüntüsü veriyor.
***
Bütçedeki olumlu seyre elbette Merkez Bankası’nın (TCMB) kâr payı avansı ve ihtiyaç akçesi dağıtımının etkisi var. Vergi dışı gelirlerde TCMB’nin katkısı tartışılmaz. Konuyla ilgili rakamlara göz atıldığında, TCMB’nin Şubat’ta hissedarlarına 45 milyar lira kâr payı ve 4,3 milyar lira ihtiyaç akçesi ödediğini hatırlatalım. Diğer taraftan faiz, pay ve ceza gelirleri de yıllık bazda 9,8 milyar lira artışla 22,5 milyar liraya ulaşarak vergi dışı gelirlerde önemli bir seviye kazandı.
Diğer bir ifadeyle Şubat’ta Hazine’nin nakit bütçesinde 55,5 milyar lira nakit fazlası oluştu. Yani TCMB tarafından gerçekleştirilen temettü ödemelerinin katkısıyla Ocak’ta olduğu gibi fazla veren bütçe, yükseliş performansını ikinci aya taşıdı.
Özetle, Şubat’taki bütçe gerçekleşmesinde Merkez Bankası’ndan gelen kâr ve vergi gelirlerindeki ilk çeyrek başı artışları ön plana çıktı.
Yılın geri kalanında vergi gelirlerinde bir daralma beklense de yükselen talep, dış ticaret ve kurumlar vergisinin baskın olabileceği düşünülüyor. Yılsonu GSYH’ye göre bütçe açığında yüzde 2,5 – 3’lük oranın korunacağını umuyorum.
analizgazetesi.com.tr/yazının devamı..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.