Sedat Yılmaz

Sedat Yılmaz

Krizi çözecek şifreler!

Krizi çözecek şifreler!

Ukrayna'da uzayan savaş, enerji fiyatlarına rekorlar kırdırıyor. Petrol fiyatları, şuraya çıktı, buraya yükseldi diye vereceğim rakamlar spekülasyon değil, gerçek. Mamafih diğer ülkeler gibi Türkiye'nin de enerji faturasının giderek kabardığını ve mutlaka acil çareler aranması gerektiğinin altını çizmek istiyorum.

Rusya yaptırımları içinde malumunuz henüz petrol ve gaz müeyyidesi yok. Savaş uzarsa bunlar gündeme gelebilir. Rusya’da ekonominin çözülmesi dünya için hiç hoş olmasa gerek. Demek istediğim petrol ve doğalgazda yani küresel enerji tedariki temelinde ciddi bir kriz yatıyor.

Pandeminin tavsamasından bu yana enerji, gıda ve emtiaya yüksek talep sebebiyle ülke enflasyonları zaten tavan yapmıştı. Ukrayna savaşıyla gerilen dünyada bunun üzerine, şimdi her üç alanda hızla yükselişe geçen bir talep formasyonu gözleniyor. Talebin muhtemel sonucu belli… Yüksek fiyat artışları ve iki – üç haneli enflasyon rakamları…

***

Mutlaka talebi sınırlayacak ve gerçek ekonomiyi hayata bağlayacak enstrümanlara gerek var. Talep nasıl yumuşatılacak, orası para ve maliye politikalarının işi ama, işin aciliyeti olduğu da bilinmeli. Dünya karanlık bir resesyon beklemiyorsa, hep birlikte ne pahasına olursa olsun arzın önünü açmak ve tedarik zincirini kuvvetlendirmek zorunda.

Küresel ekonomide durgunluk veya resesyon riski var mı, elbette var... Dünya şu anda öyle bir yere doğru gidiyor ki, merkez bankaları bile soruna çare üretemeyebilir. Çünkü sorunun merkezinde para politikaları yok, enerji ve girdi maliyetleriyle ilgili devasa bir sıkıntı var. Hele bir de Rusya’nın sağladığı enerji arzı kesintiye uğrarsa, bu boşluğu dolduracak ülke yok.

Pandemiyle bunalan sorunların üzerine savaş kâbusunun çökmesi sonucu oluşan kaotik durumu en kısa vadede çözecek iki şey var… Biri batının doğu üzerindeki emellerini terketmesi, ikincisi Rusya’nın Ukrayna ile barış masasına oturması.

***

Küresel krizin Türkiye bağlamındaki fotoğrafı, inşallah olmaz, bir enerji şokuyla karşı karşıya kalmak. Zira fiyatlarla birlikte oluşacak bir enerji şokunu diğer ülkeler gibi Türkiye de istemez.

Burada yapılacak en önemli iki adım; para politikaları ekonomilerin büyümesini durduracak hamlelerden uzak durmalı… Maliye politikaları da resesyon kapılarını kapatmalı.

Elektrik ve akaryakıttaki KDV indirimlerine, devlet desteklerine ve sübvansiyonlar şu anda doğru yönde atılmış öne çıkan maliye politikaları. Buna rağmen her kesimden vatandaş ciddi sıkıntı çekiyor. Bombalar Ukrayna’nın üzerine inerken diğer taraftan petrol fiyatlarının yükselmesiyle ateş bizim de başımıza yüksek fiyat artışları olarak düşüyor. Zira, petrolün varil fiyatında her 1 dolarlık artış bizim enerji faturamızı 300 milyon dolar yükseltiyor.

Öngörülemez bir enflasyon yaşadığımız ortada. Dolayısıyla zaaflara yol açacak ve çıkmaz sokaklara girecek politikalara dikkat edilmeli.

***

Velhasıl petrol, doğalgaz başta enerji fiyatlarının manivelası. Sadece Ukrayna işgali değil, Rusya’ya uygulanan ambargolar ve özellikle ülkenin uluslararası SWIFT sisteminden çıkarılması petrol fiyatlarını yukarı çekiyor. Brent petrol bugün 130 dolara dayanmışsa bunun anlamı doğalgaz fiyatları da aynı nispette artacak, demek.

Bizdeki fotoğraf şu: Türkiye’nin ithal ettiği Rus gazının bir kısmı yani Mavi Akım’dan gelen gazın yüzde 30’luk kısmı petrole, yüzde 70’lik kısmı Hollanda merkezli sanal doğal gaz ticaret noktası TTF’ye endeksli. Yapılacak yeni enerji kontratları bu bakımdan fevkalade önemli.

Petrol fiyatlarındaki artış ortada. Ayrıca TTF’deki gaz emtiasının durumu belli. Hollanda TTF 1 ay vadeli doğalgaz fiyatları şu anda 345 eurodan işlem görüyor. Yani 1000 metreküp doğalgazın fiyatı Avrupa’da bugün 4 bin dolar. Petrol ve doğalgazdaki yüksek fiyat artışları kömüre de yansımış… Tonu 500 dolardan aşağı kömür bulamıyorsunuz.

***

Fosil yakıtlarda sorunları çözücü adımların yanısıra, yenilenebilir kaynaklarıyla enerji ihtiyacının yarısını karşılayan Türkiye’nin, mutlaka bu alanı kuvvetle takviye etmesi elzem görünüyor. Özellikle güneş ve rüzgârda hızlı politikalar üretilmeli. Çünkü Türkiye’nin güneşten yılda 300 milyar kilovatsaat elektrik üretme potansiyeli var. Yine rüzgârda ülke potansiyelinin sadece 4’te biri kullanılabiliyor.

Yüksek yenilenebilir enerji kapasitesine sahip Türkiye, yarını bile beklemeden bugünden hedefleri koyup hem Karadeniz’deki yeni rezervleri sisteme alması, hem de yenilenebilir enerjideki kapasiteyi ciddi seviyede artırması olmazsa olmaz.

Petrol ve doğalgazla birlikte alternatif kaynaklar devreye alınırken ülke çapında enerji tasarrufu seferberliğinin de başlatılması gerektiğini düşünüyorum.

analizgazetesi.com.tr/yazının devamı..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sedat Yılmaz Arşivi