Kelamı Kalemin Süzgecinden Geçirmek
Fransız yazar Gustave Flaubert'in Madam Bovary’in yazarının da söylediği gibi; “ benim bu yaptığım iğne ile bir dağı kazmak gibi bir şey”.Ne kadar da doğru değil mi dostlar, bir kitap yazmak bir makale yazmak kelamı kalemin süzgecinden geçirip nefes aldırıp sadırlardan çıkarıp satırlara dökmek kitaba veya romana dönüştürmek.
Unutmayalım ki zihin dünyamızdan kelimeye dönüşen her görüntü, tarihten, çağdan ve coğrafyadan geleceğe bir mesajdır.
Kalem kelimesinin calamos’tan (kamış), paper(kâğıt) kelimesinin de papirus’tan geldiği ifade edilir.
Ayrıca kalem; aklın dilidir, iç sesimizdir, hayallerimizi, beklentilerimizi, yapacaklarımızı ve hatta geçmişimizi bazen bir makalede dostlarımıza yazarak duyurduğumuz bir araçtır.
Kalem bilgidir bilgi ve tecrübelerini kâğıda döküp, yapılan tüm çalışmaları dile getiren bir araçtır.
Kalem kılıçtan keskindir derdi eskiler. Bunun manası idari makamlarda bulunan kişilerin, emirlerini kalemle yazmaları ve veridikleri bu emirlerin çok ağır olması ve, kılıçla bile halledilmeyecek bu işlerin uygulanmasıdır.
Kalem iletişimdir; kimi zaman bir not bir bilgi iletmek için, kimi zaman sevdiklerimize onları hatırladığımızı, onlara sevgimizi, özlemimizi göstermek için ilettiğimiz , kimi zaman sevdiğimiz insanların yüzüne söyleyemediğimiz kırgınlık, öfke, üzüntülerimizi duyurmak duygularımı ifade etmek için, kullandığımız iletişim dili.
Âlemler’in Rabbi olan Allah insanlığa kelâm ile seslenmiştir. İnsana “oku” emri ile hitap etmiş, ona bilmediğini kalemle öğreteceğini söyleyerek “Kerim” olduğunu haber vermiştir. Kaleme ve yazdıklarına yemin etmiş, ehemmiyetine dikkat çekerek mesuliyetini hatırlatmış, sözün en güzelini söylemeyi emretmiştir kullarına.
Âlimlerin elinde bilgi, ariflerin elinde marifet olan kalem, kelâmın hep sesi olmuştur. Kalemin yazdıkları, büyüklerden küçüklere, öncekilerden sonrakilere, ölülerden dirilere kalan paha biçilmez büyük bir miras olarak telakki edilmiştir.
Geçmişten günümüze insanlığın biriktirdiği, medeniyet adına inşa ettiği ne varsa her şey onun gücüyle olmuştur.
Teknoloji çağında her ne kadar kalemin yerini klavyeler alsa bile kalem tarihte hiç olmadığı kadar etkili, işlevsel olan güçünü sürdürmektedir.
Son söz olarak; kalemimizi ve kelamımızı, sözümüzü ve yazımızı özümüzle bütünleştirerek her durum ve ortamda insanlığın hayrına vesile olacak bir anlayış ve ahlakla kullanmalı, gerektiğinde susmayı en büyük erdem bilmeliyiz.
Unutmayalım ki üstat, Cemil Meriç’in de dediği gibi ‘kamus(sözlük,söz dağarcığı) namustur’. Kamusumuza saygı göstererek çalışmak ve dilin sesi olan kelama, yazma aracı olan kaleme ve ifade sembolü olan kelimeye itina ile yaklaşmak gelecek çağlara ve nesillere borcumuzdur.
Kalın sağlıcakla
Sait ÖZDEMİR
Uzman Psikolojik Danışman
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.