Kara?nın 3 Aralık Dünya Engelliler Günü Basın Açıklamsı
Av. Özlem KARA?nın 3 Aralık Dünya Engelliler Günü Basın Açıklaması
Herkesin onurlu bir yaşama sahip olma hakkı vardır. Nevar ki, engelli bireyler, insan olmaktan kaynaklanan haklarını kullanmak istediklerinde çeşitli engellerle karşılaşırlar ve onurlu bir yaşama sahip olmak onlar için çoğu kez toplumsal önyargılar ve tutumlar başta olmak üzere, erişilebilirlik sorunları gibi yüzlerce nedenle imkansız duruma gelir.
Bugün yani 3 Aralık Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından Dünya Engelliler günü olarak kabul edilmiş bulunmaktadır. Adana Barosu olarak engelli bireylerin yaşamlarını doğrudan etkileyen, onların sosyal yaşama bütünüyle etkin katılımları önünde engel oluşturan olumsuzlukların ortadan kaldırılması amacının yaşam bulması inancıyla, birlikteyiz. Birkez daha hatırlatmak isteriz ki, engelli bireyler insan çeşitliliğinin doğal bir parçasıdır ve engelli olmak, temel insan hak ve özgürlüklerinden bütünüyle ve koşulsuz olarak yararlanma önünde olumsuz bir durum olarak değerlendirilemez.
Engelli bireylerin ve meslektaşlarımızın sorunlarının görünürlüğünün sağlanabilmesi ve bu konuda farkındalık yaratabilmek amacıyla geçtiğimiz yıl kurmuş olduğumuz engelli hakları komisyonu bu çerçevede çalışmalarını sürdürmektedir.
Sevgili meslektaşlarım ve değerli basın çalışanları, engelli avukatların önünde bulunan önemli sorunlardan ikisinin, engelli bireylere yönelik önyargılar ve tutumlar ile fiziksel çevrenin engelli bireyler için yaşanabilir ve erişilebilir olmaması olarak belirtilebilir.
Engelli avukatlara yönelik davranış ve algılar konusunda kamuoyunda yeterli farkındalığın yaratılamamış olması, engelli avukatların mesleki kaynaklara ulaşamaması, Ceza evi koşullarının yine engelli avukatlar için uygun bulunmaması, Kamu ve özel kuruluşların özellikle serbest avukatlarla yaptıkları hizmet alımlarında engelli avukatların göz ardı edilmesi başka bir ifade ile engellilere yönelik ayrımcılık yapılması, onların bu olanaklardan mahrum bırakılmaları biçiminde karşımıza çıkmaktadır.
Fiziki çevre denildiğinde öncelikle adliyelerin iç yapısı ve çevresinden söz etmek gerekir. Malesef, adliye binaları engelli avukatlar için mesleklerini diğer meslektaşlarıyla eşit koşullarda icra edebilmelerine olanak tanıyacak erişilebilirlik kriterlerine sahip bulunmamaktadır.
Bu sorunların çözümüne yönelik olarak ulusal mevzuatımızda bazı düzenlemeler olmasına karşın ne yazık ki, bu düzenlemeler yetersiz olduğu kadar, mevzuattaki düzenlemelere rağmen sorunların çözümündeki güçlükler devam etmektedir.
Aynı şekilde cezaevlerindeki iç ve dış mekanlarda da benzeri sorunlar görülmektedir. Özellikle engelli avukatların Ceza evlerindeki müvekkilleri ile verimli bir şekilde görüşememeleri engelinin ortaya çıkmasına yol açan bu olumsuzluklar aynı zamanda engelli avukatlar ile engeli olmayan avukatlar arasında mesleklerini yerine getirmede ciddi bir eşitsizlik yaratmaktadır. Ayrıca özellikle de görme engelli avukatların ceza evlerindeki müvekkilleri ile görüşürken gerekli ortamın yaratılamaması, bu bağlamda engelli avukatların savunma yapmasına olanak verecek bilgileri müvekkillerinden alabilmeleri için gereksinim duydukları notları alabilmesini sağlamak için ceza evlerinde gerekli araç-gereçlerin bulunmaması ya da gerekli kolaylıkların gösterilmemesi bu durumdaki meslektaşlarımızın savunma yapabilme olanaklarını oldukça sınırlamaktadır. Bu durum, onların ciddi bir fırsat eşitsizliği yaşamaları anlamına gelmektedir.
Engelli avukatların karşılaştıkları temel bir sorun da onlara yönelik umursamaz, küçümseyici, önyargılı meraklı davranış ve algılardır. Bu durum daha açık bir deyişle, engellilere yönelik farkındalık yoksunluğundan kaynaklanmaktadır. O halde çözüm başta hakim, savcı ve avukatlar olmak üzere adliye personeline yönelik farkındalık çalışmaları yapılmasını gerektirmektedir.
Önemle vurgulanması gereken başka bir temel sorun ise, özellikle görme engelli meslektaşlarımızın mesleki bilgi ve kaynaklara ulaşmasındaki güçlüktür. Bu alanda görme engelli avukatların erişimine uygun kütüphaneler kurulması mesleki bilgi ve kaynaklara erişimin önündeki mevcut olumsuzlukları ortadan kaldırabilecektir. Ancak, internet erişiminden yararlanmak için gerekli olanaklara sahip olmayan görme engelliler için ne yazık ki, sorun devam etmektedir.
Yine görme engelli avukatlar yalnız başına dosya inceleme ve evrak takibinde ciddi sorunlar yaşamaktadır. Bu durum, onların gerekli belgelere ulaşmasını engelleyici bir olumsuzluk yaratmaktadır.Engelli avukatlarla, diğer meslektaşları arasında önemli bir eşitsizlik yaratan bu sorunun aşılması için gerekli düzenlemelerin yapılmasına ihtiyaç bulunmaktadır.
Diğer yandan, kamu ve özel kurum ve kuruluşların da engelli avukatlarla hizmet sözleşmesi yapmaları onlara olan ön yargılar nedeniyle çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Ayrıca devlet memurları kanununun 53. maddesinin değiştirilmesi ile de engellilerin kariyer mesleklerde ve özellikle avukatlık mesleğinde çalışmalarının önü büyük ölçüde kapatılarak bu konudaki kazanımlar geri alınmıştır.
Oysa, mesleki kariyerlerine onca olanak yoksunluğuna rağmen başarılı bir biçimde başlayıp sürdüren engelli meslektaşlarımıza yapılan bu muamele onur kırıcı ve ayrımcı bir muameledir.
Bizce sorunların çözümü olanaksız değildir. Bu noktada şu öneriler getirilebilir.
1) Gerek ülkemizin kabul edip yürürlüğe koyduğu ?Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi? gerekse de 5378 sayılı kanun ile 3194 sayılı ?İmar Kanunu? ve diğer mevzuatın öngördüğü adliyenin içinde ve çevresinde mimari engellerin ortadan kaldırılması, adliye ve fiziksel çevrenin engelliler için erişilebilir ve özgürce çalışılabilir alanlara dönüştürülmesi,
2) Engelliler Kütüphaneleri kurulması ve yaygınlaştırılması,
3) Engelli avukatlara yönelik önyargıların ortadan kaldırılabilmesini sağlamak amacıyla öncelikle, hakim, savcı ve avukatlar olmak üzere tüm yargı personeli ve kamu, özel sektör yöneticilerine yönelik farkındalık çalışmaları yapılması, Bu bağlamda stajyer avukatlara yönelik olarak, staj eğitim programlarında engelli hakları hukuku dersi anlatılması,
4) Kamu ve özel kuruluşların gerek serbest avukatlara dosya verirken gerekse de part time olarak avukatlarla sözleşme yaparken engelli avukatlara ayrımcılık yapılmasını önleyecek tedbirlerin alınması,
5) Engelli avukatların cezaevlerinde karşılaştıkları mimari sorunlar başta olmak üzere engelli avukatların mesleklerini icra etmelerini kolaylaştıracak idari düzenlemelerin gerçekleştirilmesi, aşılması
6) Özellikle, görme Engelli avukatların mahkeme ve icra kalemlerinde karşılaştıkları dosya ve belgelere ulaşamama yönündeki sorunlarının ortadan kaldırılabilmesi için gerekli düzenlemelerin sağlanması,
7) Engelli avukatların kendi meslektaşlarına oranla ekonomik bakımdan daha dez avantajlı oldukları gerçeğinden hareketle barolar tarafından desteklenmeleri konusunda CMK ve adli yardım uygulamalarında onlara verilecek görevlerde iyileştirmeler yapılması, ilgili vergi kanunlarında ve gündemdeki avukatlık kanunu çalışmalarında konuya yönelik düzenlemelerin yapılması için gerekli çalışmalar yapılması,
8) UYAP sisteminin görme engelli avukatlar için erişilebilir duruma getirilmesi amacıyla en yakın zamanda gerekli düzenlemelerin yapılarak, sistemin görme engelli avukatlar için de erişilebilir duruma getirilmesi,
9) 2802 sayılı hakimler ve savcılar kanunun 8/g maddesinin yeniden düzenlenerek engellilerin de hakimlik ve savcılık yapmaları önündeki ayrımcılığa yol açan bu kanuni düzenlemenin ortadan kaldırılması.
Unutmamak gerekir ki,
Engelli bireylerin insan onuruna yaraşır, özgür ve bağımsız bir yaşama sahip olabilmesi, hepimiz için onurlu ve özgür bir yaşam anlamı taşımaktadır. 3 Aralık 2014
ADANA BAROSU
ENGELLİ HAKLARI KOMİSYONU
NOT: Komisyon adına basın açıklamasını Av. Özlem KARA okumuştur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.