Kaliteli büyümenin iki ayağı
Merkez Bankası'nda (TCMB) yeni görev atamaları öncesinde yapılan Ekim Piyasa Katılımcıları Anketi yayımlandı. Ankette en çarpıcı husus, faiz indirimlerinin devam edeceği ifadeleri. Ankete göre politika faizinde 21 Ekim'deki Para Piyasası Kurulu (PPK) toplantısında 25 – 50 baz puan, gelecek 3 ay için de TCMB'nin ilave 100 baz puan daha faiz artıracağı öngörülüyor.
Peki bu anket TCMB’deki üyelik görev değişiminden sonra yapılmış olsaydı, faiz indirimiyle ilgili tahminler nasıl gerçekleşirdi, diye düşünüldüğünde 150 baz puandan fazlasının ankete yansıyacağı şüphesiz. Zirâ zaten yurtdışı piyasalar TCMB’den Eylül dahil yılsonuna kadar 300 baz puan faiz indirimini fiyatlamış…
Küresel ekonominin etkileriyle tüm ülkelerde geleceğe dönük enflasyon öngörüleri bozulma yolunda. Bu durumu Türkiye de yaşıyor. Tahminlerde bulunmak hakikaten zor. Meselâ bu ayki tahminlerde yılsonu manşet enflasyonu yüzde 17,63’e kadar yükseldi. Gelecek ay nasıl bir beklenti ortaya çıkar, öngörmek imkânsız.
***
Dolardaki yılsonu veya gelecek yıl için yapılan 9 – 10 liralık tahminleri bir kenara koyarak asıl büyüme (GSYH) ile ilgili verilere dikkat etmek lâzım. Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Türkiye’nin büyüme tahminini yüzde 5,8’den yüzde 9’a çıkardıktan sonra tüm anketler Türkiye’nin 2021 yılı büyümesini söz konusu oran etrafında şekillendirmeye başladı.
Nitekim aynı duruş TCMB Ekim ayı Piyasa Katılımcıları Anketi’nde de gözlendi. Ankette büyüme yüzde 8,2’den yüzde 8,9’a çıktı. 2020’de yaşanan pandemi kaynaklı büyümedeki geri çekilme elbette 2021’de baz etkisiyle yüksek gerçekleşecek. Orandan ziyade büyümenin kalitesi daha önemli. Büyüme kişi başı milli gelir, satın alma ve istihdam yapma gücünü ne kadar etkilemiş, özellikle bakılmalı.
Diğer taraftan büyümelerin (GSYH), cari denge ve bütçe gerçekleşmelerine nasıl yön verdiği de gözlerden kaçırılmamalı. İstikrarlı büyüme ve kalkınma için üretimin artırılması ne kadar zorunluysa, kısa vadede kamu ve özel sektör harcamalarının miktarı ve bileşenleri de büyüme için büyük önem arz ediyor.
***
Malumunuz iktisadi dengenin temelinde bütçe ve cari işlemler bulunur. Bu iki kalem sağlam tutulduğunda istikrar uzun vadelere taşınabilir. Dolayısıyla bütçe ve cari işlemler dengesi büyüme ile yakın ilişki içindedir. Geçmiş yıllar analiz edildiğinde GSYH’deki artışların cari işlemler ve bütçe açığını artırdığını görebiliriz.
Soru şu: Bütçede ve cari dengede açık vermeden kaliteli büyüme sağlanabilir mi?
Sanırım bunun için maliye ve para politikaları çerçevesinde yapısal bir dönüşüm gerekir. Gevşek mi, yoksa sıkılaştırılmış bir sistem mi devreye alınmalı? Ya da pandemi, küresel riskler ve beklenmedik fiyat artışlarının yaşandığı dalgalı ortamlara göre mi durumdan vazife çıkarmalı? GSYH’de özel ve kamunun vergiler dahil aktiviteleri yeniden mi regüle edilmeli?
Bu zamana kadar gelinen noktada, bütçe açığı vererek büyümelerin sonucu yüksek enflasyon oldu. Cari açık vererek gerçekleşen büyümeler ise yüksek borçlanmaları ortaya çıkardı. Türkiye ekonomisi geçmişte bütçede ve cari dengede fazla verdiği görülmedi ve artık gelenekselleşen ikiz açıklarla yıllar tamamlandı. Tabii bu yıl da böyle olacak. İnşallah bütçede yüzde 3,5’luk hedef tutturulur.
***
Sevindiren gelişme 2020 Ocak – Eylül döneminde 140,6 milyar lira bütçe açığı oluşmuşken, bu yılın aynı döneminde açık yarıdan fazla düşerek 61,1 milyar lira olmuş. Yine geçen yıl aynı dönemde 32,8 milyar lira faiz dışı açık oluşmuşken, bu yıl aynı dönemde 81,2 milyar lira faiz dışı fazla gerçekleşmiş. Yani büyümenin önemli iki bileşeninden biri olan bütçe dengesi iyi yolda.
Cari işlemler dengesinde ilk 8 aylık veriler elimizde. Ekonomi 9 ay üst üste açık verdikten sonra Ağustos’ta 528 milyon dolar fazla vermiş. Cari dengede geçen yıl Ağustos’ta 4,07 milyar dolar açık gerçekleşmişti.
Yıllık bazda cari açıkta fazla değişen bir şey yok. Geçen yıl bu dönemde 23,2 milyar dolar olan açık bu yılın aynı döneminde 23,03 milyar dolara gerilemiş durumda. Yalnız 2020 yılının 36,7 milyar dolar cari açıkla kapandığını unutmamak lâzım. Yine de cari açığın bu yıl geçen yıla göre 36,7 milyar doların altında gerçekleşeceği görülüyor.
Ekonominin iki temel ayağı bütçede ve cari dengede iyileşme söz konusuysa ve bu durum sürdürülebilir hale getirilirse kaliteli büyümeleri gelecek yıllarda bekleyebiliriz, diye düşünüyorum.
analizgazetesi.com.tr/yazının devamı..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.