İbrahim Halil Sipahi
Uslup,
Değerli okurlar, daha öncede?Siyasette Üslup ve Seviye? başlıklı bir yazımı burada sizlerle paylaşmış,siyaset arenasında Başbakandan, bakanlara, muhalefet liderleri, milletvekilleri ve belediye başkanlarının bir birlerine karşı üsluplarının seviyesinin ne kadar aşağı seviyelere düştüğünü sarf ettikleri sözlerden edebimiz elverdiği örnekleri sıralamıştım.
İnsanı tanıtan en önemli özelliklerden biri konuşma tarzıdır. Hayata bakışı, inancı, fikir, görüş ve düşünceleri, insanın sözleriyle anlaşılır. Kalpte hissedilenler, zihindeki gizli düşünceler, istekler, idealler, hedefler ve korkular konuşmalara yansır.
Görüşler farklı da olsa saygılı bir üslupla konuşmak, topluluğa karşı hitap etmek dinleyicide olumlu etki uyandırır, güven verir, inanmayı sağlar ve itibarıarttırır.
Kişinin sürekli kendi doğrularınıöne çıkararak, saygısız bir üslupla konuşarak bilmişlik yapması, rahatsızlık verici ortamlar oluşturur. Bir konu bir kişi hakkında konuşma yaparken bir takım hoş olmayan veya hoş karşılanmayacak, toplumda yanlış anlamalara sebebiyet verecek ve kişiyi küçük düşürmeye yönelik yakıştırmalar yapmak, lakap takmak ve gayri ahlaki (küfür) niteliğinde söz sarf etmek kişinin bilgisizliğini, kendini ifade etmekteki yetersizliğini gösterir. Aynı zamanda bu üslup, karşı tarafta son derece itici bir izlenim uyandırır.
Nitekim hiç kimse sert sözlerden ve kabalıktan hoşlanmaz. Zira kaba söz, alev alev yanan bir ateş gibidir ki, neticede sahibini de yakar. Bu sebeple Hazret-i Mevlana?nın buyurduğu şu hakikate dikkat etmek lâzımdır:
"Allah CC'nün Ayet-i kerimedeki;«Ey Musa! Firavun'a karşı yumuşak söz söyle, ona yumuşaklık göster!» sözünü iyi anla! Zira kaynayan yağa soğuk su dökersen, ocağı da harap edersin, tencereyi de..." Ülke gündemimizde yaşananları gözümüzün önünden biraz geçirirsek Hz. Mevlana?nın bu veciz sözünün ne kadarda yerinde ve sanki bu günleri görerek söylediği izlenimini algılıyoruz.
Daha dün birbirlerine saygıda kusur etmemeye çalışanları, birbirilerine iltifat edenlerin, aralarında anlaşmazlık çıktığında, çıkar çatışmasında. Canciğer kuzu sarması iken, kanlı bıçaklıdüşman olmaları ve hakaretin, bedduanın biri bin para birbirini acımasızca karalamaları ve birbirlerinin kirli çamaşırlarını meydanlara dökülerek birbirlerini aşağılamaları, aynen 12 yaş ve altı çocukların sokak kavgalarında yaşananları aratmayan görüntüler. Bu görüntülerin ne bir devlet ehline ne de bir cemaat ehline yakışmayacak hareketler olduğunu sizlerde takdir edersiniz sanırım.
Şimdi akıl ehli insan sormaz mı?Bunlar Haşhaşi idi de neden 11 yıldır canciğerdiniz. Bunlar devlet içinde devlet olmaya çalışan bir çete idi neden iktidar olarak bu yapılanmaya izin verdiniz? Yargıda ve emniyet teşkilatında yaptığınız düzenleme ve atamalarda neden bu merkezdeki kişileri göreve getirdiniz?
Beraber çalıştığınız, bakan ve milletvekilleri sizlerin yanlış tutum ve politikalarınızdan dolayı yollarınıayırdığında hemen hepsine bir kulp taktınız bir kalemde eski dostlarınızısildiniz. Gerçi onlar da sizden geri kalır durumda değiller, birader maden hoşnut ve taraf değildiniz yapılanlardan neden içte iken karşı durmadınız? Konuşmadınız da ayrıldıktan sonra bülbül gibi şakımaya başladınız.
Evet, maalesef siyaset bu şekilde tutarsız davranışlar ile kirletiliyor ve yine her siyaset adamı bu tarzda diye halk arasında bir izlenim var. Dürüst saygın ve aydın kişiler siyasete ya atılamıyor ya da bu hengâmede aynı kefeye konularak bir kenarda sessizce görev süresinin dolmasını bekliyor.
Yazıktır beyler, anladık vatandaşıdüşünmüyorsunuz, devletin geleceğini düşünmüyorsunuz. Bari kendinize bu eziyeti yapmayın, sahip olduklarınızın hayrını! Görecek sağlıklı bir ömrünüz olsun. Bizlerde huzur içerisinde televizyonlarımızda haber dinleyelim.
İbrahim Halil SİPAHİ
AraştırmacıYazar
26.01.2014/adanapost.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.