İbrahim Halil Sipahi
Suriyelilerin gitmeye niyeti yok, Şehirlerde“Getto” oluşturuyor.
AKP’li Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıları Suriye’de terörden arındırılan güvenli bölgelere yerleştirileceğini söylerken. Sığınmacılar Türkiye’de kalıcı olmaya hazırlanıyor, yaşadıkları şehirlerde “GETTO” oluştururyor.
Geçtiğimiz günlerde DHA’ ya röportaj veren Akdeniz Üniversitesi Sosyal Politikalar ve Göç Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (AÜSPGAM) Müdürü Yrd. Doç. Dr. Mustafa Koçancı, Suriyelilerle ilgili orta ve uzun vadede ortaya çıkabilecek tehditler olduğunu, en yaygın problemin ise kentsel yerleşkeler üzerinden gerçekleşeceğini belirterek Suriyelilerin şehirlerde “Getto” oluşturduğuna dikkat çekiyordu.
(GETTO: Bir kentin, bir azınlık tarafından kendi istekleri, kendi seçimleriyle, oturdukları yâda yerleştirildikleri yer. )
2011 Suriye iç savaşından bu yana, akın akın Türkiye’ye gelen Suriyeli sığınmacıların kayıtlı ve kayıt dışı toplamda sayılarının beş milyon civarında olduğu. Şehirlere önceden gelen ve şehirlerin belli mahallelerine (varoş) yerleşen Suriyelilerin, sonradan gelenleri yanlarına alarak, sonrasında yakınlarına yerleştirerek, oturdukları sokakları, zaman içerisinde mahalleyi kısmen veya tamamen Suriyelilerden oluşan bir mahalle haline getirerek “Getto”laştırıyorlar. Bunu yaparken de yerli halk, Türk vatandaşlarını taciz, hatta tehdit etmekten çekinmiyorlar.
Ayrıca bunun yanı sıra dikkat çeken önemli bir husus da Suriyelilerin birçok kentte kaçak olarak gecekondu yapmaya başlandığıdır.
Bugün Adana, Mersin, Hatay Kilis ve Gaziantep’te Suriyeli sığınmacıların, yoğun olarak işyerlerinin olduğu caddeler, sokaklar, Arapça tabelalarla donatılmış. Mahalleler Suriyelilerin kendi kültürüne göre yasayış sergilediklerinden dolayı adeta küçük bir Suriye görünümündedir. Bunun en önemli nedenlerinden biri Türkiye’ye gelen sığınmacıların ancak yüzde yedi’sinin üniversite mezunu meslek sahibi olması geriye kalanların, eğitim seviyesi düşük vasıfsız işçi, esnaf, sanatkâr vb. kesimin olmasıdır.
(AÜSPGAM)’ın yaptığı araştırmaya göre; Suriye’de iç savaşın son bulması, durumun normale dönmesi halinde dahi, ülkelerine geri dönmeyi düşünen sığınmacıların oranının ancak yüzde otuz olduğu, yüzde yetmişinin ülkelerine geri dönmeyi düşünmediğine dikkat çekiliyor. Bunun başlıca nedeni ise yedi yıldan buyana Türkiye’de bulunan Suriyelilerin tam manada Türkçe öğrenmemeleri, Türkiye’ye uyum sağlamamaları, ancak yaşadıkları şehirlerde kendi kültürlerine göre yaşam oluşturdukları, bunun için de herhangi bir engelleme ile karşılaşmamaları, üstelik yönetim tarafından bir takım imtiyazlara sahip olmalarını sıralayabiliriz.
İktidarın yanlış sığınmacı politikası
Suriye’de iç savaşın başlaması ile Türkiye’ye sığınmacıların gelmeye başladığı dönemde İktidar, Suriye’de başlayan iç savaşın kısa sürede biteceğini ve gelen sığınmacıların ülkelerine geri döneceğini kamuoyuna deklare ediyordu. Ancak tahminde yanıldılar. Buna rağmen oluşan duruma göre sığınmacılar için yeni tedbir almaya gidilmemesi, sığınmacıların yaşamlarını idame ettirmek için arayış içerisine girmesine neden oldu. Suriyeli sığınmacılar kampları terk ederek bir kısmı Türkiye’deki akrabalarının yanına, büyük çoğunluğu da hayatlarını idame ettirebilmek yeni yaşam alanları bulmak için kendi kültürüne yakın insanların yaşadıkları iş potansiyeli olan şehirlere yayıldılar.
Suriyeli sığınmacılara yapılan devlet yardımı, öncelikli ve ücretsiz sağlık hizmeti, İşyeri açan, üniversite okuyan Sığınmacılara tanınan imtiyazlar, aradan geçen zaman zarfında Türkiye’ye alıştılar. Burada iş kurmaya, para kazanmaya, mülk edinmeye ve sosyal ilişkiler kurmaya başladılar. Yapılan evlilikler var. Ve bu evliliklerden doğan çocuklar var. İşte bunların hepsi sığınmacılar için Türkiye'ye tutunmayı artırıcı unsurlar. Bu durum Suriyelilerin savaş sonunda ülkelerine geri dönmeleri konusunda önemli bir engel teşkil edecektir.
Sığınmacıların Türkiye’ye kalıcı olarak yerleşmesinin sonuçları;
Önceleri iş bulabilmek için düşük ücretlere çalışan Suriyelilerin işverenler tarafından tercih edilmesi, yerli halkın iş bulması ve çalışma imkânlarını, işyeri açan sığınmacılara tanınan (ruhsat, vergi vb.) imtiyazlar yerli esnafın rekabet gücünü ve iş yapmasını baltaladı.
Sığınmacıların yerli halka karşı davranışları, sosyal farklılıklar, sığınmacılar tarafından yapılan taciz ve tecavüzler, Sığınmacılar içerisinde suç işleme potansiyeli yüksek olan kişilerin oluşturduğu tehditler, Türk halkının her geçen gün sığınmacılara olan bakış açısını olumsuz yönde etkilemektedir.
Suriyeli sığınmacıların büyük çoğunluğunun, şu anki devlet tarafından sunulan imtiyazlar neticesinde Türkiye’yi benimseyerek kalıcı olarak yerleşme arzu ve gayreti içerisinde olması ileride yabancı düşmanlığını tetiklemesi dolayısıyla mühim hadiselerin yaşanmasına zemin hazırlayacaktır. Ayrıca Türkiye'de kalma potansiyelleri yüksek olan sığınmacıların hali hazırda getirdiği mali yüklerde kalıcı hale gelecektir. Zaten yedi yıldır millet beş milyona yakın sığınmacının mali yükünü çekmektedir.
Afrin’e yönelik “Zeytin Dalı” harekâtının başlandığı ilk günlerde AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Terörden arındırılan yerlere Suriyeli Sığınmacıların yerleştirileceğini ifade etmişti. Erdoğan’ın bu düşüncesi hem Suriye’nin, hem sığınmacıların hem de Türkiye ve Türk halkı için yerinde ve hayırlı bir düşüncedir. Umut ederiz ki, bu düşünce hayata geçirilir.
İbrahim Halil SİPAHİ
28.02.2018/adanapost.com
twitter.com/ihalilsipahi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.