12 Eylül öncesi siyasal ve inanca dayalı keskin kutuplaşmalar, 12 Eylül sonrasında Turgut Özal?ın kurduğu Anavatan Partisinin dört eğilimi birleştirme politikasının etkisinden midir bilinmez bazı kesimlerde bir yumuşamayı sağlamıştır.

Yakın çevremde bunun örneklerini görmek bizleri de memnun etmişti.

Bu yakınlaşmalarda ideolojik yumuşama farklı görüşlere tahammül ve anlayış göstermenin yanı sıra ticari birliktelikler de doğmaya başlamıştır.

Öyle ki; darbe öncesi Dev-Yol?cu Bir arkadaşım ile Ülkücü bir arkadaşım birlikte iş yapmaya başlamış ve bu ortaklıklarını uzun yıllar devam ettirmişti.

Bir toplum içerisinde beraber yaşayan insanların hayatın güzelliklerini de çilelerini de birlikte yaşamaları göğüs germeleri kadar doğal bir şey olamaz.

12 Eylül öncesi anarşi olayları kamuoyunda ?kardeş kavgası? diye adlandırılır. Tas tamam doğru bir tanımlamadır ki, akrabalarım arasında öz kardeşin kardeşini siyasi görüş ayrılığından öldürmesinin verdiği acıyı yaşadık.

1976-1980 yılları arasında meydana konulmaya çalışılan ve Çorum, Sivas, Malatya ve K.Maraş?da  insanlık adına üzücü hadiselerin yaşandığı Alevi vatandaşlarımıza karşı yapılan haksız ve vicdansız saldırılar ile ülkemizde bir Alevi-Sünni çatışması oluşturma çalışmalarının mayası çok şükür tutmamıştır.

1984 de başlayan ancak1990 yılından sonra Kürt halkının önderliğini yaptığını ortaya koyan PKK terör örgütünün Kürt-Türk ayrımı yapma çabaları günümüze kadar tek taraflı bir ayrımcılıktan öteye gidememiştir. Bu tek taraflı ayrımcılığı örgütün TBMM legal kuruluşu ısrarla sürdürmeye devam etmektedir.

Yaşadığımız bu uzay çağı denilen dönemde keskin ideoloji, ırki ve inançsal kutuplaşmaların zaman zaman bazı kişilerde ılımlılık göstermesini görmek sevindirici umudumuz ise kitlelere yayılmasıdır.

1980 öncesi farklı siyasi görüşe mensup olan kişilerin bir araya gelmesini hayal dahi edemezken şimdilerde, karşıt görüşün adayını desteklediğine, parti değişikliği yaptığına, aday olduğuna hatta milletvekili, bakan ve belediye başkanı olduğuna şahit oluyoruz.

CHP?li Ertuğrul Günay?ın AKP?den bakan olması, MHP?li Mansur Yavaş?ın CHP?den Ankara B.Şehir Belediye başkan adayı olması geçtiğimiz günlerde Adana?da 500 kişilik bir Alevi vatandaşımızın MHP?ye geçmesi gibi birçok örnek sıralanabilir.

Bu  değişimlere kişisel ve çıkar ilişkileri gözü ile bakanlar da olabilir.

Ben askeri ve devlet terbiyesi aldığım için gelişmelere temkinli yaklaşsam da, olaylara hoşgörülü ve yapıcı olarak yaklaşmayı tercih ediyorum.

Sebepler göz ardı edilemez. Ancak,  sonuçlarda göz ardı edilmemelidir.

İdeolojide, fanatiklik, belirli bir zümreyi kapsama ve bir yerlere bağlılık yoksa. İdeolojide; inanç, bağlılık ve samimiyet varsa. İdeoloji; toplumun tamamının refah ve mutluluğu içinse.  İdeoloji; Vatanın ve milletin varlığı birliği bölünmez bütünlüğünü koruma ve kollamaya yönelikse.  Adres teferruattır.

İbrahim Halil SİPAHİ

Araştırmacı Yazar

08.02.2014/adanapost.com