M.Zeki Uyanık
Seçilenler nasıl bir koltuğa oturduklarını biliyorlar mı?
Vatandaş, köylerden Büyükşehirlere kadar ülkenin her tarafında kendisini yönetecek olan muhtarları, meclis üyelerini ve de belediye başkanlarını seçti.
Vatandaş, hizmet yetkisini seçtiği kişilere bir emanet olarak verdi. Bu emanet ki efendimizin ifadesi ile ?ihanet edildiğinde kıyametin yaklaştığına işaret olan? bir sorumluluktur.
İdarecileri seçenler, demokrasi anlamında kendilerine düşeni yaptılar. Hür iradeleri ile kendilerini iyi ve güzel yönetecek olanları seçti ve sorumluluğu ağır olan bu emaneti yani yetkiyi bu seçilenlere verdi.
Seçmen ya da halk görevini yerine getirdi peki bu seçilenlerin manevi sorumluluğu nedir?
Şüphesiz seçilmişlerin ya da bir makama gelenlerin bir koltukta oturup insanlara hizmet edenlerin mükafatı da sorumluluğu da çok büyüktür.
Bu mükafat ve sorumluluk ile ilgili olarak benim aklıma hep Behlülü Dana Hazretlerinin kısası ile arşın gölgesindeki yedi insan gelir.
Rivayet odur ki Behlül Dana hazretleri; ?bir gün kardeşi Halife Harun Reşidin tahtına geçip oturur. Birkaç dakika bile oturmadan hemen sarayın muhafız ve hizmetçileri onu görürler ve Behlül Dana hazretlerini tahttan indirirler. Tahtan indirdikleri gibi bir de dayak atarlar. Behlül bir kenara çekilip hüngür hüngür ağlamaya başlar, Olayı padişah Harun Reşide haber verirler, Harun Reşit Behlûl'ün yanına gelerek teskin etmeye çalışır.
? Tamam, Behlûl ağlama, ben onları cezalandıracağım der, Behlûl hemen itiraz ederek.
? Aman Abi Askerleri cezalandırmayın, Benim onlardan şikâyetim yok.
? O zaman neden ağlıyorsun.
? Behlül Dana Hazretleri kardeşine:
? Kardeşim ben, beni dövdüler diye ağlamıyorum. Ben birkaç dakika tahta çıkmakla bu kadar dayak yedim, yarın senin durumun ne olur, ne kadar dayak yiyeceksin diye düşünüyorum ve onun için ağlıyorum der.
Bu sözler Harun Reşidin gözlerinin yaşartır...
? O halde söyle, nasıl hareket edersem kurtulurum, diye sorar.
Behlül, şu nasihatte bulunur:
? Adaletle hükmet, kimseyi incitme, millet senden memnun olup senin iyiliğine dua etsin. Ancak o zaman kurtulursun.
Evet hizmet makamları ateşten bir gömlektir. Layık-ı Vechi ile temsil edilmediğinde şüphesiz kişinin dünyasını da ahretini de sıkıntıya sokar. Bu kıssada da geçtiği gibi kişinin manevi sorumluluğu çok büyük olduğu için onun ahretteki hesabı büyük ve zor olur.
Peki madem bu makamların dünyadaki ve ahretteki sorumluğu fazla ve zor o halde kimse bu makamlara gelmemeli mi?
Kimse hizmet makamına talip olmamalı mı?
Bu sorumluluğun altına kimse girmezse devletin ve milletin işlerini kim idare edecek?
Tabi ki bu makamlara talip olunmalıdır. Tabi ki bu makamlara gelerek insanlara hizmet edilmelidir. Ancak emanet kavramının bilincinde olarak bu makamlarda hizmet edilmelidir.
Zira bu makamların manevi sorumluluğu ne kadar büyük ve zor ise aynı şekilde mükafatı da bir o kadar büyük ve güzeldir.
Nitekim sevgili Peygamberimiz bir hadisi şeriflerinde başka bir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde Allah?u Teala, yedi insanı arşının gölgesinde gölgelendirecektir buyurmaktadır. Arşın gölgesinde gölgelendirilecek yedi insanın ilki şüphesiz ?adil devlet başkanıdır.?
Evet bu makamlar ateşten gömlek ama hakkı ile temsil edildiğinde de cennet vesilesidir.
O halde hiçbir serinliğin ve gölgenin olmadığı, insanların terinde boğuldu, insanlarla güneşin arasında metrelerin kaldığı ahiret gününde arşın gölgesinde gölgelenebilmek için yeni seçilen muhtarlardan belediye başkanlarına kadar bütün idarecilerin ve de insanlara hizmet etme makamında görev yapan kişilerin şu kuralara riayet etmesi tavsiye edilir.
? Allah?tan korkun. Zira unutmayın ki Allah gizlediğinizi de açıktan yaptığınız da bilir.
? Amel defterinizi ve yaptıklarınızı yazan melekleri unutmayın. Zira bu melekler her konuştuğunuzu ve her yaptığınızı kayıt altına almaktadır.
?Oturduğunuz makam sizin ya cennetiniz ya da cehenneminiz olacaktır. Zira bu makamla imtihan edileceksiniz.
?Adaletten sapmamak gerekir. Zira adalet mülkün temelidir.
?Devlet malında tüyü bitmemiş kişilerin de hakkı olduğunu unutmamalı. Ve bu hususta mum ve devenin yuları kıssasında olduğu gibi Hz. Ömer örnek alınmalıdır. Belki Hz. Ömer olamayız ama onu kendimize örnek alabiliriz.
? Halka hizmet makamları hakka hizmet makamlarıdır. Şayet bu makamlar halka hizmet etmeden çıkmış şerre hizmet etme olmuş ise o zaman hakka hizmet etmekten de çıkmıştır. O zaman böyle bir sapma kişinin sadece dünyasını değil ahretini de tehlikeye sokar. Böyle bir durumda uçuruma yuvarlanmadan ya dönmek ya da o makamı bırakmak gerekir.
? Bu makamlar insana hizmet makamları olduğu gibi aynı zaman da inanca hizmet etme makamlarıdır. O halde inanca hizmeti ihmal etmeyelim. Ama istismar da etmeyelim.
İnanıyoruz ki ülkemizin her köyünde, mahallesinde, ilçesinde ve ilinde seçilen kişiler bu şartları bilir ve bu şartları hizmetinde esas alır.
Ancak unutmasınlar ki onlar her ne kadar bu güzel vasıflara sahip olsalar da şeytan ve nefisleri onları bu hakikatten ve güzellikten saptırmak isteyecektir. Zira makamlar ateşten gömlek ve en büyük ve en ağır imtihanların da vesiledir.
Seçenlere ve seçilenlere hayırlı bir hizmet duası ile?
M. Zeki Uyanık, adanapost
07.04.14, Adana
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.