Sedat Yılmaz
Petrol fırtınası!
Hin oyunlar devam ederse, kısa vadede petrolün varil fiyatı 300 dolara çıkabilir. "Kara bir el" petrol fiyatlarının daha yükselmesi için adeta kendini parçalıyor. Bu "kara el" icraatı ve yaptıklarıyla zaten kendini ele veriyor.
İki yüzlü politikaları sebebiyle utandığından değil, petrol fiyatlarının artmasını sağlamak için Rusya’dan gaz ve petrol ithalatını kesen ABD ve hatta İngiltere, dünyadaki enerji kaynaklarında tam hakimiyet kurma noktasında santrançta hamlelerini sürekli değiştiriyor.
Uzun zamandır el altından Rusya’dan petrol tedarik eden Shell gibi küresel şirketler bir güvence almışlar ki, petrol ve doğalgaz alımını kademeli durduracaklarını ve Rusya’daki akaryakıt istasyonlarını kapatacaklarını bildiriyorlar.
***
Mesela kara elin uydularından Avrupa, Rusya’dan gelen gaz miktarını üçte iki oranında azaltmayı planlıyor. Ana hedef 2030 yılına kadar Rusya’ya olan petrol, gaz ve kömürün içinde olduğu enerji bağımlılığını sıfırlamak. Güvenceyi aldıkları yer belli ama, AB enerjide tedarikçileri çeşitlendirirken enerji maliyetini 2-3 katına çıkarırsa hiç şaşırmamak lâzım. Siz o zaman enflasyonu görün!
Asla unutmayalım… Dünyada petrol ve altının “dolar” ile ticaretinin yapılması zorunluluğunu devam ettirmek isteyen bu “kara el”, iç içe geçmiş planlarıyla tahtlarını korumak için tuzak kurmada sınır tanımaz ve menfaati için babasını yemekten çekinmez.
ABD Başkanı Joe Biden’ın “Şu anda 1 Ruble 1 ABD senti bile etmiyor” ifadesinin verdiği mesaj sarih bir şekilde ortada. Desiseler ve ekonomik ambargolarla küresel petrol bölgelerini ve Rusya’daki enerji kaynaklarını, borsa şirketlerinin içini boşaltır gibi ele geçirmeye çalışan “kara el”in fotoğrafı maalesef bu.
***
Mamafih Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelensky’yi sarfettiği “Ukrayna, NATO üyeliğinde ısrar etmiyor” sözüne karşılık azarlayan batının, NATO ve AB’ye yönelik bu tür sözlerden uzak durmasını istemesindeki gayenin petrol fiyatları olduğu ortaya çıkıyor. Zira, Zelensky’nin bu açıklamasından sonra petrol fiyatları 131 dolardan 123 dolara kadar geriledi.
Fiyatların düşmesini önlemek için OPEC’i baskı altında tutan ve diğer taraftan petrol bölgelerinde terör estiren batı, Rusya nezdinde aslında elinde enerji kaynağı bulunan tüm ülkelere sıcak veya soğuk savaş açmış olduğu gözleniyor.
Libya’da Zintan petrol bölgesine, teröristlerin saldırısı kime yarar bir düşünün. Bölgeye ABD Libya Büyükelçisi Richard Nolan ile BM Libya temsilcisi Stephanie Williams’ın koşmasını nasıl yorumlarsınız? Yani atılan okun hangi yöne gittiğine iyi bakılmalı, demek istiyorum.
***
Sadece enerji üretenler değil, tüketenler de bahsettiğim “kara el”in baskısı altında. ABD’nin güvenlikle tehdit ettiği Avrupa Birliği (AB) ölümüne ihtiyaç duyduğu Rus gazı ve petrolüne ambargo uygulayacağını açıklıyor. AB hangi gücüne güvenerek mezkur kararı alabiliyor, fikir yürütmek lâzım. Zira AB enerji ihtiyacının yüzde 45’ini Rus gazı, yüzde 27’sini Rus petrolü ve yüzde 46’sını Rus kömürü ile karşılıyor.
Yalnız ABD’nin politik acımasız baskısını görebilen Avrupalılar da var. Bunların başında Almanya, Fransa ve İtalya geliyor. AB Komisyonu Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans, bir gecede Rus enerjisinden vazgeçmenin ciddi sorunlar oluşturabileceğine dikkat çekiyor. Timmermans, “Putin’e verdiğimiz zarardan daha fazlasını kendimize veriyoruz. Bu konuda emin olmalıyız” demekten kendini alamıyor.
Avrupalılar ABD ile Rusya arasında kalmış durumda. Konu bugün Paris yakınlarındaki Versailles’da bir AB zirvesi şeklinde masaya yatırılıp Rus enerjisine yönelik duruş karar aşamasına getirilecek.
***
ABD küresel enerji politikalarında etkin rol oynamak istiyor. Mesela bazı odakları kullanarak darbe yapmak istediği petrol ülkesi Venezuela ile yeniden köprüleri atmaktan yana. Biden, ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkiliyi, - adı da var - Roger Carstens’i Venezuela Devlet Başkanı Nikolas Maduro’ya göndermiş bile.
Mesaj açık… Venezuela’da tutuklu Amerikalıların serbest bırakılması karşılığı ABD Venezuela’ya ambargoyu hafifletme teklifi yapıyor. Karşılığında Amerikan Chevron enerji şirketinin Venezuela’da tekrar faaliyete geçmesini istiyor.
ABD – Venezuela arasında sıkı pazarlığın sürdüğü, ancak Beyaz Saray’ın meşru saymadığı Maduro hükümetinden henüz bir cevap alamadığı bildiriliyor. Maduro’nun Putin yanlısı olduğunu unutmamak gerekiyor.
ABD sadece Venezuela ile değil, yıllardır kavgalı olduğu ambargo üzerine ambargo koyduğu İran’a da yanaşıyor. ABD nükleer anlaşmayı kabul ederek İran’a yönelik ambargoları kaldırıp petrol ve doğalgaz rezervlerini kendi lehine çevirmeyi hedefliyor. İngiltere de, Ukrayna’nın işgalinin ardından İran’la anlaşmanın çok yakın olduğunu ilan etmişti.
Özetle petrol fırtınası; yayılarak şiddetini artırıyor…
analizgazetesi.com.tr/yazının devamı..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.