İbrahim Halil Sipahi
Passo-Fiyasko
14 Nisan 2011 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe gir 6222 sayılı Sporda Şiddet ve düzensizliğin Önlemesine Dair Kanun uyarınca, 14 Nisan 2014 tarihinden itibaren bütün Spor Toto Süper Lig ve PTT 1. Lig kulüplerinin müsabakalarını oynadıkları statlarda elektronik kart ve elektronik bilet uygulamasına geçildi. Artık, maçlarda kanunlara aykırı davrananların statlara girmesi engellenip, kadın, çocuk ve ailelerin de çekinmeden güvenli bir ortamda maçları izleyebilmeleri mümkün olacak. ?Bu uygulama statlarımıza huzur ortamı getirecek? diyor Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç.
Maç izlemeye gidecek taraftarın adını, soyadını, tuttuğu takımı ve TC kimlik numarasını sisteme girmesi ile düzenlenecek PASSOLİG Kart uygulamasının sisteme girmeyen taraftarın maçları izlemesini yasaklayan dünyada bir benzeri olmayan bu uygulamanın ?taraftarı fişlemek? olduğunu savunuyor hukukçular.
Ayrıca 25 lira ödenerek alınacak ?Passolig? kartı taraftar sadece iç saha maçlarda kullanabiliyor ve deplasmanda maç seyretmek isterse, bir 25 tl. daha vermek sureti ile orada yeni passolig kart çıkartmak zorunluluğu var. Bu da ne kadar ortada rant döndüğünü bu rantın kaymağını kimlerin yiyeceği sorusunu akıllara getiriyor.
Uygulamanın bir başka tartışma konusu ise zamanlaması. Ligin bitimine birkaç hafta kala Süper lig ve PTT birinci ligde uygulanması, diğer liglerde uygulanmaması. Oralarda stat güvenliği tam demek ki diye yorumlanıyor.
İlk uygulamanın bombası bu yılın süper lig şampiyonu olacağı aşağı yukarı kesinleşen Fenerbahçe ve lig ikincisi Beşiktaş arasında oynana derbi maçta patladı. e-bilet ile Tribünler boş kaldı. Desteğe gereksinimin en yoğun olduğu dönemde takımlar 12. adamı yanında bulamadı. Hâsılat alamadı. Ve büyük bir fiyasko yaşandı.
Süper Lig?de 5, PTT 1. Lig?de 7 karşılaşmada gerçekleşen ilk hafta uygulamasında 42 bin 856 seyircinin e-biletle maçlara giriş yaptığı, Yalnızca Beşiktaş, Fenerbahçe derbisi?nde en az 2 milyon lira hâsılat kaybı olduğu söyleniyor.
Her uygulamamızı batıdan alma veya batıya uydurma çabası güden bir milletiz. Batıda benzer uygulamalar olsa da bizdeki şekli ile uygulayan bir ülke yok. Yalnız Hollanda?nın Den Haag?ın stadı, taraftarının aşırı agresifliği yüzünden yüz tanıma sistemini de içeren bir sıkı denetim sistemi olduğunu görüyoruz.
Sistem, aslında içerdiği olumsuzluklara karşın çok kötü değil. Kulüp yararına faydalar da sağlıyor. Önemli sorunlardan biri olan bedava bilet dağıtımının önüne geçiliyor. Bütçe şeffaflığı sağlanıyor. Artı güvenlik ön plana çıktığı için, tribün anarşisini de minimum seviyeye düşürecektir.
Bu uygulamanın sağladığı ciddi faydalar olmasına karşılık gerekli tanıtımın yapılmaması, birçok uygulamada olduğu gibi insanlarda oluşan güvensizlik, ayrıştırılma hissiyatı oluşturuyor. Ayrıca uygulamaya öylesine kötü bir zamanlamayla ve öylesine hazırlıksız başlanıldı ki işe... O faydaları da en azından şimdilik kimse pek fazla görmek, düşünmek istemiyor.
2008 yılında başlatılan çalışmalar 2011 yılında çıkarılan kanunla uzun zamandır tasarlanan bu uygulamanın bir deneme ve geçiş süreci olmadan, alt yapısı oluşturulmadan ligin bitimine birkaç hafta kala alelacele uygulamaya konulması ister istemez insanları farklı düşüncelere sevk etti.
Tanıtımı yetersiz, ön uygulaması yok, sistemi henüz uygulayacaklar dahi tam olarak bilmiyor, vatandaş hazırlıksız hem de şampiyonluğa oynayan iki takımın derbi maçında ben yaptım oldu mantığı ile başlatıyorsunuz. Taraftarı bu maçtan yosun, futbolcuyu desteksiz bırakırken en çok gelir elde edeceği derbi maçın hâsılatından takımı mahrum bırakıyorsunuz.
Sözün özü, birçok yeni uygulamada olduğu gibi, tam Türk işi, hele bir başlatalım gerisi arkadan gelsin mantığıyla. Ve yapmak için değil, adeta yapmış olmak için başlatıldığı kanaatindeyim.
İbrahim Halil SİPAHİ
Araştırmacı Yazar
256.04.2014/adanapost.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.