Niçin öldürmek istediğin Askere yardım ediyorsun?


 

Çanakkale Savaşları?na katılan Fransız General Guro: ?Fransızlar, Türkler gibi mert bir milletle savaştıkları için çocuklarıyla daima iftihar edebilirler diyor?.


Fransız General Guro, bu sözleri Çanakkale?de savaş meydanında yaşadığı şu hadise üzerine söyler:

?Savaşın bittiği biranda, yaralı ve ölülerin arasında dolaşıyorduk. Az önce, Türk ve Fransız askerleri süngü süngüye gelip ağır kayıplar vermişlerdi. Bu sırada gördüğüm bir hadiseyi ömrüm boyunca unutmayacağım.


Yerde bir Fransız askeri yatıyor, bir Türk askeri kendi gömleğini yırtmış, onun yaralarını sarıyor, kanlarını temizliyordu. Tercüman vasıtasıyla bir konuşma yaptık. Niçin öldürmek istediğin askere şimdi yardım ediyorsun?


Mecalsiz haldeki Türk askeri şu karşılığı verdi: Bu Fransız yaralanınca yanıma düştü. Cebinden yaşlı bir kadın resmi çıkardı. Bir şeyler söyledi. Anlamadım. Ama herhalde annesi olacaktı. Benim ise kimsem yok. İstedim ki, o kurtulsun, anasının yanına dönsün. Bu asil duygu karşısında ağlamaya başladım. Bu sırada, emir subayım Türk askerinin yakasını açtı. O anda gördüğüm manzaradan yanaklarımdan sızan yaşların donduğunu hissettim. Çünkü Türk askerinin göğsünde, bizim askerinkinden çok daha ağır bir süngü yarası vardı ve bu yaraya bir tutam ot tıkamıştı. Çok geçmeden her ikisi de öldü.?


Kim bilir?

Bu fedakar ve de asil askerimiz belki Edirneliydi belki Karslı, belki İzmirli belki Hakkarili, belki Samsunlu belki Adanalı, belki de Mardinliydi.

Aslında bu güzel insanın nereli olduğunun bir önemi yok.

Bu fedakar mert askerin hangi ilden, dilden, bölgeden, milletten? Geldiğinin de bir önemi yok.

Çünkü biz şunu biliyoruz ki bu asker bu toprakların evladı, Müslüman bir kimseydi.

Çünkü biz biliyoruz ki Çanakkalede; Edirneli, Hakkarili, İzmirli, Karslı, Adanalı, Samsunlu, Mardinli? Türkü, Arabı, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Zazası? Vardı.

Çünkü biz biliyoruz ki Çanakkale savaşında Anadolu?nun bütün illeri, milletleri, ırkları? vardı. Olmayan şehir, bölge, ırk ve millet yoktu.

Ecdadımız tarih boyunca bu tarz güzel davranışları savaşta ve savaş bitiminde hep sergilemiştir. Ecdadımız, cephedeki cesaretini cephe arkasındaki mertliği ile taçlandırmıştır.


Bu güzel davranışların da kültürümüzde, inancımızda yeri vardır. Zira bizim kültürümüzde, inancımızda zayıfa,  esire, aman dileyene?


Asla ama asla vurulmaz. Şiddet uygulanmaz, düşman da olsa canına kast edilmez. Tıpkı bu asil askerimizin gösterdiği asil davranış gibi?


Şöyle geriye dönüp bir 90 yıl geriye gittiğimizde şunu görürüz ki:  ?Ecdadımız omuz omuza, yan yana, aynı safta, aynı cephede, aynı siperde, bu vatanı savunmuş ve şehit düşmüştür. Ama bayrağı ve istiklali düşürmemiş, düşmanı da bu aziz vatandan kovmuştur?.

Yine şehitliklerimizi dolaştığımızda her bölgeden, ilden, ırktan, milletten? insanlarımız yan yana yatmakta. Bütün bu insanlar bu vatan için gözünü kırpmadan canını vermiştir.

Mehmetler, Hasanlar, Yahya Çavuşlar, Seyit Ömerler, Nine hatunlar, Şerife bacılar, Kara Fatmalar ve adını burada sayamadığımız binlerce kahraman vatan evladı, üzerlerine düşen görevlerini hakkıyla ifa etmişlerdi.

Çanakkale savaşı, vatanın her bölgesinden gelen insanımızın tek vücut olmasıyla gerçekleşmiş bir zaferdir. Bu bir vatanın evlatlarının yüreklerinin aynı noktada çarptığında bütün imkânsızlıklara rağmen neleri başarabileceğinin bir göstergesidir.


Bugün en çok bu duyguya, birliğe, beraberliğe, kardeşliğe ihtiyaç duymaktayız.


Ne ilginçtir ki dün yaralı düşmana bile yardım eden eller, bugün aynı safta savaşan, aynı siperde yatan, aynı cephede savaşıp vatanı kuran ecdadın torunlarına kalkmakta. Bu ecdadın torunları, askeri, polisi, şehit etmektedir.


Oysa bizler, sadece aynı cephede savaşan, aynı siperde yatan, omuz omuza çarpışan, ecdadın torunları değiliz.


Biz aynı zaman da aynı havayı teneffüs eden, aynı Allah?a inanan, aynı Peygambere iman eden, kitabı, kıblesi bir olan, aynı Fatiha?yı, Yasini cenazelerinde okuyan, aynı camide saf tutup ibadet eden, aynı kültürü paylaşan? Et ve tırnak gibi ayrılamayan kardeşleriz.


Ve bugün birileri bu kardeşlerin arasını bozmak ve kardeşlik türküsünü bitirmek, parçalayıp daha rahat yutmak istiyor. Üzücü olan bu değil, düşman düşmanlığına yapacak ama üzücü olan kardeşlerin bu oyuna alet olmasıdır.


Mevla birliğimizi beraberliğimizi bozmasın bozmak isteyenlere de fırsat vermesin?


 

M. Zeki Uyanık, 15.07.11, adana


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M.Zeki Uyanık Arşivi