İbrahim Halil Sipahi
Kuraklık ve Susuzluk
Değerli okurlarımız, daha öncede burada küresel ısınma, kuraklık ve susuzluk ile ilgili birkaç araştırma yazısı hazırlamak sureti ile sizlerle paylaşmıştım. Bahar ayları ile ısınan hava yaz aylarının başlaması ile etkisini yükselterek artmaya başladı. Ülkemizde ve dünyada meteoroloji ve hava*yer bilimcilerin gelecek günlere ait tespitleri pek de iç açıcı boyutta değil. 2013 yazında hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin çok üzerinde seyredeceği bilim adamlarının ifadesi ile cehennem sıcaklığında geçeceği görüşü yaygın. Sıcaklığın bu seviyede yüksekliğinin neticesinde kuraklık ve su sıkıntısının da baş göstereceği üzerine basılarak ifade ediliyor.
Beni bu konunun üzerinde ısrarla durmaya iten en önemli faktör 2000 yılında Almanya da yapılan dünya su zirvesinde sunulan raporlarda, küresel ısınma nedeni ile kuraklık ve su kaynaklarının azalması var olan suların çevre kirliliğinden dolayı kullanılamayacak hale geleceği tedbirler alınmazsa bundan en çok etkilenen ülkenin Türkiye olacağı konusunda bildirilen görüştür. Öyle ki bu sunulan raporda Dünya ve özellikle Türkiye deki öngörüler geçtiğimiz 12 yıl içerisinde ve rapordaki işaret edilen tarihlerde ve şekillerde gerçekleşmesidir.
Şüphesiz ki, tüm canlıların yaşamı için su vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Bu nedenle dünya düzenini kontrol altında tutan (yaratılmış) insanın en önemli vazifelerinden biriside hayat kaynağı su ve kaynaklarını korumak zorundadır.
Yaşadığımız yüzyılın kâbusu küresel ısınma ve çevre kirliliğinin yaşamımızı olumsuz etkilemesi küresel ısınmanın getirdiği mevsim değişiklikleri, kuraklık, çevre kirliliğinin su kaynaklarının kirlenmesi ve azalmasına neden olmaktadır.
Bilim adamları son 50 yıldaki sıcaklık artışının insan hayatı üzerinde fark edilebilir etkileri olduğu görüşünde. Üstelik artık geri dönüşü olmayan bir noktaya yaklaşıldığına dikkat çekiliyor. Hiçbir önlem alınmazsa bu yüzyıl sonunda küresel sıcaklığın ortalama 2 derece artacağı tahmin ediliyor. 2007?nin de dünya genelinde kayıtların tutulmaya başlandığı son 150 yıllık dönem içinde en sıcak yıl olabileceği öngörüsü vardı ve maalesef bu gerçek oldu 2007 yılında ülkemizde içinde olmak üzere dünyanın her köşesinde son 70 yılın en sıcak yazı yaşandı.
İstanbul Teknik Üniversitesi Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü, küresel ısınmasının, Türkiye üzerindeki etkilerine ilişkin bir senaryo hazırladı. Bu senaryoya göre, küresel ısınma aynı şekilde devam ederse, 2070?te Türkiye genelinde sıcaklıklar 6 derece kadar yükselecek. Ekosistem değişecek, canlı türleri yok olma tehlikesi yaşayacak.
Küresel ısınma en çok su kaynaklarını etkilemektedir. Suyun yanlış yönetimi ve yanlış kullanımından dolayı dünya nüfusunun %40?ı susuzluk tehlikesi ile karşı karşıya.1milyar insan sudan mahrum.1,5 milyon çocuk her yıl kirli sudan ölüyor. 2025 yılında nüfusun üçte ikisi susuzluk ile ilgili sıkıntı yaşayacak. Bir insanı besleyecek yıllık gıda üretimi için yılda 2 ile 5 ton su harcanıyor.2050 yılında 9 milyar olacağı hesaplanan dünya nüfusu için %70 daha fazla gıda üretilmesi gerekiyor. Bu oranda da üretim için su tüketilecek. Ayrıca gıdaların %30?u çöpe gidiyor. Böylece bu kadar da su kaybı oluyor. Dünyadaki insanların %18?i temiz su bulamıyor. Denizler, akarsular, göller, yer altı suları kirlendi. Su dengesini ve doğal dengeyi sağlayan dünyadaki sulak alanların yarısı kurutuldu Yer altı sularımız her yıl bir-iki metre çekiliyor ve kirleniyor. Suyun can damarı sulak alanların yarısı ülkemizde kurutuldu. Geri dönülemeyecek şekilde doğal yapısı bozuldu. B.B.DıvrakWWF-Türkiye)
Felaket telalığı yaptığımız sanılmasın son 12 yılda olanlardan sora olacaklar hakkında bilim adamlarının uyarılarını dikkate almanın gerekliliğini insanlık adına vazife addedip sizlere aktarmaya çalışmaktan başka bir gaye içerisinde değiliz. Kısacası Susuzluk, kuraklık, açlık, iklim göçleri, doğal afetler, salgın hastalıkları kapımızdadır.
Sıcaklığın artması ile özellikler güney, güney doğu bölgesinde aşırı sıcak ve nem dolayısıyla insan bedeninin su kaybının fazlalaşması terleme etkisi ile vücudun temizlenmesi ve rahatlatılması amacı ile günlük duş ihtiyacının artması bunun yanı sıra serinlemek amaçlı hortumlar ile çevrenin sulanması, su sarfiyatını arttırmaktadır. Dikkat edilmesi gereken en önemli husus suların kirletilmemesi olmalıdır. Bunun dışında kuraklık olsun olmasın suları dikkatli kullanmaya, israf etmemeye özellikle dikkat edilmelidir. Unutulmamalıdır ki iyi temizliğin sırrı çok su kullanmakta değil suyu isabetli kullanmaktadır. Hz.Muhammed (sas)?in şu sözü kulağımıza küpe olmalıdır. ? Su kenarında olsanız dahi, abdest alırken suyu israf etmeyiniz.?
Bolluk ve bereketli günlerin tüm insanlığa rahmet gibi yağdığı günler temennisi ile,
İbrahim H.SİPAHİ
13.07.2013/Adanapost.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.