
İbrahim Halil Sipahi
İstihbarat uyuyor, Terör can alıyor,
İstihbarat, demokratik devlet yapısı içerisinde iç ve dış tehdit unsurlarına karşı devlet ve millet yararına yürütülen bir faaliyettir. Dikta rejimleri için ise istihbarat, diktatörü korumak için kullanılan bir araçtır.
Türk istihbarat kurumları günümüzde askeri ve sivil istihbarat birimleri olarak teşekkül ederken, Askeri istihbarat teşkilatı Genelkurmay Başkanlığı’na, kolluk istihbaratı (Emniyet istihbarat) İç İşleri Bakanlığı’na, dış istihbarat (MİT) ise Başbakan’a bağlı teşkilatlardır.
Türk istihbarat birimleri bazı dönemlerde bazı siyasi gruplartarafından ele geçirilmiş, siyasi iktidarların şahsi kurumları haline getirilmeye çalışılmış hatta halk arasında kabadayı ve mafya uzantılı tanınmış isimler istihbarat teşkilatlarında taşeron olarak zaman zaman kullanılmıştır.
Her şeye rağmen emniyet istihbarat teşkilatı yeterliliği ve dirayetini koruyabilmesine rağmen.. NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip TSK’nın ordu yapılanması ve askeri alanda büyük gelişmeler kaydetmesine karşılık askeri istihbarat birimlerimiz aynı başarıyı yakalayamamıştır. Özellikle son 10-15 yıl içerisinde NATO içerisinde en zayıf istihbarat sistemine sahip duruma gerilemiştir. Bunda siyasi iktidarın asker kelimesi üzerinde duyduğu antipati ve askerler üzerinde kurulan kumpasların ektisi büyüktür.
Bir zamanlar dünyanın en başarılı sayılı istihbarat kurumları arasında gösterilen Türk istihbaratı iki binli yılların başından itibaren istihbarat teşkilatlarımız üzerinde reorganizasyona gidilirken oluşturulmaya çalışılan siyasi vesayet neticesinde teşkilatta yaş ve kuru ayrımı gözetmeden yapılan tasfiye teşkilatı zayıflatmıştır.
Maalesef bugün gelinen noktada başta MİT olmak üzere istihbarat teşkilatlarımız birçok olayda aciz kalmaktadır. Bunda İstihbarat destek birimlerinin (özel istihbarat) devre dışı bırakılarak tasfiye edilmesinin etkisi de büyüktür. Eski bir teşkilat mensubu olarak bu sözü söylemek beni rahatsız ediyor ancak buda görünen bir gerçektir.
MİT istihbaratta yetersiz kalıyor.
Devletin en önemli istihbarat kurumu olan MİT’in asli görevi içten ve dıştan gelecek tehditlere karşı istihbarat görevini yürütmekle yükümlü bir kurum olmasına rağmen Türkiye’de hemen her gün istihbarat zafiyetinden dolayı ülkede terör saldırıları olmakta, yabancı gizli servis mensupları terör örgütlerinin militanlar sınırlarımızdan her türlü silah ve patlayıcı maddeleri geçirebilmektedir.
Bugün terör konusuna hâkim gazetecilerin dahi adları ve hücre evlerini bileceği DHKP-C örgütünün en basit eylemleri dahi önceden tespit edilememektedir!
İstihbarat teşkilatlarının birbirleri arasında bölgesel yetki çatışmasına girmesi, aralarında çıkan anlaşmasızlıklar ve bazı konumlarda ortak hareket edememesi neticesinde. Zaman zaman sıkıntılar yaşamakta olup, işin en vahimi ise, bu anlaşmazlıklardan doğan aksilikler kamuoyuna yansımaktadır.
Bunun en vahim örneğinin 2014 Ocak ayının ilk günü bir ihbar üzerine Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde jandarma tarafından MİT’e ait TIR’ın durdurularak aranmak istenmesidir. Bu MİT’in bir acziyettir, bir istihbarat ve güvenlik zafiyetidir. MİT daha kendi aracının güvenliği sağlayamamış ve görevini gizleyememiş, böylelikle devlet sırrı denilen emtia deşifre olmuştur. Bu olayda istihbarat açısından bizim için tartışılacak konu, TIR’lardaki emtia’nın içeriğinden ziyade, MİT’e ait araçların kontrole takılmasıdır.
MİT’in yetersiz kaldığı konu sadece bununla sınırlı değil. Daha birçok olayı sıralayabiliriz.
-Başbakanlık ve devletin sinir noktalarına böcek yerleştiriliyor devlet dinleniyor. İş ayyuka çıkınca farkına varılıyor.
-İnternet fenomeni olan “FuatAvni” isimli bir şahıs veya kurum devletin aldığı kararları önceden sosyal medya üzerinden duyuruyor bir türlü çözülemiyor.
-Dolmabahçe, Turizm büro, savcı Kiraz, saldırıları, Reyhanlı, Suruç, Ankara mitinglerinde patlayan bombalar gibi daha birçok olayda istihbarat zafiyeti yüzlerce insanın hayatına mal olmuştur.
MİT adeta her işi bırakmış cumhurbaşkanı, ailesi ve sırlarını korumakla meşgul. Devletin bekası, güvenliği ve sırları Allah’a emanet, MİT’in başı cumhurbaşkanının sır küpü prensi ise baş tacı kimse laf söyleyemiyor.
İbrahim Halil SİPAHİ
14.10.2015/adanapost.com
Bir Milletin Varoluş Destanı İstiklal Marşı
11 Mart 2020 Çarşamba 21:05Milletin Egemenliğin son bulduğu, 23 Nisan..
22 Nisan 2018 Pazar 15:37Erken mi? Baskın mı? “Seçim!..”
21 Nisan 2018 Cumartesi 11:36Erken seçim, Değneğin iki ucu;
19 Nisan 2018 Perşembe 20:37Bahçeli’nin eken seçim çıkışına şaşırdık mı?
18 Nisan 2018 Çarşamba 17:51Esad düşmanlığı, İsrail seviciliği,
17 Nisan 2018 Salı 14:26Leş Kargalarından Horoz dövüşü,
15 Nisan 2018 Pazar 17:5528 Şubat davasında, “OH” dedirten karar.
14 Nisan 2018 Cumartesi 18:23DEİZM, boşa gündeme getirilmedi!
13 Nisan 2018 Cuma 00:47Bu oyunu daha önce seyretmiştik!
11 Nisan 2018 Çarşamba 19:31




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.