İslam ve Zulüm…

 

        İslâm dinî, insana büyük değer vermiş ona mal, can, namus…  gibi vazgeçilmez haklar tanımış ve bu hakları da dokunulmaz kabul etmiştir. İslam nazarında bu haklar her zaman koruma altındadır.

 

  1. Asırda temel insan hakları olarak nitelendirilen bu haklar insanın emniyetini, huzur ve mutluluğunu hedeflemektedir.

 

         Yadsınamaz bir hakikatı mübindir ki huzur ve mutluluk filizleri, sadece hakların gözetildiği bir ortamda yeşerebilir.

 

           Adaletin, hak ve hukukun gözetilmediği yerlerde ise zulüm vardır. Şüphesiz insan onur ve şerefiyle bağdaşmayan, temel hak ve hürriyetlere aykırı her türlü tutum ve davranış zulümdür.

 

        Bir insanın asla vazgeçemeyeceği hayat hakkından tutun da huzur ve mutluluğunu bozan sözlü ve fiili her türlü tutum zulümdür. Zulüm ise İslam inancında yasaklanmış ve haram kılınmıştır.

 

      Ancak İslam zulmü ayetler ve hadislerle yasaklamak ve haram kılmakla beraber. Maalesef asrımızda İslam coğrafyasında zulüm belki de tarihin zirvesindedir.

 

       Bir tarafta zulmeden idareciler, diğer tarafta İslam adına plajda masum insanları vuran, suda boğan, ateşte yakan örgütler, İslam’ın ve Müslümanların bağrına bir hançer gibi saplanmakta.

 

      Ne hüzündür ki zalim de mazlum da Müslüman. Ölen de öldürülen de Müslüman…

 

      Oysa hiçbir gerekçe zulmü, kan dökmeyi, insanların canına kıymayı meşru kılamaz.      

 

      İslam, değil masum insanların canına kıymayı, savaş döneminde savaşa dâhil olmamış düşmanı bile öldürmeyi meşru görmemektedir.

 

      Bırakın bir çocuğu ya da kadını öldürmeyi dinimiz insan dışındaki diğer canlılara dahi zulmetmeyi yasaklamıştır. Öyle ki dinimiz ibadet maksadıyla yapılan Kurban kesiminde bile hayvana acı çektirmemek için bıçağın keskin olmasını istemiştir.

 

        Kur’an-ı Kerim’de “Allah zulmedenleri sevmez.” buyurularak, zulüm ile Allah’ın rıza ve sevgisinin bir arada bulunamayacağına vurgu yapılmıştır. Sevgili Peygamberimiz de yemin ederek insanlara haksızlık ve zulmeden kişinin, cehenneme gireceğini ifade etmiştir.

 

        Çünkü zulüm, bireysel ve toplumsal huzurun bozulmasında, insanların haysiyet ve onurlarının zedelenmesinde baş etkendir.

 

        Zulüm, bir toplumda birlik ve beraberliğin, sevgi, saygı ve sadakatin, barış ve hoşgörünün önündeki en büyük engeldir.

 

         Zulüm, fıtratı bozulmuş, gönlü kirlenmiş, vicdanı kararmış insanların bir niteliğidir. Bu konumdaki insanlar belki dünyada nefislerini tatmin edebilir, emellerine ulaşabilirler ama her şeyin ayan beyan ortaya döküleceği ahirette kendilerini kötü bir sonun beklediğini asla unutmamalıdırlar. Kur’an’ın ifadesiyle kıyamet günü “Zulmedenlere, ‘Ebedî azabı tadın! Siz ancak vaktiyle yaptıklarınızın cezasına çarptırılıyorsunuz’ denilecektir”.

 

         Sevgili Peygamberimizin bu konudaki bir uyarısıyla bitirelim:

 

“Mazlumun bedduasından sakınınız. Çünkü onunla Allah arasında manevi bir perde yoktur."

 

          Selam ve dua ile…   

 

Zeki Uyanık

29.06.15, Adana

adanapost.com

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M.Zeki Uyanık Arşivi