Hz. Mevlana?


Mevlâna; mutasavvıf, mütefekkir, din adamı, şâir, eğitimci gibi değişik vasıfların sahibi olarak İslam tarihin ender şahsiyetlerinden birisidir.
Mevlâna medresede âlim, camide vaiz, evde iyi bir eş ve örnek bir baba, mutasavvıf, mânâ eri ve gönüller sultânıdır.
Bütün eserlerinde insanlara fazilet ve meziyet yollarını öğreten; güzel huyları methedip, kötülükleri yeren Mevlâna, bütün bu öğütleri öncelikle kendi yaşayışında tatbik etmiş.
Hazreti Pir, eserlerinde insanı yüce bir varlık olarak görür. Zira insan, Hz. Mevlana?ya göre yalnızca su ve topraktan yaratılan et, kemik ve kandan ibaret bir yaratık değildir. Bilakis insan; Allahın emanetini yüklenmiş ulvî bir varlıktır.
Mevlana; kadın-erkek, çocuk-yaşlı, hasta-sağlıklı, iyi-kötü, zengin-fakir, demeden; her insanı Allah?ın kulu olarak görür ve ne olursan ol yine gel demektedir.
Mevlâna, kadına da, İslâm'ın tavsiye ettiği değeri vermiştir. Mevlana, kadın için: "O güzel sevgili, sanki kalpleri cezbeden bir pınarın nurudur." Diyerek kadına verdiği değeri dile getirmektedir.
Mevlâna dünya hayatına ve dünya malına fazla değer vermezdi. Kendisine gelen hediyelerin muhtaçlara dağıtılmasını isterdi. Maddî yönden sıkıntısı olanlara yardım elini uzatırken, bunu karşısındakini incitmeden, başkalarına sezdirmeden son derece zarif bir tavırla yerine getirirdi. Nitekim müritlerinden Osman Gûyende yeni evlenmişti. Para sıkıntısı çekiyordu. Durumu hisseden Mevlâna, bir gün ona: "Ey Osman! Bundan önce güzel bir âdetin vardı. Sık sık elimizi sıkardın. Uzun zamandır bu âdeti terk ettin sebebi nedir?" deyince, Osman Guyende Onun elini öpmek ister. Mevlâna da gizlice eline para sıkıştırır ve: "Bu adetini daima koru" der. Osman, bu parayla ihtiyaçlarını giderir.
Mevlâna'nın en belirgin özelliklerinden biri de engin hoşgörüsüdür. Mesnevî'de başkalarının ayıbını yüzüne vurmamak gerektiğini nasihat ve hikâyelerle defalarca dile geti-rir. Hiç kimsenin hatası dolayısıyla incitilmesini istemez. O, şu tavsiyede bulunur: "Eğer dostlarınızın kötülüklerini size anlatırlarsa, sizin onları yetmiş kere hayırla ve iyi niyetle te'vil etmeniz gerekir. Onu açıklamaktan tamamıyla âciz kaldığınız zaman, "bunun sırrını o bilir" deyiniz ve konuyu kapatınız ki, dünyada dostsuz kalmayasınız. Çünkü ayıpsız dost arayan, dostsuz kalır."
Mevlâna'nın insan sevgisi ve hoşgörüsünü dile getiren olayların hepsinde ortak bir yönünün vurgulandığını görüyoruz. Gurur ve kibirden uzak, son derece alçak gönüllü oluşudur. Mesnevî'de gurur ve kibirin kötülüğünü anlatırken çarpıcı bir örnek verir. "Şeytan, kibri yüzünden ebediyyen lanetlenmiştir. Cennet­ten hatası sebebiyle çıkarılan Hz. Adem ise, tevâzû ile tevbe etmiş, tekrar Hakk'ın lütfuna nail olmuştur."
Mevlâna, dini, dili ve ırkı ne olursa olsun bütün insanlara seslenebilmiş ve onlar günahlarla dolu olsalar bile gönüllerine girip yer etmiş, insanlığın kurtuluş ümidinin sembolü olmuştur. Böylece, Anadolu'daki gayr-i müslimlere bile eşsiz bir huzur ve barış örneği olmuş.
İnsanları çeşitli kamplara bölme gayretlerinin yoğun olduğu günümüzde, insanlığın; insan sevgisi ve hoşgörü konusunda Hazreti Pir Mevlâna'dan alacağı çok şey vardır.
Vuslatının 740. Yıldönümünde Hz. Piri rahmet ve minnetle anıyoruz.


M. Zeki Uyanık, adanapost

18.12.13, Adana

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M.Zeki Uyanık Arşivi