İbrahim Halil Sipahi
Engelsizlerin çıkardığı engeller,
Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü.1992 yılında Birleşmiş Milletler tarafından 3 Aralık Dünya Engelliler günü olarak kabul edildi ve bütün dünyada çeşitli etkinlik ve eylemlerle kutlanıyor ve ilgi çekilmeye çalışılıyor.
İnsanı yaratan yüce Allah, onu birtakım fiziki ve ruhi yetenek ve kabiliyetlerle donatmıştır. İnsanoğlunun sahip olduğu bu değer ve yetenekler bazılarında bazen doğuştan hiç yok veya noksan olabilirken, bazen de sonradan bir hastalık veya kaza sonucu kaybedilip, insanı bedenen veya zihinsel olarak engelli durma düşürebilmektedir.
Bugün yeryüzünde yaşayan çok sayıda ve çeşitli şekilde engelli insan bulunmaktadır. Yeryüzünde yapılan savaşlar, terör, trafik kazaları, deprem, doğal afetler çevre kirliliği ve yanlış beslenme gibi olumsuzluklar maalesef engellilerin sayısını gittikçe daha da arttırmaktadır.
Dünyada 500 milyon, Türkiye'de 10 milyon civarında engelli vatandaşımız bulunuyor. Türkiye nüfusuna göre çok yüksek bir sayı. Türkiye'de engelli nüfusta kadınlar ilk sırada yer alırken özür grupları sıralamasında ortopedik engelliler başı çekiyor. Engelli nüfusun en yoğun olduğu bölge Marmara bölgesi ve onu İç Anadolu bölgesi izliyor.. Yapılan araştırmalarda özür gruplarının tamamında özrün sonradan ortaya çıkma oranının çok yüksek olduğu anlaşılmış. Bu demektir ki bugün sağlam olan bir kişi yaşamının bir döneminde özürlü alabilir. O zaman hepimizi çok ilgilendiren bu konuya daha yakından ilgi göstermemiz gerekiyor.
Son yıllarda Özürlü vatandaşlarımızın yaşamlarını kolaylaştırmak adına önemli çalışmalar yapılmaya başlansa da alınan karar çıkarılan kanun ve yönetmeliklerin pratiğe geçirilmesinde hala büyük eksiklikler bulunuyor. Bunda eğitimsizlik, önemsememe ve cezayı yaptırımların olmaması en büyük etkenlerden..
Kanunen kamusal alanların binaların ve toplu ulaşım araçlarının engellilerin kullanımına uygun hale getirilmesi için verilen sürenin 1 Temmuz 2012 tarihinde dolmasına rağmen.. Aradan geçen 2,5 yıllık süre zarfında yasada yaptırım içeren cezai hüküm olmadığından özellikle yerel yönetimler ya konuya duyarsız kalmışlar ya da göstermelik düzenlemelerle adeta yasak savmış ve gereğini yapmamışlardır. Engelli vatandaşlarımız evlerinden çıktıkları andan itibaren büyük tehlikelerle karşılaşmaktadır.
Ülkemizde engellilerin yüzde 90'ının istihdam dışı, yardıma muhtaç konumunda, zorunlu ev hapsi hayatı sürmektedir, engellilerin yaşamının her anında ayrımcılığa uğradığını, ulaşım, erişim engellerinden eğitim öğretim haklarından yararlanamadığını ve sosyal yaşama katılmadığı. Engellilerin sürekle sağlık raporu almak zorunda bırakılmalarından, okullardaki fiziki yapı ve donanımın, engelli istihdamının ve engellilere bağlanan aylıkların da yeterli olmadığını bilinen gerçeklerdir.
Engelli vatandaşlarımızın daha rahat yaşaması, sosyalleşmesi için engelli gençlerimizin eğitim, sağlık, yönetim, istihdam gibi alanlarda yer alabilmesi için ivedilikle bazı düzenlemeler yapılması gerekiyor.
Kaldırım ve yaya geçitlerinde zaten sınırlı ve birçoğu uygun olmayan engelli geçiş noktalarına araç park ederek. Nadir olan alt-üst geçitlerde bulunan yürüyen merdivenler ile engelli asansörlerinin lüzumsuz kullanılması ve sık arızalanmasına neden olunması ile engelli vatandaşlarımızın yaşamları zorlaştırılıyor.
Görme engelli vatandaşlarımız içim kaldırımlara ve yaya geçitlerine sarı band uygulaması ve trafik sinyalizasyonlarına sesli uyarı sisteminin yaygınlaştırılması gerekirken hazır yapılan sesli sinyalizasyonlar sağlıklı çalışmıyor. Sarı bantların bir kısmı yerinden çıkmış, çıkarılmış yâda esnaf tarafından üzerine malzeme konularak görme engellilerin kullanmasına mani olunmaktadır.
Toplu Taşıma araçlarına inip binmelerde ve araç içerisinde yer verme konusunda engellilere öncelik verilmesinde zaman zaman duyarsızlığa şahit oluyoruz.
3 Aralık Dünya Engeliler Günü münasebeti ile engelli vatandaşları bağlı kurumları ziyaret etmek, düzenlenen tören ve sempozyumlarda duygusal ve heyecanlı bol vaatli konuşmalar yapmakla bir yere varılmıyor. Kanunlar, yönetmeliklerin uygulanmasının takip edilmesi ve hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Engelliler; Onların yaşam ve yaşam koşulları zor. Bir sürü eksikleri var. Ama onlar hayata küsmek yerine birçok başarıya imza atıyorlar. Kimi olimpiyatlarda birinci oldu, kimi ayağıyla resim çizdi, kiminin şarkıları dillere dolandı. Onlar hayatı hem engelli, hem de engelsiz yaşıyorlar. Seslerini duyurmaya, daha iyi yaşam koşullarına sahip olmaya çalışıyorlar.
Onlar, acınmak, merhamet edilmek, bir kenarda oturmak sadece belli günlerde hatırlanıp sevilmek istemiyorlar.
Onlar hayatın içinde çalışmak, üretmek, faydalı olmak bizde bu yaşamın bir parçasıyız, bizde varız diyor. Hayatı insanca engelsizce yaşamak istiyorlar.
?Hayatı Paylaşmak İçin Engel Yoktur.?
İbrahim Halil SİPAHİ
Araştırmacı Yazar
03.12.2014/adanapost.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.