İbrahim Halil Sipahi
Din istismarı ve din düşmanlığı...
Son zamanlarda AKP iktidarının icraatlarını eleştirirken bir kısım birey ve gruplar farkında olmadan ya da İslam ve din düşmanlarının da etkisinde kalarak İslam?a (dine) saldırıyı arttırdılar. İslam ve din ne bir bireyin ne bir topluluğun tekeli altında olmadığı gibi, bir birey veya topluluğun da anlayış ve yaşayış tarzı da örnek temsil etmez.
Çünkü İnsanların yaratılış gayesi, iyiliği emretmek, kötülüğü nehl-etmek olduğuna göre hiçbir kötü örnek emsal teşkil edemez.
Bu konuyu ele alırken haddimiz olmadan ilahiyatçıların alanına giriyoruz. Ancak üzerinde durulması ve milletimizin aydınlatılması gereken önem arz eden bir husustur.
DİN İSTİSMARI;
Din istismarı, din düşmanlığından daha tehlikeli bir harekettir. Din düşmanı, rengini, niyetini açıkça ortaya koyarken, din istismarcısı asıl amacını gizler. Bu nedenle Kur?an?ın yaşadığımız hayata yön vermesini ve rehberlik etmesini engelleyen faktörlerin en önemlisi de din istismarcılarıdır. Din istismarcılarını bazen dinin aslını bildikleri halde halkı aldatmak için gerçekleri onlardan gizleyerek, batıl şeyleri görmezden gelenler bazen de dinin aslını bilmediği halde birtakım menfaatler elde etmek için din kisvesi altında insanların dini duygularını sömüren kişiler olarak karşımızda buluruz.
Din istismarcıları, çoğunlukla dini hayatı yaşıyor gözüken kimselerdir. Her dindar gibi ibadetlerini muntazaman hatta daha fazlasıyla yerine getirirler. Âlim, hoca ve bilgin rolündedirler. Bu halleriyle halka güven verirler. Ve onların kendilerine bağlanıp otoritelerini kabul etmelerini sağlarlar. Kendi otoriteleri içine giren insanları mallarını haksız yere yerler kendilerine diğer insanların üzerinde özel bir konum ve makam biçmişlerdir. Onların o makamına ulaşmak imkânsızdır. Bunlar kazanmakla, çalışmakla elde edilemeyen şeylerdir, vehbidir. Allah vermemiştir onlara, hibe etmiştir(!) Hiç kimse itiraz edemez. Onlar dini en iyi bir şekilde bilirler ve insanlara gerektiği yerde gerektiği kadar söylerler yapmaları gerekin şeyleri, onlar da yapar.
İnsanların fazla bir şey bilmeye ihtiyaçları da yoktur. Onların kendilerine öğrettiklerini yerine getirirlerse yeter de artar bile (!) Onları taklit etmek, yani her dediklerini doğru kabul etmek, benimsemek boyuna gerdanlık takmak gibidir.(!) Onlara bir ölü nasıl yıkayıcısına teslim oluyorsa öylece teslim olmak gerekir.(!) gibi bir sürü safsatalar ile insanları uyuturlar.
Din istismarcıları, dini olan her şeyi istismar ederler. Bu istismarlarının sebebi menfaattir. Bu menfaat bazen ferdî, bazen grup ve kurum lehine olabilir. Yine bu menfaatleri bazen maddi, bazen da manevî olabilir. İnsanları kendi menfaatleri için savaştırırlar ve adını cihad koyarlar. Allah yolunda savaşıyoruz derler, oysa tağut yolunda, şeytan yolunda ve kendi heva ve hevesleri yolunda savaşıyor ve savaştırıyorlardır.
Bu eylem içerisinde bulunanları bakın Allah CC yüce kitabımız Kur-anı Kerimde nasıl uyarıyor.
"Gerçekten Allah'ın indirdiği kitaptan bir şeyi gizlemede bulunup onu az bir değere değişenler var ya onların karınlarına tıkındıkları ancak ateştir. Allah kıyamet günü onlarla konuşmaz ve onları günahlarından arındırmaz. Onlara elem verici bir azap vardır." (Bakara: 174)
"Onların bir takımı, kitabtan olmadığı halde kitabtan zannedesiniz diye dillerini eğip bükerler. O, Allah katından olmadığı halde 'Allah katındandır, derler. Bile bile Allah'a karşı yalan söylerler." (Al-i İmran: 78)
"...Bunlar, Allah'ın yolundan alıkoyarlar ve o yolu eğriltmeye çalışırlar. İşte onlar ahireti de tanımazlar/unuturlar." (Hud: 19)
Oysa dinde şahsi görüşlerin yeri yoktur. Dinde nakil esastır. Akla göre din olmaz. İslamiyet, nakle dayanan, selim akıl dinidir. Selim akıl, yanılmayan akıldır. Birinin aklına uygun gelmeyen bir şey, selim akıl sahibi için uygun gelebilir. Akla göre din olsa, insan sayısı kadar din olurdu. İslamiyet'te aklın ermediği şey çoktur. Fakat selim akla uymayan hiçbir şey yoktur.
DİN DÜŞMANLIĞI;
Din düşmanları (Ateistler), bunlar Kainatın yaratıcısı Allah CC.nin varlığını inkar eden, Çeşitli evrimler sayesinde var olduklarını ve her şeyin bir tabiat olayı oluğunu savunan Allah?a ve dolayısı Allah?ın gönderdiği dine de inanmayan inkarcılardır.
Amaçları Allah?ın varlığını inkâr ederek bu düşüncelerini kabullendirmek ve yaymak olsa da, Ateistlerin birincil amacı dini, özelliklede İslam dini ve inancını ortadan kaldırmayı hedefler. Bunu alenen yürütseler de zaman zaman Müslüman topluluklara sızarak direk veya misyoner gruplar içerisine yer almak sureti ile faaliyet gösterirler.
İslam düşmanlığı ise, son yıllarda hızla artmaktadır, Ortadoğu da yaşanan olaylar bunun en önemli kanıtıdır. Ülkemizde de din ve İslam düşmanlığı son yıllarda hızla artmaktadır. Bunda din üzerinden siyaset yapan AKP iktidarının rolü büyük olsa da, din düşmanları ve Siyonistlerin fırsatı ganimet bilip yangına körükle gitmeleri önemli etkendir.
Özellikle basında ve sosyal paylaşım sitelerinde, AKP nin icraatlarına muhalefet olmak, eleştirmek adına veya İslam coğrafyasında yaşanan bir takım olayların direk İslam?la ilişkilendirilmek sureti ile İslam?a saldırılması endişe vericidir. Yapılan grup veya bireylerin olumsuz eylemlerini onaylamamak ve kınamak adına topyekûn saldırı, yapılan olumsuzluk kadar üzücüdür.
NE YAPMALIYIZ?
Din istismarı ve İslam düşmanlığı karşısında gerçek bir Müslüman?ın tutumu ne olmalıdır?
- Din istismarına karşı dine saldırmak mı?
- Gerçek dinin esaslarını ön plana çıkarmak sureti ile istismarın önüne geçmek mi?
Değerli okurlar, ?Gâvura kızıp oruç bozmak? diye eskilerin bir sözü var. Öncelikle bir Müslüman dinini çok iyi bilmek zorundadır ki, din istismarcılarına ve İslam düşmanlarına karşı dirayet gösterebilsin onların tuzaklarına düşmesin. Bu hususta Allah CC ?Allah?ın ipine (Kur-an?a) sımsıkı sarılın? (Ali-İmran 103) buyuruyor.
Hareket, tavır ve uygulamada yapılan bir yanlışlık karşısında, mümine düşen görev onu uyarmak ve yapılan yanlışlığı düzeltmek üzere doğruyu göstermektir. İşte nedenle Allah CC. ?İçinizden insanları hayra çağıracak, iyiliği emredecek, kötülükten men edecek bir topluluk bulunsun.? (Ali-İmran :104) buyuruyor.
Yapılan yanlışlıklara karşı durmak adına, yapılan eylem ve söylenen sözler nedeni ile Allah muhafaza inanca zara verilebilir. ?Öfkeyle kalkıp zararla oturmak? diye, tam da buna denir ki, Allah korusun.
Yanlışlıklarla mücadele ederken daha sağduyulu daha sistemli ve erdemli olmak, dirayeti arttıracak ve zafer hak ve doğrudan yana tecelli edecektir.
İbrahim Halil SİPAHİ
Araştırmacı ? Yazar
17.10.2013/adanapost.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.