Gazetecilik; Yurt ve Dünya gündemine ilişkin olaylardan derlenen bilgileri olduğu gibi haberleştirilerek  gazete, radyo ve televizyon gibi kitle iletişim araçlarında yayınlanmasıdır. Bu görevi ifa eden kişilerde gazetecidir.

Gazeteci toplumun menfaatlerini kendi menfaatlerinin önünde tutandır...-Gazeteci kimsesizlerin kimsesidir,-Gazeteci topluma haber verendir, gazeteci yalan söylemez, yalan haber yapmaz.-Gazeteci güçlüden yana değil, haklıdan yana olur.-Gazeteci ne iktidarın borazanlığını yapar, nede muhalefetin sesidir.-Gazeteci düşmanımın düşmanı dostumdur diyemez.-Gazeteci şartlar ne olursa olsun ülkesini yabancı ülkelere, ülkemizin düşmanlarına şikayet edemez.-Gazeteci ülkesine ihanet edemez.-Gazeteci çıkar guruplarından yana değil, hayattan doğadan tarihten insandan yana yer alır.. -Çünkü gazeteci kamu hizmeti yapar...-Gazeteci topluma örnek olmalı, önde gitmeli ve yön veren olmalıdır...-Gazeteci kalemini şahsi çıkarlar için değil toplumun, kentin, ülkenin, çıkarları için kullanır, asla silah olarak görmez.-Gazeteci eleştiri hakkını kullanmalı kamu görevi yapanları eleştirmeli, ama haberi kan davasına çevirip her ortamda incitmez.  Bu demek oluyor ki, gazeteci edindiği bilgiyi yorum yapmadan olduğu gibi yalın ve sade bir biçimde kamuoyuna aktarmakla görevlidir.

Maalesef şu anda Türkiye’de 150 tutuklu gazeteci var. Ne yazık ki bu gazeteciler, "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" ve "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", “Devletin gizliliğine ait bilgi ve görüntüleri servis etme”, “vatana ihanet, vb.” suçlarından tutuklu olarak yargılanıyorlar.

Bunlardan bir kısmının dava soruşturması ve mahkemeleri devam ediyor, davası sonuçlarlardan beraat eden ve ceza alanlar belli oldu.

Geçtiğimiz hafta kılıktan kılığa giren, sözde gazeteci Nazlı Ilıcak ve Ahmet ve Mehmet Altan kardeşlere; Fethullah Gülen yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında diğer üç sanıkla birlikte, "anayasayı ihlâl" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi..

Vatana ihanetin bedeli darağacıdır;

Söz konusu vatana ihanet ise; en alttaki çöp toplayandan en üstte ülkeyi yönetene kadar her kim ise adil yargı, kesin delil ile suçu sabit olduğu anda cezası 5-10 yıl veya müebbet hapis değil, varacağı yer darağacıdır. Vatana ihanet eden insanın o vatan toprağına ayağını basması, havasını soluması haramdır. Ceza evlerinde beslemenin havayı kirletmesinin yer işgal etmesinin gereği de yoktur.

Münih Güvenlik Konferansı’nda konuşma yapan Başbakan Binali Yıldırım, tutuklu gazetecilere ilişkin sorulan soruya “Sizin başbakanınız ya da cumhurbaşkanınızı öldürmeye kalkarlarsa siz ne yapardınız?” cevabını verirken. Türkiye’de tutuklu bulunan Alman Die Welt Gazetesi’nin Türkiye muhabiri Deniz Yücel içinde “soruştura ve mahkeme aşaması devam ediyor bağımsız yargı kararını verecektir” demişti.

Başbakan Yıldırım, Almanya başbakanı Angela Merker ile görüştükten bir gün sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ajan/terörist olduğunu söylediği, “Bu koltukta oturduğum sürece asla hapisten çıkmayacak” dediği. Tutuklu gazeteci Deniz Yücel için, savcılık "Örgüt propagandası yapmak ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik" iddialarıyla 4 yıldan 18 yıla kadar hapis talebiyle iddianame düzenlemişti. İddianameyi kabul eden 33 Ağır Ceza Mahkemesi, Deniz Yücel’in tensiple tahliyesine karar verdi ve sanık serbest bırakıldı.

Deniz Yücel ne karşılığında tahliye edildi?

Benzer suçtan onca gazeteci cezaevinde davalarının sonuçlanmasını tahliye olmayı beklerken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “asla hapisten çıkmayacak” dediği Deniz Yücel,  Yıldırım-Merker görüşmesinin ardından mahkemenin jet kararı ile nasıl? Ve neden tahliye edildi?

Deniz Yücel verildi de! karşılığında ne alındı? Ajan/terörist diye adlandırılan bir kişi bir ülkeye veriliyorsa mutlaka bunun karşılığında bir şey alınıyordur. Devletlerarasında bu tip pazarlıklar normaldir ve her zaman yapılabilir. Bu pazarlıklar elbette kişiye karşı para veya meta karşılığında yapılmaz. İki ülke arasında karşılıklı kişi takası söz konusudur. Genelde iki, devlet arasında ajan, asker ve devlet görevlileri arasında yapılan bu takaslarla birlikte bunun dışında terörist takası da sıkça yapılmaktadır.

Geçtiğimiz yıl Merker’in birkaç saatliğine resmi bir ziyareti olmaksızın Türkiye’ye gelerek öldürülen DEAŞ’lı altı Alman teröristin cesetlerini aldığında, 16 Nisan referandumunda iki ülke arasında yaşanan gerginliklerin giderilmesi üzerinden yapılan bir pazarlığa benzer pazarlık Deniz Yücel’in takası için söz konusu olamaz. Türkiye Deniz Yücel’i Almanya’ya verdi karşılığında FETÖ’çü, PKK’lı, DEAŞ’li, DHKP-C’li teröristlerden kimi veya kimleri almıştır? Kamuoyu bu konuda bilgilendirilmemiş, muhalefetinde bilgilendirildiğine dair henüz bir açıklama yapılmamıştır.

İbrahim Halil SİPAHİ

19.02.2018/adanapost.com

twitter.com/ihalilsipahi