Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığına aday olduğu ilk günden itibaren yerinde oturan, suya sabuna dokunmayan, alışılmış bir Cumhurbaşkanı olmayacağını katılımcı, takipçi ve icraatın sürekli içerisinde olacağını dile getirmişti.

Erdoğan, 10 Ağustos 2014’de Cumhurbaşkanı seçildikten hemen sonra yayınladığı bir kararname ile Cumhurbaşkanlığının çalışma düzeni ve kurumsal yapısını değiştirdi. Mevcut başkanlıklara yeni başkanlıklar ekleyerek kurmaylarının sayısını 12 kişiye çıkarttı.

Ardından Ankara Beştepe’de AOÇ içerisinde başbakanlık hizmet binası olarak yapılan AK-SARAY’ı başbakandan kendisine Cumhurbaşkanlığı Sarayı olarak tahsis edilmesini talep etti ve yerleşti. Sürekli her konunun içinde olmaya icraatın başı gibi hatta hükümet sözcüsü gibi iktidarın icraatları üzerine açıklamalarda bulunmaya başladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhalefet tarafından en çok eleştirilen açıklamalarından biride hiç kuşkusuz istediği zaman bakanlar kurulunu toplayacağı ve başkanlık yapacağına dair sözleriydi.

Erdoğan’ın bu sözleri muhalefet tarafından sürekli olarak bunun anayasaya aykırı olduğu ve başkanlık sisteminin provaları olduğu öne sürülerek eleştirildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bakanlar kuruluna başkanlık edeceğine dair ilk tarih Erdoğan’ın yakında bulunanlardan eski bakan Binali Yıldırım’ın yılbaşından önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “5 Ocak’taki bakanlar kuruluna başkanlık edecek” açıklaması ile gündeme geldi. Ancak muhalefet tarafından büyük tepkilere ve tartışmalara neden olan bu açıklama. İktidar kanadı tarafından doğrulanmadı. 

Daha iki gün önce Merkez Bankası başkanına seslenerek faizlerin yüksekliği konusunda uyaran Erdoğan, nihayetinde 19 Ocak günü halk tarafından seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olma sıfatıyla Erdoğan bakanlar kurulunu Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Sarayında (Külliye) de topladı ve bakanlar kuruluna başkanlık etti.

Muhalefet yine aynı ses tonundan bunun anayasa ihlali olduğu ve başkanlık sistemi provası olduğu görüşünü yineliyor.

AKP grup başkan vekilleri ve hükümet sözcüsü bunun normal bir uygulama olduğunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bundan sonrada uygun gördüğü zamanda bakanlar kuruluna başkanlık edebileceğini dile getiriyorlar.

Havuz medyası da bu uygulamanın normal olduğu ve geçmişteki örneklerini manşetlerine taşıdı.

Evet, geçmişte de cumhurbaşkanlarından bakanlar kuruluna başkanlık edenler olmuştu, Cemal Gürsel, Kenan Evren ve Süleyman Demirel bakanlar kurulunu toplamış ve başkanlık etmişlerdi.

Cumhurbaşkanlığının yetkileri konusunda Anayasanın 104- b/3 maddesinde; “Gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kuruluna başkanlık etmek veya Bakanlar Kurulunu başkanlığı altında toplantıya çağırmak,” diyor.

Muhalefetin söylediği gibi anayasaya aykırımı? Yoksa başkanlık sistemi provası mı?

AKP’ye göre olağan bir uygulama ve devamı gelecek mi?

Geçmişteki Cumhurbaşkanlarının uygulaması ile benzer bir uygulama mı?

Bütün bunlar olası öngörüler.

Başkanlık veya yarı başkanlık sistemine geçilir mi? orası henüz muğlâk. 2015 genel seçimlerindeki meclis aritmetiği bunu bir nebze ortaya koyacaktır diye düşünüyorum.

Gerçek olan odur ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan o makamda oturduğu sürece kendisini icraatın başı gibi görmeye devam edecek. Her konunun içinde olacak. Açık gizli iktidar üzerinde etkisini ve ağırlığını sürekli hissettirecektir.

Erdoğan yapı itibari ile hareketsiz kalacak, suskun duracak bir yapıya sahip bir kişiliğe sahip değil. Kendisini canlı ve diri tutan da budur.

İbrahim Halil SİPAHİ

21.01.2015/adanapost.com