
İbrahim Halil Sipahi
Can almak;
Polis, kamu düzenini ve yurttaşların canı, malı ve temel hak ve özgürlüklerini korumakla görevli, yasa uygulayıcı bir çeşit kamu görevlisidir.
Polisin temel görevi ülkede güvenliği sağlamak, suçu önlemek ve olayları aydınlatmaktır. Temel amacı, kamu otoritesini ve kamu yararını sağlamaktır. Polisin görev ve yetkileri 2559 sayılı PVSK ve nizamnamelerle belirlenmiştir.
Polis?in silah kullanması ile ilgili ise; Polis vazife ve salahiyet nizamnamesi 17. Maddesinde şu şekilde ifade eder; ?2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun 16. maddesi mucibince polis için silah kullanmak salahiyetinin kabul edildiği hallerde silah kullanılması silah kullanmaktan başka bir çare bulunmadığı hallere münhasırdır. Bu takdirde mümkün olduğu kadar suçlunun öldürülmekten ziyade yaralı olarak yakalanmasına dikkat edilmesi ve kalabalık yerlerde silah kullanmaktan imkân nispetinde sakınılması icap eder.? der.
İnsanların birbirini öldürmesi insanlık tarihi eskidir. Hz. Adem?in oğlu Kabil?in kardeşi Habil?i öldürmesi ile başlar. İnsanın canını almak kolay ancak can vermek mümkün değildir. İnsanların insanca yaşamasına katkıda bulunmak ise mümkün ve evladır.
Meşru müdafaa sırasında her ne kadar istemeden ölüme sebebiyet vermek müstesna, bir insanı suçlu dahi olsa haksız yere öldürmek insani olarak kabullenilecek bir durum olmamakla beraber Yüce Allah CC. ?Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür.? (Maide suresi:32) ve ?Kim bir mü?mini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî kalacağı cehennemdir. Allah, ona gazap etmiş, lânet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.? (Nisa suresi:93) buyuruyor.
Birkaç defa ölüm sıcaklığını ensesinde hissetmiş ve ölümün teğet geçtiği, görev süresince onlarca arkadaşının yakinen ölümüne şahit olan birisi olarak bir insanın kaybını sanırım bizler kadar iyi anlayan olamaz.
Özellikle son bir yıldır ülkemizde istemediğimiz olaylar cereyan etmekte, sırf birbirini anlamaya çalışmamaktan bir inatlaşma uğruna çıkan olaylarda birçok gencimiz şu veya bu nedenle hayatını kaybetti.
Hayatını kaybedilenler hakkında dahi farklı düşünceler ortaya konuldu, buda doğal. Ölen kişilerin masum veya suçlu olması bir insanın öldürülmesi için dayanak olamaz. Hele de ölüme neden olan öncelikli görevi kamu düzeni ve halkın can güvenliğini sağlamakla görevli olan kamu görevlisi olursa.
Yukarıda da ifade ettiğim gibi güç ve silah kullanmanın sınırları ve sorumlulukları yasa ve nizamnamelerle belirlenmiştir. Polisin olayları dağıtmak üzere silah kullanmak zorunda kalması halinde önceliği havaya dik olarak taciz atışı yapmaktır. Göz yaşartıcı yere atılır, biber gazı kapsülü kesinlikle insanlara doğru değil yere veya havaya insanların üzerine gelmeyecek şekilde fırlatılır. Direk insana doğru kullanmak taammüde girer ki, kurşun sıkmakla eş değerdir.
Çıkan olaylarda güvenlik güçlerinin de çok ağır şartlarda görev yaptığını da göz ardı edemeyiz. Sonuçta onlarda bir can taşıyor ve can pazarı içerisindeler. Ancak şartlar ne olursa olsun bu şartlara karşı donanımlı olmaları gerekmektedir. Göstericilerin güvenlik güçlerine, güvenlik güçlerinin göstericilere acımasızca saldırması da kabullenilecek bir hal olmamakla beraber yaşanan gerginlik ve ölümlerin özünde bu yatmaktadır.
Umulur ki, bu yaşanan olaylar ve ölümler son olur, herkes kendine düşen dersi alır ve insanlar hayatının baharında hayatlarını kaybetmez, Analar, babalar, eşler, çocuklar sevdiklerinin ve kaybettiklerinin ardından gözyaşı dökmezler.
Bir önemli husus da çocuklarımızı oyuncaktan olsa bile silahlardan uzak tutmamızdır. Oyuncaktan olsa dahi tüm silahların kaldırıldığı bir dünya dileği ile.
İbrahim Halil SİPAHİ
Araştırmacı-Yazar
16.03.2014/adanapost.com
Bir Milletin Varoluş Destanı İstiklal Marşı
11 Mart 2020 Çarşamba 21:05Milletin Egemenliğin son bulduğu, 23 Nisan..
22 Nisan 2018 Pazar 15:37Erken mi? Baskın mı? “Seçim!..”
21 Nisan 2018 Cumartesi 11:36Erken seçim, Değneğin iki ucu;
19 Nisan 2018 Perşembe 20:37Bahçeli’nin eken seçim çıkışına şaşırdık mı?
18 Nisan 2018 Çarşamba 17:51Esad düşmanlığı, İsrail seviciliği,
17 Nisan 2018 Salı 14:26Leş Kargalarından Horoz dövüşü,
15 Nisan 2018 Pazar 17:5528 Şubat davasında, “OH” dedirten karar.
14 Nisan 2018 Cumartesi 18:23DEİZM, boşa gündeme getirilmedi!
13 Nisan 2018 Cuma 00:47Bu oyunu daha önce seyretmiştik!
11 Nisan 2018 Çarşamba 19:31




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.