İbrahim Halil Sipahi
Bu yolsuzluk iddiasının çözülmeden kapanacağı anlaşılmıştır,
Dört eski bakan hakkında ortaya konulan yolsuzluk iddiası akıllarda ve vicdanlarda çözümlenmeden rafa kalkıyor.
TBMM yolsuzlukları soruşturma komisyonu AKP’li 4 eski bakanın “YÜCE DİVAN”a gönderilmesi hususunda 5 Ocak günü yaptığı oylama ile 5 muhalefet oyuna karşı 9 AKP’li üyenin oyu ile 4 eski bakanın “YÜCE DİVAN”a gönderilmemesi kararı aldı.
29 Ocak’ta meclis genel kuruluna gelecek olan konu yine AKP’nin meclis çoğunluğu ile (Birçok AKP milletvekilinin 4 eski bakanın suçsuzluğuna inanmamasına rağmen )”YÜCE DİVAN” meselesi mecliste kapanmış olacak. Ancak kamuoyunun vicdanında kapanmayacağı ise aşikârdır.
Türkiye tarihi boyunca iktidar üyelerinin birçok yolsuzluk olaylarına şahit oldu. Bunlardan bir kısmı “YÜCE DİVAN”a kadar giderken birçoğu da ya aklandı ya sumen altı edildi.
15 kişilik komisyonda 9 AKP’li üyenin olması ile zaten bu komisyondan “YÜCE DİVAN” kararı çıkmasını beklemek biraz hayalcilik olacaktı.
Aslında yolsuzluklarla mücadele sloganı ile işbaşına gelen AKP iktidarının kendisini yolsuzlukların içerisinde bulması ve bu yaftadan kurtulması adına bu 4 eski bakan “YÜCE DİVAN”a gönderilmeliydi ve tartışmaların önü kesilmeliydi.
AKP tedirgin ve garanti peşinde,
Baskı altındaki yargının 17-25 Aralık yolsuzluk dosyası hakkında takipsizlik kararı vermesi AKP için yeterli olmamıştır. AKP’nin tutumundan “YÜCE DİVAN”’da dosya yeniden açıldığında meselenin iç yüzü daha iyi anlaşılacağı endişesini taşıdığı hissedilmektedir.
Gerçekten bu bir “KUMPAS” ise iddialar iftira düzmece ise Ergenekon ve Balyoz ‘da olduğu gibi. “YÜCE DİVAN”’da bu netleşecektir.
Gel gelelim AKP bu defa da “YÜCE DİVAN”’a güvenmediğini ortaya sürüyor.
Bir taraftan komisyonun baskı altında tutulduğu iddialarını yalanlanırken, diğer taraftan AKP’li bakan ve parti yöneticileri ve AKP’ye yakın medya ve sivil kuruluşlar tarafından komisyondan “YÜCE DİVAN” kararı çıkmaması yönünde alenen açıklamalarda hatta gazete ilanlarına rastlıyoruz..
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Anayasa Mahkemesi'nin “art niyetli” olduğunu, "Bana kast edene kendimi teslim etmem" diyerek, ““YÜCE DİVAN”'a güvenmiyoruz, yolsuzlukları kendimiz temizleriz”, ““YÜCE DİVAN”’a göndermeyeceğiz ama o arkadaşlarımızla kendi içimizde hesaplaşacağız” diyor. Müezzinoğlu, böylelikle yolsuzlukla suçlanan eski bakanlarla ilgili meclis oylamasında AKP'nin nasıl davranacağını açıkça ortaya koymuş oluyor.
Sivil Dayanışma Platformu (SDP) adında AKP’lilerin oluşturduğu sivil toplum oluşumu:“17-25 Aralık darbe girişimlerinin adli yargıda takipsizlikle sonuçlanmasına rağmen dosyada suçlanan bakanların “YÜCE DİVAN”’a gönderilme çabası, adli yargıda başarısız olan darbe girişimini Anayasa Mahkemesi’nde sonuçlandırma çabasıdır…Siyasi ikbal ve makamları için bu fitne odaklarıyla açık ve gizli ittifak yapanları ibretle takip ediyoruz…” diye havuz medyasında tam sayfa ilan veriyor.
Havuz medyadan biri ““YÜCE DİVAN” değil siyasi kapan. Bu kapanı paramparça etmeliyiz. Yargıda aklanan dört eski bakanı siyasi kararlar veren Anayasa Mahkemesi’nin pençesine bırakmayız. Biz bu mahkemeye güvenmeyiz. Komisyon üyelerinin bu oyunu bozması gerekir.”diye yazıyor.
Bir diğeri, “Hedef yüce kaos. Paralel çete ve müttefikleri dört eski bakanı “YÜCE DİVAN”’a sevk ettirip ülkeyi kaosa sürükleme hesapları yapıyor. Meclis Soruşturma Komisyonu’nda yapılacak oylama sadece AK Parti’nin istikbali(geleceği) açısından değil, Türkiye’nin istiklali açısından da son derece önemli.” Diyerek bir yandan yandaşları bir yandan da komisyon üyelerini etkilemeye, yönlendirmeye çalışıyorlardı.
Komisyon kararının açıklamasının ardından Ankara Barosu, Meclis Soruşturma Komisyonu 4 eski bakanın “YÜCE DİVAN”'a gönderilmemesi konusunda alınan karar için “Kendisi için kendi hukukunu uygulayan, bağımsız yargıya güvenmeyen, kendi yargısını yaratan iktidar meşruiyetini kaybetmiştir. İktidar suçluyu masum, masumu suçlu yapmış, kendisinin de güvencesi olan bağımsız yargıyı saf dışı bırakmıştır. Oysa, hukuk ve adaletin en çok da iktidarlar için gerekli olduğu unutulmamalıdır” diye bir açıklama yaptı. Bu açıklama aslında AKP’nin adalet anlayışını özetler nitelikte.
Sağlık bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun açıklamalarındaki bir söze geri dönmek istiyorum. Bu söz aslında yolsuzluk ve sonrası hakkında oldukça dikkat çekici ““YÜCE DİVAN”’a göndermeyeceğiz ama o arkadaşlarımızla kendi içimizde hesaplaşacağız” bu söz çok şeyi ifade etmektedir.
Ankara barosunun açıklamasında da açıkça ifade edildiği üzere AKP kendi hukukunu kendisi kurmaya çalışıyor. 17-25 Aralık vakasından sonra yerel yargı ve HSYK üzerinde kurduğu vesayeti henüz yüksek yargıda tam olarak gerçekleştirememiş olması nedeniyle bugün “YÜCE DİVAN”’a (Anayasa Mahkemesi)’ne güvenmemekte olduğunu öne sürmektedir. Bu AYM’nin tarafsızlığına güvensizlikten mi? Yoksa ortaya çıkacak durumun vahametinden duyulan endişeden mi? Tabi biz elimizde konu ile ilgili yeterli bilgi ve belgeye sahip olmadığımız için sadece gelişmelere göre olası yorumu yapıyoruz. Ümidimiz gerçekten de bu bakanlar suçsuz olsun. Şayet suçlularsa cezalandırılsın. Sonuç ne olursa olsun ama kamuoyu vicdanı rahatlasın. Bunun yolu ise bağımsız yargıdan/ adil yargılanmadan geçer
İbrahim Halil SİPAHİ
07.01.2015/adanapost.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.