Bu da şerefli Cengiz!


 

Eskiden okurdum. Ciddiye de alırdım. Yakınlık kurmadan önce de okur, ciddiye alırdım... 

Bir dönem aynı gazetede çalıştık. Ahbap olduk, filan...

Bir dönem de siyaset arkadaşlığı yaptık. 

Saygın bir adamdı... Saygınlığını bilgisine, birikimine, gayretine, dış politika konusundaki vukufiyetine ve elbette analiz yeteneğine borçluydu. Öyle bilirdik. Ben öyle bilirdim en azından.

Şimdi dudaklarda buruk bir gülümseme bırakıyor...

Şuursuz saldırganlığı, karşılıksız öfkesi ve “Bir zamanlar nezahet, nezaket, zarafet diye bir şey vardı” dedirten çıkışlarıyla acıma hissi uyandırıyor.

Bu kadar düşürdü kendisini...

Eskiden (şuurunu kaybetmeden önce yani), doğru dürüst yazılar yazardı. Bilgilendirmeye çalışırdı. Bilgilendirirdi. Düşüncelerine katılmasanız da, okur, istifade ederdiniz.

Şimdi küfrediyor...

Sadece küfrediyor...

Üstelik bu “hal”i normalleştiriyor...

Daha da acıklısı, hezeyanlarını paylaşarak matbuatta var olmak gibi küçültücü bir yolu benimsiyor.

Hep “değer”den bakan ve böyle kalmasını arzu ettiğimiz bu arkadaşın ayırıcı vasıflarından biri de, soylu bir aileden gelmesi... Devlete ihanet ettiği suçlamasıyla idam edilen çok ünlü bir paşanın torunu... Gençliğinde sol hareket içinde yer almış, eylemlere katılmış, Filistin’e gitmiş, filan... (Geçmiş günahlarına girmiyoruz, hayır... Filistin’de neler çevirdiği, arkadaşlarını nasıl zor durumda bıraktığı ve hakkındaki “işbirlikçi” suçlamaları... Bunlara girmiyoruz ve gerek de yok. Soylu bir aileden geldiğini, dolayısıyla “görgü”yle ünsiyeti bulunduğunu biliyoruz.)

Fakat bu görgülü ve soylu adam, artık içinde “trol”, “havuz”, “yandaş” geçen terbiye dışı yazılar yazıyor, “bir insan kendisini daha ne kadar düşürebilir” dedirten yorumlar yapıyor.

Dün, “paralel” yapının televizyon kanallarından birine çıkmış, şuna benzer laflar etmiş: “AK Parti trolleri denen bir gönüllü tetikçi takımı var. Havuz medyasının orasına burasına yayılmış, düğmeye basınca aynı anda ateş ediyorlar. Çok enteresandı, aynı başlık altında 14-15 tane yazarı bilmem 5-6 gazetede yazılar yazdılar. Kabataş yalanı üzerine hepsi o yalanın yalan olmadığına dair aynı başlık altında 5-6 gazete yazılar yazdılar. Yani Troller bunlar işte. Yazar diye dil sürçmesi oldu kusura bakmayın!”

Sözünü ettiği trollerden biri de benim...

Çünkü aynı başlık altında Kabataş konusunda yazan 14-15 gazeteciden biriyim.

Dolayısıyla, söz hakkım doğuyor.

Bugün “yazar” demeye varmadığı, ancak “trollüğü” uygun gördüğü gazeteciler hakkında dün ne dediğini, hangi taltif sözcükleriyle mukabelede bulunduğunu hatırlatmayacağım. Buna da gerek yok

Soylu ve görgülü arkadaşımız şu soruya cevap versin:

Düğmeye kim bastı?

Benzeri bir iddiayı, sayın muhbir Profesör Mümtaz’er Türköne de dile getirmişti. Ona yaptığım çağrı, bu “soylu” ve “görgülü” arkadaş için de geçerlidir:

Evet, Cengiz! Düğmeye kim bastı?

Bütün trolleri aynı başlık altında yazmaya kim ya da kimler icbar etti?

Bir talimat mı geldi?

Bu talimat, hangi mekanizmalarla 14-15 yazara ulaştırıldı?

Hangi cümlelerle, hangi ifadelerle, hangi yaptırım tehdidiyle?

Dahası, kimler bu talimata aracılık etti?

Sayın muhbir Profesör, “Ben şerefli bir insanım... Ahan da kanıtım...” diyemedi.

Sen diyebilecek misin?

İddianı ispatlayabilecek misin?

Şerefli bir insan, ortaya bir iddia atıyorsa, bunu kanıtlar.

Sen de “şerefli” bir iş yap ve iddianı kanıtla.

Hemen, şimdi, derhal...

Hayatına, “şerefli” insan olarak devam etmek istiyorsan, bunu “bir an önce” yap.

HAMİŞ: Soylu ve görgülü Cengiz, aynı zamanda Wolfovitz’in arkadaşıdır... Zaman zaman Wolfovitz adına ülkesini tehdit eden yazılar yazıyor, kendince hükümete ayır veriyor ve elbette Amerika’nın içişlerimize karışma hakkı bulunduğunu söylüyor. Bu da bu şekilde kayıtlara geçsin.

Ahmet KEKEÇ

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi