
Ahmet Kekeç
Gitmeyin bu adamların ödül törenlerine!
Daha ilk saniyeden itibaren kendini ele veren bir “tahfif ve küçümseme” çabası...
Kurgulanmış “körler-sağırlar” platformuna (başka seçenekleri olmadığı halde) lütfen davet ediyorlar, ödülünü “lütfen” veriyorlar, konuşma yapmana müsaade etmeden kapıyı gösteriyorlar. (“Diriliş-Ertuğrul” dizisinin yapımcılarına bu muameleyi reva gördüler. Büyük bir terbiyesizlik yaptılar.)
Gitmeyin bu adamların körler-sağırlar platformuna...
Size “verilmiş gibi” yapılan ödülleri kabul etmeyin...
Fatih Portakal diye bir adamın ödül aldığı ve terör örgütü propagandası yaptığı bir gecede işiniz ne?
Fetullah övücülüğü yapacağınızı bilselerdi size çıkış kapısını göstermeyeceklerdi, ucuz şovmenlerine “İzlemedim ama ilk fırsatta izleyeceğim, her gün izleyeceğim, mütemadiyen izleyeceğim...” türünden sulu konuşmalar yaptırmayacaklardı ve verdikleri kıytırık ödülü televizyon röportajlarıyla destekleyeceklerdi.
Neyse ki, “netice” iyi oldu.
Ödül, usulü dairesinde sahibine iade edildi.
Bu nedenle, “Diriliş-Ertuğrul” dizisinin yapımcılarını kutluyorum ve “gazaları mübarek olsun” diyorum...
O ödülü (Aydın Doğan’ın “Altın Kelebek Ödülü”nü) iade etmekle son yılların en şık protestosunu gerçekleştirmiş oldular...
Böylece, hem bir “sahteliği” deşifre ettiler, hem de kendilerini takdir makamında görenlere (ödül-taltif mekanizmasını kötüye kullananlara) esaslı bir ders verdiler.
Bravo!
Hazır konu açılmışken, “Altın Kelebek”le taltif edilen haberci arkadaşımıza ödülünü veren medya patronu için de bir çift söz söylemek istiyorum.
Evet, darbe gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını ilk duyuran haberci hemşiremiz de ödüllendirildi.
İyi habercilik yaptı, kuşku yok.
İyiliği, biraz da, “ilk” olmasından kaynaklanıyor.
Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan, o “ilk” duyuruyu müteakip, başka kanallara da bağlandı ve halkı demokrasiye sahip çıkmaya çağırdı.
Burada, “ilk” olmak, evet, önem taşıyor ama kendileri olmasaydı da Erdoğan mesajını kamuoyuna ulaştıracaktı. İlk olmak, biricik olmak anlamına gelmiyor.
Dolayısıyla ödül, (iddia edildiği gibi) “demokrasiye sahip çıkma azmi ve kararlılığı”na değil, “hızlı haberciliğe” verilmiş oldu... Bir diğer ifadeyle, elini çabuk tutan kazandı. (Grup dışından bir haberci elini çabuk tutsaydı yine ödüllendirilir miydi? Sanmıyorum.)
Hayır, öyle değilmiş...
15 Temmuz gecesi patronlarının öncülüğünde, daha doğrusu patronlarından aldıkları “el”le büyük bir kahramanlık sergilemişler ve demokrasiyi uçurumun kenarından almışlar.
Mütemadiyen bunu yazıp çiziyorlar...
Darbenin üzerinden kay aç geçti, hâlâ aynı türküyü çığırıyorlar...
Ahemet Kekeç
Star
Kötülükler kraliçesi güya PKK’yı eleştiriyor!
04 Ağustos 2018 Cumartesi 22:18Hadi ahlaksızlar, bekliyorum!
08 Haziran 2018 Cuma 00:00Ey Merkel, öyle mi sahte kabadayı!
30 Mayıs 2018 Çarşamba 13:48Elinin kanıyla Cumhurbaşkanı mı olacaksın?
14 Mayıs 2018 Pazartesi 18:08Erdoğan’sız Türkiye isteyen AKP’li kim?
05 Mayıs 2018 Cumartesi 01:06Hâkimi ‘öleceksin’ diye tehdit eden kahraman gazeteci!
14 Şubat 2018 Çarşamba 03:11Bu Başdanışman hâlâ ne konuşuyor!
08 Eylül 2017 Cuma 01:47Ahmet Altan, Şahin Alpay, Ali Bulaç... Ve bu adam niye içeride?
16 Kasım 2016 Çarşamba 20:08Oradan atıp tutmak kolay, sıkıysa buraya gel!
03 Kasım 2016 Perşembe 21:22Paralel yapıyla mücadele Ergenekon’a alan mı açıyor?
13 Kasım 2015 Cuma 05:05




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.