İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Basına sansür, karatma ve sümen altı edilen dosyalar,

 

 

Nihayet olan oldu ve Ankara katliamına da “her türlü” yayın yasağı geldi. Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliği, 10 Ekim’de Ankara Garı’nda meydana gelen 99 kişinin hayatını kaybettiği yüzden fazla  yaralanmanın yaşandığı bombalı terör saldırısıyla ilgili soruşturma tamamlanıncaya kadar uygulanmak üzere, son dönemin en geniş kapsamlı yayın yasağı kararını aldı.

Bu yasaklar ve  vatandaşın bilgi edinme hakkına kısıtlama getirilmesi uygulamaları yasakçı ve baskıcı zihniyetin devamı ile ilk olmadığı gibi son olmayacağı da aşikar. Zira son beş yılda 150 den fazla krıtik olay ve dosyanın soruşturma ve yargı aşamasında yayın yasağı gelmiş bunların neredeyse tamamına yakını takipsizlik ve faili meçhul olarak kapanmıştı.

 

Basına sansür ve olayları karartma;

Basına sansür ile Türkiye AKP iktidarı döneminde ilk olarak kamuoyunda “futbolda şike” davası olarak bilinen 2010-11 sezonunda Spor Toto Süper Lig ve TFF 1.Lig'in bazı müsabakalarında şike yapıldığı ve teşvik primi verildiği iddiası üzerine 3 Temmuz 2011’de başlatılan, Türk futbol tarihinin en büyük skandalı idi.

Bunu 2011 yılında ard arda gerçekleşen iki vahim olay izledi. İlki 28 Aralık 2011’de Şırnak’ın Uludere ilçesinde Irak'tan Türkiye'ye PKK'nın kullandığı yol üzerinden geçen bir kaçakçı kafilesilesine MİT’in yanlış istihbaratı üzerine.  THK’nin F-16 uçakları ile yaptığı bombalama neticesinde 34 vatandaşın hayatını kaybettiği olay dosyası ile Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde çalışma ofisi ve konutuna rutin arama-tarama çalışması bahanesiyle böcek konulması olayı izledi.

Ve artık alışmaya başladığımız sansür ve karartma kararaları bunlardan sonra yaşanan hemen hemen her krıtik olaylarda bir gelenek haline geldi.

- 22 Haziran 2012 tarihinde, Suriye tarafından ihtarsız olarak, Türk Silahlı Kuvvetlerine ait RF-4E Phantom keşif uçağının düşürülmesi.

- 11 Mayıs 2013'te Reyhanlı, Hatay'da düzenlenen iki ayrı bombalı saldırı. Saldırıda 52 kişi ölmüş, 146 kişi yaralandığı hain saldırı.

- 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması. AKP Hükûmeti kabine üyesi dört bakan ile üç bakan çocuğunun olduğu kişiler hakkında "rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık" suçlarını işledikleri iddiasıyla yürütülen soruşturma.

- 1 Ocak’ta Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde ve benzer bir ihbar üzerine bir Adana’da jandarma tarafından MİT’e ait yükü, tutanağa “insani yardım malzemesi” olarak geçen. Ancak aramalar sırsında TIR’ların içerisinden silah ve mühimmat çıktığı ve hala tartışılan olayın soruşturması.

- Türkiyede’ki istihbarat zafiyetini gözler önüne seren Uludere,Reyhanlı ve MİT TIR’larının kontrole takılması olaylarından daha vahimi ise  başbakan Davutoğlu’nun dış işleri bakanı olduğu dönemde makam katında sözde güvenli odada yapılan Suriye’deki Süleyman Şah Türbesi’ne Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) tarafından yapılan saldırılar için alınacak tedbirlerin ve müdahalenin kararlaştırıldığı bu çok gizli toplantının kayıtlarının eş zamanlı olarak internete sızdırılması olayı.

- 13 Mayıs 2014'te Türkiye'nin Manisa ilinin Soma ilçesindeki kömür madeninde çıkan yangın nedeniyle 301 madencinin ölümüyle sonuçlan madencilik kazası.

- 11 Haziran 2014 tarihinde Türkiye'nin Musul başkonsolosluğuna yapılan silahlı baskın ve 49 vatandaşımızın rehin alınarak 102 gün rehin tutulması ve tuhaf bir şekilde rehinelerin kurtarılması olayı.

- 10 Ekim 2014’de Bingöl Emniyet Müdürü ve bir polis memurunun yaralandığı Emniyet müdür yardımcısı ile bir koruma polisinin şehit olduğu olay

Son olarak da 10 Ekim'de DİSK, KESK, Türk Tabipleri Birliği, TMMOB, HDP ve pek çok sivil toplum örgütünün katılımıyla düzenlenen “Barış Mitingi” alanına düzenlenen  yürüyüş alanına kortej hâlinde ilerleyen grupların bulunduğu Tren Garı kavşağında gerçekleşen iki canlı bombanın patlaması sonucunda 99 kişinin hayatını kaybettiği yüzden fazla kişinin yaralandığı olay.

Sadece sansürlerle sınırlı değil, karartma olayları. Birde soruşturmaya gerek duyulmayan, takipsizlik kararı ve zaman aşımına uğratılarak sümen altı edilirken rafa kaldırılan dosyalar var. İşte bunlardan bazıları.

Sümen altı dosyalar;

- 6 Nisan 2012’de Çaycuma Köprüsü’nün çökmesiyle köprüde yürüyen dört kişi ve içinde 11 kişi bulunan minibüs, Filyos Çayı’na düşmüş. Olaydan sonra 11 kişinin cesetlerine ulaşılırken, dört kişinin cesetleri bulunamamıştı. Soruşturma izni verilmeyen bu olay da zaman aşımı nedeniyle dosyası kapatıldı.

- 4 Ağustos 2013 tarihinde İstanbul Sarıyer’de kendilerini sivil polis olarak tanıtan kişiler tarafından kaçırılarak alıkonulan Barbaros Şansal isimli şahsın kaçırıldığı haberi medya ve sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Polis soruşturmasının ardından olay şüpheli bir şekilde savcılığa sevkedilmeden kapatıldı.

- 2011 yılında Yargıtay Başsavcılığı, ilk depremde yıkılmayan binanın gerekli kontroller yapılmadan açık tutulduğu yönündeki bilirkişi raporlarına rağmen, vali, kaymakam, AFAD yetkilileri ile ilgili Van Başsavcılığı’ndan gelen dosyayı işleme koymama kararı aldı ve 9 Kasım 2011’de ikinci depremde  Bayram Otelde 24 kişi hayatını kaybetti. Bu dosyada sümen altı edildi.

Kamuoyunu yakından ilgilendiren ve birçok vatandaşımızın canına malolan olaylarda hayatını kaybedenlerin yakınları ile bu olaylardan zarar gören vatandaşlarımız ve toplum uygulanan sansür ve karartmalar neticesinde. Olay ve davalar hakkında gelişmelerden haberdar olamadığı gibi bu olayların neredeyse tamamına yakını takipsizlik, faili mechul dosyalar olarak sümen altı edililerek raflara kaldırılıyor.

 

İbrahim Halil SİPAHİ

17.10.2015/adanapost.com

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi