Her şeyi
biraz da kendileri için sevdiğim
birkaç dostuma?
Yaşım 47?ye dayandı.
Her yılım, bedeli ağır ödenmiş bir merdiven basamağı:
İlerledikçe yeni bir veçhesiyle tanışıyorum hayatın;
çok köşeli bir yakut gibi bazen
tüm açılardan ayrı bir güzel görünen;
cam kırığı gibi kimi zaman da,
yırtarak yürüyen
gölümün menzilini.
Hayatın her duruşunu doyurdum bakışımla;
tek bir tebessüm borcum kalmadı bir edasına,
yetiştim ve serdim;
aklımı, ruhumu, duyarlığımı
ne veçhesi varsa.
Bir mana bulsun istedim varlığım;
içi anlamlı şeylerle dolan bir hayat?
Kimsenin sahiplenmediği masum bir istek bu.
Bir başıma sürdürdüğüm şu yolculuğu
katlanılır kılan tek şey de
belki bu.
Ardımda; yenilmişliklerim, pişmanlıklarım,
umutlarım, aldanışlarım var.
Önümdeyse, güçlü bir mıknatıs gibi beni çeken ömrün
sırrı, müphemliği.
Ayaklarım kaymadan, cesaretim kırılmadan,
itimadım sarsılmadan inandıklarıma
yürümek istiyorum:
Ömrüm, omzumun tek yükü;
geçmişim su altında kalan o çaresiz mezra,
yıllarımın ardarda kırılan fayında:
Değiştiremedim hiç bir şeyi.
İç içe aktığım bir nehir yok:
Karışmadım yanımda uzanan ırmağa.
Hiçbir dereyle göl olmadım.
Nefesimi ulamadım her rüzgara.
Umulur ki hesabım kolay ola.
Yaşım 47?ye dayandı.
İstanbul?dayım;
bir metropolün hem sosyetesinde hem de varoşunda:
Kahrolası bir düzenin tam ortasında;
yetişemediğim çaresizlere yanıyorum,
tüketemeyeceğim imkanlarımla.
Yaş, 47.
Artık zor seviyorum:
üzmüyor dostlarımın beni gönüllerinden silmesi,
zaten bir dostu çıkardan riyadan ayıklayınca,
geriye çok şey kalmıyor,
bu da bana ?bir dost? olarak yetmiyor,
ikna edemiyorum kalbimi.
Rabbim, sen bana bu yaştan sonra bari,
sevdiğime pişman olmayacağım birilerini gönder,
heba olmasın gönül terim, emeğim,
ya da sevdir yalnızlığımı,
ömrümün bir sahibi de ?Sen? olduğunu göster.
Amin!
Ahmet Yürekli
11.11.2011, Üsküdar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.