
İbrahim Halil Sipahi
Alışılmamış Cumhurbaşkanı
Yerinde oturan alışılmış tasdik merci alışılmış bir Cumhurbaşkanı olmayacağı söylemi ile seçilen R.Tayyip Erdoğan.
28 Ağustos 2014’de “Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine and içerim.” diyerek görevine başlamıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın nasıl bir cumhurbaşkanı olacağına dair herhangi bir şey söylemesine hacet yoktu. Zaten Erdoğan’ın mizacı belli. O bir kenara çekilip gidişata müdahale etmeden oturacak, sessiz kalacak bir kişiliğe sahip değil.
Daha öncede yazdığım üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan aktivitesini kaybettiği an sağlığını da kaybeder.
Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan,“Bağımsız olmayacağım milletten yana taraflı olacağım.” Demişti sözünün de arkasında durarak bağımsız olmadığını her fırsatta göstermeye devam ediyor.
Genel seçimler yaklaşırken çeşitli açılış ve etkinlikler vesilesiyle ülkeyi dolaşmaya başlayan Erdoğan. Miting havasına dönüştürülen açılış ve etkinliklerde “buraya kadar gelmişim halk toplanmış onlarla konuşmayayım mı?” gibisinden sözlerle o çok sevdiği mikrofonu elinden düşürmüyor.
Elbette ki, Cumhurbaşkanı gittiği yerde halkında karşısına çıkacak, konuşacak, onları dinleyecek. Buna ne bir sözümüz nede bir itirazımız var.
Ancak son Bursa’da hitap ettiği kalabalıktan iktidar partisine 400 milletvekili verin diyerek haklı bir partiye oy vermeye yönlendirmesi etik bir davranış olarak kabul edilemez.
Erdoğan “ Elbette ki tarafsız olmayacağım. Milletten taraf olacağım” derken sanırım “AK Parti ve onun peşinden yürüyenlerin yanında olacağım” demek istemiş.
Sarayında kabinesini oluşturan, Yargı’ya, Emniyet’e gerekli ayarları yaptıran Erdoğan günlerdir ekonominin can damarlarından Merkez Bankasını ve faiz politikasını kafasına taktı. Şu an Merkez Bankasının saray’a bağlanması ile ilgili bir çalışma yapılıyor.
Erdoğan Merkez Bankasına “faizleri düşürün” baskısı yaptıkça piyasada dolar şahlanıyor.
Dolar tarihinin en büyük yükselişini gösterirken;
Ülkenin dış borcu milyon dolarlarla ifade edilecek şekilde kur farkından dolayı artıyor.
Sanayide girdi artıyor.
İthalat durma noktasına gelmiş.
Kırmızı et fiyatları % 35 artarken, beyaz ete yönelen halka bir tokatta bu sektörden geliyor.
Bunlar sadece ilk göze batanlar. Döviz artışı her zaman olduğu gibi iğneden ipliğe her kalemi etkiliyor.
Doların artışı ülke ekonomisine ve millete büyük külfet ve zarar getirirken, Bu arada birileri dövizden vurgununu vuruyor.
Velhasıl;
Erdoğan konuştukça dolar yükseliyor.
Dolar yükseldikçe ekonomi ve millet zarar görüyor.
Birileri cebini dolduruyor.
İbrahim Halil SİPAHİ
10.02.2015/adanapost.com
Bir Milletin Varoluş Destanı İstiklal Marşı
11 Mart 2020 Çarşamba 21:05Milletin Egemenliğin son bulduğu, 23 Nisan..
22 Nisan 2018 Pazar 15:37Erken mi? Baskın mı? “Seçim!..”
21 Nisan 2018 Cumartesi 11:36Erken seçim, Değneğin iki ucu;
19 Nisan 2018 Perşembe 20:37Bahçeli’nin eken seçim çıkışına şaşırdık mı?
18 Nisan 2018 Çarşamba 17:51Esad düşmanlığı, İsrail seviciliği,
17 Nisan 2018 Salı 14:26Leş Kargalarından Horoz dövüşü,
15 Nisan 2018 Pazar 17:5528 Şubat davasında, “OH” dedirten karar.
14 Nisan 2018 Cumartesi 18:23DEİZM, boşa gündeme getirilmedi!
13 Nisan 2018 Cuma 00:47Bu oyunu daha önce seyretmiştik!
11 Nisan 2018 Çarşamba 19:31




Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.