İbrahim Halil Sipahi
AKP Gitsin de, ya sonrası?
7 Haziran milletvekilliği seçimlerine sayılı günler kala muhalefetin 13 yıllık AKP iktidarına son vermek üzere yoğun propaganda çalışması devam ediyor.
Uzun soluklu iktidarların arka arkaya iktidar olmanın verdiği rehavetle midir? Bilinmez bir müddet sonra kendilerini sonsuza dek mutlak iktidar olarak kalacakları düşüncesine kapılarak iktidarı saltanata çevirmeye yöneliyorlar. Böylelikle milletten ve kendi tabanlarından kopmaya başlıyorlar.
Tarihi tekerrürlerle dolu Türk milletinin Cumhuriyet tarihinde Demokrat Parti ve Anavatan Partisi döneminde buna benzer olaylar meydana gelmiş ve bu partilerde bir müddet sonra eriyerek siyaset sahnesinden silinmişlerdi.
CHP’nin tek parti saltanatını bitiren Demokrat Partinin renkli iktidarı ve getirdikleri yeniliklerin büyüsü zamanla bozulmaya başlamış, halk arasında yavaş yavaş yerini bir bıkkınlığa bırakmasıyla da, Demokrat Parti gitsin sesleri yükselmeye başlamıştı. Bunu fırsat bilen harici ve dâhili bir takım güçlerin tezgâhladığı bir askeri darbe neticesinde 10 yıllık Demokrat Parti iktidarı tarih oldu.
Türkiye Demokrat Partiden sonra uzun yıllar, uzun süreli ve istikrarlı bir yönetime kavuşamadı. Ta ki 1980 askeri darbesinin ardından 5 Kasım 1983’de yapılan genel seçimlerine kadar. Bu seçimde daha önce askeri hükümette görev alan Turgut Özal’ın Anavatan Partisi tek başına iktidara geldi. Anavatan Partisi ardından 1987 seçimlerini de kazandı. Anavatan Partisi’de aynı Demokrat Parti’nin çizgisinde hareket etmeye başlayınca bir müddet sonra muhalefetin yoğun baskısı ve Anavatan Partisinin çöken ekonomik programı ve baskıcı uygulamaları neticesinde bunalan halk Anavatan Partisi gitsin de kim gelirse gelsin demeye başladı.
Özal’ın vefatı ve Anavatan Partisinin siyaset sahnesinden çekilmesi ile Türkiye’de yine kısa süreli ve istikrarsız iktidarlar dönemi yaşanmaya başladı.
2002 yılında “yenilikçiler” olarak Refah Partisinden ayrılan Abdullah Gül,R.Tayyip Erdoğan ve Bülent Arınç’ın aralarında bulunduğu bir grup Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)’yi kurarak katıldıkları ilk seçimden birinci parti olarak çıktı, tek başına iktidar oldu. Ardından her seçimde oylarını yükselterek üçüncü defa tek başına iktidar olan AKP Türk siyaset tarihinde Demokrat Partiden sonra üç seçim arka arkaya kazan parti olarak 13 yıldır iktidarda. Şimdi AKP dördüncü seçimini kazanmak için meydanlarda.
Demokrat Parti ve Anavatan Partisinin son dönemlerinde yaşananlar adeta şimdilerde tekerrür ediyor.
AKP’nin 13 yıllık icraatının son iki yılında yaşanan başta 17 ve 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu, kamuda kıyak torpil, emniyet ve yargıda yapılan siyasi algı operasyonları ile yargıda vesayet kurması. Diyanet işlerini kendi çıkarları doğrultusunda siyasallaştırması gibi icraatları halk arasında ve AKP içerisinde de büyük yankılar uyandırmakla birlikte bazı AKP’li milletvekili ve politikacıların istifasını beraberinde getirdi. Daha önce AKP’ye oy veren sağduyulu vatandaşlarda gelişen bu olaylar karşısında AKP’ye verdikleri desteği birer birer çekmeye başladılar.
Son açıklanan anketlere göre AKP’ye oy verenlerin içerisinden yaklaşık %10 ila 12 arasında bir kesimin 7 Haziranda AKP’ye oy vermeyeceği görülüyor.
Ülkede seçmenin % 60-65 civarındaki kesimi 13 yıllık AKP iktidarının çeşitli politika tutum ve davranışlarından rahatsız olduğunu ve artık yeni bir yönetim istediği yönünde.
Özellikle 17 ve 25 Aralık ve takip eden bir takım olaylar. R.Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilerek kaçak sarayında saltanata benzer bir davranış tarzı ile hem Cumhurbaşkanlığını hem de adeta başbakanlığı birlikte yürütme çabası içerisinde olması üzerine muhalefetin iktidar üzerinde yoğun eleştiri ve baskılarını arttırdı.
Ana muhalefet partisi CHP 7 Haziran seçimleri “Oy verin gitsinler” sloganı ile yürütürken diğer muhalefet partileri de bir an evvel ülkenin AKP iktidarından kurtulması gerektiği üzerine muhalefet ve seçim çalışmalarını yürütüyorlar.
Anlaşılan o ki artık AKP iktidarı 13 yıllık bütün icraatları sevapları ve günahları ile vatandaşın % 60-65’inin gözünden düşmüş ve özellikle muhalefet tarafından AKP gitsin denilmeye başlanmıştır.
AKP gitsin de;
- AKP’nin gitmesiyle ne değişecek?
- Muhalefet tek başına bir iktidar çıkarabilecek mi?
- Kim kimle koalisyon yapacak?
- Tek başına gelen veya koalisyon iktidarı kısa zamanda siyasi istikrarı sağlayabilecek mi?
Göz ardı edilen bir şey var. AKP’nin gitmesi sorunu çözmeye yetmiyor.
Asıl yeni sorunlar yeni gelecek iktidarla yeniden başlayacak. AKP’nin olası iktidar dışında kalması ile iktidarı yeni hükümete bırakana kadar geçecek sürede yapabilecekleri göz ardı edilmemelidir.
Tahminen 8 Haziran günü oluşacak yeni meclis aritmetiğine göre meclisin istikrarlı bir iktidar çıkarabilme ihtimali zayıf görülüyor.
Ana muhalefet partisi başta olmak üzere bütün muhalefet partilerinin hedefi AKP’yi iktidardan indirmek. Her birinin gönlünde yatan ek başına iktidar olma arzusu. Fakat bunun mümkün olma olasılığı düşük. Başlıca nedeni ise 7 Haziran seçimlerine bir birine yakın partilerin birleşerek girmesi gerekirken, bazı partilerden kopmalar yaşanmasıdır.
Her uzun soluklu ve zamanla sıkıntı veren iktidarlar için halk arasında “artık gitsinler bundan daha kötüsü mü gelecek” gibi sözler söylenir. Yukarıda da ifade ettiğim üzere Türk milletinin tarihi tekerrürden ibarettir. “Gelen gideni aratır” atasözünün tekerrür etmemesi dileği ile 7 Haziran seçimlerimizin milletimize istediği huzur ve saadeti getirmesini dilerim.
İbrahim Halil SİPAHİ
02.06.2015/adanapost.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.