İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

29 EKİM?İN ÖNEMİ


 

Bugün Cumhuriyet bayramıdır. Bu mutlu günün tüm vatandaşlarımıza Türk ve İslam dünyasına hayırlar ve başarılar getirmesini dilerim.

Bir emperyalist paylaşımdan başka amacı olmayan 1.Dünya savaşı ve istiklal savaşımız sırasındaki kayıplarımızı rahmetle anıyoruz. Bağımsızlık sahibi olabilmek bir Cumhuriyet kurabilmek uğruna ödediğimiz bu akıl almaz bedel, Türk ve İslam tarihinin bir altın başlangıcı haline gelmiştir.

Çanakkale, Sakarya Dumlupınar 19 Mayıs, 23 Nisan ve Cumhuriyet?in ilanı. Bu kutsal mücadeleler Türk milletinin hayatında birer yeniden doğuş tarihidir. Bu sadece Türkiye için değil bölgemiz için Türk dünyası için ve İslam âlemi için yeniden doğuş tarihi olmuştur.

1 Kasım 1922?de saltanatın kaldırılması ile babadan oğul?a geçen yönetim biçimi olan, padişahlıkta tamamen ortadan kaldırılmıştır.

Gerçekte TBMM\'nin açıldığı tarih olan 23 Nisan 1920?de milli egemenliğin hâkim kılındığı yeni bir devlet kurulmuştu ama Kurtuluş Savaşı?nın devam ettiği o günlerde bu yeni rejim sistemini açıklamak yâda adını koymak milli birlik ve beraberlik açısından uygun görülmemişti.

Saltanatın kaldırılması ve Lozan Antlaşması?nın yapılmasından sonra, TBMM?de en çok tartışılan konulardan belki de en büyüğü yeni kurulan devletin niteliği sorunuydu. Bu yüzden yeni devlet rejiminin bir an evvel açık bir şekilde belirlenmesi gerekiyordu. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, millî egemenlik esasına dayanıyordu. Bu, adı konulmamış bir Cumhuriyet yönetimiydi. Çünkü, 20 Ocak 1921 tarihli anayasada "Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir." deniliyordu

Mustafa Kemal Paşa 28 Ekim gecesi arkadaşlarına sorunun çözümüne ilişkin düşüncelerini açıkladı. İsmet İnönü ile beraber o gece devletin niteliğinin cumhuriyet olduğunu saptayan bir yasa tasarısı hazırladı. Bu düşünce ile 29 Ekim 1923 yılında ilan edilen Cumhuriyet tamamen halkın iradesini gözeten bir yönetim şeklidir. Cumhuriyet; demokratik bir ortamda, halkın kendi kendisini yönetecek kişileri seçme ve seçilme özgürlüğüdür. Atatürk?te bu rejim sistemini seçerek ülkesinin yönetiminde halkının söz sahibi olmasını istemiştir.

Dünyada ve coğrafyamızda kaosların ve soğuk savaşların yaşandığı günümüzde İstiklalimize ve Cumhuriyetimize sahip çıkmaya en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemi yaşıyoruz... Gerek AB ve gerekse sözde çözüm sürecinde bu iki değerden asla taviz verilmelidir. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun 90. Yıl dönümünde Gazi Mustafa Kemal?in de belirttiği gibi, bir erdem ve ilerleme rejimi olan Cumhuriyetin korunması ve yaşatılması tarihte 16 devlet kurmuş Türk milletinin son şansıdır.

Üç yıla yaklaşan bir süre önce Arap dünyası ve orta doğuda ?Arap baharı? adı verilen birçok Arap ülkesinin yönetimlerinin değiştiği ve halen suların durulmadığı Mısır ve 2,5 yıldır devam eden Suriye?deki iç savaşın çıkmasına neden olan olaylar bölgemizde Sosyo-ekonomik olarak en çok Türkiye?yi etkilemiştir.

İmralı müzakereleri ile başlayan sözde çözüm süreci ve akabinde yakın zamanda açıklanan ve uygulanmaya başlanılan demokratikleşme paketi içeriği Cumhuriyetin kazanımlarını üzeri kapalı ve sistematik olarak ortadan kaldırmaya başlamıştır. Millet olarak tahriklere, marjinal yönlendirmelere ve hissiyata kapılmadan birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bir fetret dönemini yaşamaktayız.

Türk milletinin yapısına en uygun idare şekli olan Cumhuriyet rejimine sahip çıkmak ve onu yaşatmak, hepimizin başlıca vatandaşlık görevidir.

Bu duygularla 29 Ekim Milli hâkimiyet ve Cumhuriyet bayramını kutluyorum.

 

 

İbrahim Halil SİPAHİ

29.10.2013/adanapost.com

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi