GÖRÜŞ - Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli nasıl çalışacak?

GÖRÜŞ - Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli nasıl çalışacak?
Sadece inşaat faaliyeti odaklı değil, aynı zamanda şehirlerin kendine özgü tarihiyle, kültürüyle, sosyolojisiyle değerlendirilmesi, buna uyumlu bir şekilde yeniden planlanıp ayağa kaldırılması ve ileriye yönelik ihya edilmesi de temel öncelik.
İstanbul

Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Kurul Üyesi Prof. Dr. Kasım Yenigün, 3 Mart ve 10 Mart tarihlerinde gerçekleştirilen Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli toplantılarının kapsamını, amaçlarını ve alınan kararları AA Analiz için kaleme aldı.

***

Türkiye 6 Şubat 2023'te saat 04.17’de 7,7 ve saat 13.24’te 7,6 büyüklüğünde, Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremle derin bir yasa boğuldu. "Asrın felaketi" olarak nitelendirilen bu depremler maalesef 11 ilimizi ve orada yaşayan yaklaşık 14 milyon insanımızı doğrudan etkiledi. Yıkım en az depremin şiddeti kadar büyüktü.

Arama kurtarma çalışmalarından ilk yardım faaliyetlerine, sağlık ve acil barınma hizmetlerinden gıda ihtiyacının karşılanmasına, tahliye çalışmalarından enkaz kaldırmaya kadar tüm alanlarda devlet kurumları ve sivil toplum kuruluşları tarafından topyekun bir seferberlik başlatıldı. Tüm bu çalışmaların yanı sıra hasar tespit çalışmaları da başlatıldı. Diğer yandan şehirlerin ihyası ve yeniden inşası için deprem bölgelerinin dönüşümü çalışmalarına iştirak edecek Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'ndan uzmanlar da depremin ilk anından itibaren bölgedeydi.

Ulusal Risk Kalkanı Modeli Toplantısı'nın kapsamı

Bu gündem içerisinde, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli kapsamında acil bir toplantı düzenlendi. 3 Mart 2023 günü İstanbul Dolmabahçe Sarayı'nda gerçekleşen ve 7 saati aşan bu toplantıya davet edilen çok farklı disiplinlerden uzman akademisyenler, devletin en üst makamlarına deprem sonrası ortaya çıkan durum ve bundan sonra atılması gereken adımlarla ilgili önerilerini detaylı olarak aktardı.

Cumhurbaşkanlığı nezdinde değerlendirilen ve önemsenen önerilerin hızla faaliyete geçmesi, sürdürülebilirliği ve en üst düzeyde izlenebilirliği açısından alınan en önemli karar Afet Yönetimi Politikaları ile ilgili bir kurulun oluşturulması oldu. Yine bu toplantıyla şehirlerimizin afetlere karşı dirençli hale gelmesi için belirlenecek esasları hazırlamak ve önerilerde bulunmak üzere alt komisyonların kurulması kararlaştırıldı.

Zaman kaybetmemek ve bilimsel bilginin sahadaki karşılığını bir an önce görmek maksadıyla, Dolmabahçe Sarayı'nda gerçekleşen toplantıdan tam bir hafta sonra 10 Mart tarihinde bu kez deprem bölgelerinden Gaziantep’te toplanan Türkiye Ulusal Kalkınma Modeli'nin ikinci toplantısı alt çalışma gruplarının belirlenmesi ve bu çerçevede hedeflenen çalışmaların ele alınması amacıyla bir araya geldi. Bu kez toplantıya ilgili bakanlıkların icra makamın kurumlarının üst düzey yetkilileri de katıldı. Neticede kurulda bulunan ve işin teorisine hakim akademisyenlerin sahadaki pratiğe hakim isimlerle beraber çalışması bilgi paylaşımı açısından önemliydi. Bu toplantıda tanışma ve görev bölüşümü aşamasına geçildiği gibi ortak kurulların çalışmaya başlaması da sağlanmış oldu.

Toplantıların amaçları

Amaçlarını; şehirlerimizi tarihiyle, kültürüyle, demografisiyle, sanayisiyle, altyapısıyla bir bütün olarak ayağa kaldırmak ve 11 ili yeniden inşa ederken başta deprem olmak üzere coğrafyamızın ve iklim krizinin sebep olabileceği sel, yangın gibi bütün afetlere karşı şehirlerimizi dirençli hale getirmek olarak açıklayan ve toplantının ev sahipliğini üstlenen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, bu işleri yapmak için bilim insanlarının desteklerine ve onların sahadaki çalışmalarına ihtiyaç duyduklarını ifade etti. Bu ihtiyaç çerçevesinde davet edilen bilim insanları içinde inşaat, jeoloji, maden, çevre, endüstri, ziraat mühendisliği gibi alanlardan isimler olduğu gibi mimar, şehir-bölge planlama, sosyoloji, psikoloji, tarih, iletişim uzmanlığı, sağlık, hukuk gibi birçok farklı disiplinden alanında uzman isimler de toplantıda yer aldı.

Haklı olarak herkes evinin, iş yerinin risk seviyesini ve yeniden kullanımıyla ilgili ortaya konulacak çözüm önerilerini merak ediyor. Bu anlamda Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası oluşan durumun çevre, şehircilik ve iklim değişikliği perspektifinden izlenmesinin ve yönetiminin yanı sıra; şehirlerimizin yeniden ihyası ve inşası sürecinde uygulanacak politikaların belirlenmesi sürecinde bilimsel değerlendirmelerin yapılması ve bu kapsamdaki önerilerin sahaya hızla yansıtılması fikri benimsendi.

Deprem afeti öncesinde, uzunca bir süredir icracı konumdaki kamu kurumları kentsel dönüşümden sosyal konut projelerine, atık yönetiminden millet bahçelerine, ekolojik koridorlardan altyapı yatırımlarına, akıllı şehirlerden yapı işleri ve teknolojilerine kadar tüm alanlarda bilimi ve bilim insanlarını çalışmalarının odağına almış bulunuyor. Ancak yaşanan bu ciddi afet sonrasında, deprem gibi sismik karakterli afetlerin ve taşkın-kuraklık gibi meteorolojik karakterli afetlerin önüne geçmek mümkün olmasa da bu afetleri doğru tanımanın, buna göre hazırlanmanın ve gerçekleşmesi durumunda yaşanabilecek zararı en aza indirmenin önemi bir daha anlaşıldı. Bu amaçla bir araya gelen bu ekip, "Risk Kalkanı Modeli" başlığı altında ihtiyaç duyduğunda başka uzmanları da bünyesine katacak dinamik bir yapıda dizayn edildi.

Öncelikle yaşanan afetten zarar gören 11 ilimizdeki afetzedelerin en kısa sürede sıcak yuvalarına kavuşmaları önceliğinde kamu-akademi işbirliğinde yürütülecek çalışmalar ve bu kapsamda gerçekleştirilecek toplantılar büyük önem arz ediyor. Sadece inşaat faaliyeti odaklı değil, aynı zamanda şehirlerimizin kendine özgü tarihiyle, kültürüyle, sosyolojisiyle değerlendirilmesi, buna uyumlu bir şekilde yeniden planlanıp ayağa kaldırılması ve ileriye yönelik ihya edilmesi de temel öncelik. Bu bölgede özelinde gerçekleştirilecek uygulama başarısının ülke geneline yayılması da ayrı bir hedef olarak önümüzde duruyor.

Toplantıda oluşturulan alt kurullar

Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli'nin Gaziantep toplantısında Bilim Kurulu Üyelerinin alt kurullarındaki görev tanımları belirlendi. Bu bağlamda bir deprem bölgesinde konuşlanan ülkemizi yer bilimi açısından inceleyerek depreme karşı sağlam, güvenli ve hazırlıklı hale getirilebilmek amacıyla Deprem ve Yer Bilimleri Kurulu; afetin meydana geldiği bölgelerdeki hasar tespitlerini yeni felaketlere yol açmayacak şekilde titizlikte yapabilmek için Hasar Tespit Kurulu; afet bölgesinden çıkan enkazı çevreye zarar vermeyecek şekilde imha etmek ve atıkları geri dönüşüme tabi tutmak için Enkaz ve Atık Yönetimi Kurulu; kentsel dönüşümden sosyal konuta, atık yönetiminden millet bahçelerine, akıllı şehirlerden ekolojik koridorlara kadar yeni şehircilik çalışmalarına ve ihya sürecine katkı sağlamak için Şehirleri İnşa ve İhya Kurulu; dirençli şehirlerin inşası yolundaki kentsel dönüşüm çalışmalarımıza yeni bir vizyon katmak, imar kanunu ve ilgili yönetmeliklerin düzenlemesine katkı sağlamak amacıyla Kentsel ve Kırsal Dönüşüm Kurulu; şehirlerimizin birikimlerini koruyup afetlere karşı dirençli hale getirmek ve büyüme yönlerinin belirlenmesine destek olmak amacıyla Mekansal Planlama Kurulu; afet sonrası işletilecek yapılaşma ve konut inşa sürecini afetlere karşı dayanıklılık ilkesiyle güncellemek ve yeni yapı tekniklerinin kullanılmasının yaygınlaştırmak amacıyla Yeni Yapı Teknolojileri Kurulu; depremden zarar görmüş illerimizin yeniden inşa ve ihya sürecinde teknolojinin bütün imkanlarının dijital ortamda seferber edilerek sahaya yansıtılması ve yeni şehirlerde akıllı teknolojilerin daha etkin kullanılması amacıyla Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Akıllı Şehirler Kurulu; başta afet bölgesinde olmak üzere iklim değişikliğinin etkilerini azaltarak iklim krizine karşı şehirlerimizi dirençli hale getirmek ve yeşil dönüşüme destek olmak amacıyla İklim Dostu Yeşil Dönüşüm Kurulu; şehirlerimizin yeniden inşa ve ihya sürecinde altyapının daha güçlü ve sürdürülebilir bir projeksiyonla imar, inşa ve ihya edilmesi amacıyla Kentsel ve Kırsal Altyapı Kurulu; kadim medeniyet birikimine sahip 11 ilimizdeki tarihsel mirası, mimari birikimi ve kültürel dokuyu koruyup gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla Tarihi ve Kültürel Miras Kurulu; afetzede kardeşlerimizin geçici barınma alanlarındaki her türlü maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Destek Hizmetleri ve Sosyal Politikalar Kurulu; afet sürecindeki olası hadiselerin daha hızlı ve etkili yürütülmesine ve güçlü bir iletişimin sağlanmasına katkı sunmak amacıyla Kriz Yönetimi ve İletişim Kurulu kuruldu.

Toplantı sonrasında kendilerine ayrılan toplantı salonlarında, bu kapsamda ilk kez bir araya gelen akademisyen ve bürokratlar kendilerine yüklenen sorumlulukların bilinciyle çalışmaya başladı. İletişim grupları oluşturuldu. Çalışma programları belirlendi ve baştan sona atılacak tüm adımların belirlenmesi noktasında çalışmalar düzenlendi.

Bu bilincin ve millete hizmet etmenin heyecanında oldukları ifade ve tavırlarında açıkça görünen her bir kurul üyesi, girişilen bu çalışmanın Türkiye’de risk ve afetlere karşı başarılı bir kalkan görevi göreceği noktasında ümitvar. Şimdi sırada, bu kurulların çalışmalarıyla ortaya çıkacak önerilerin sahadaki yansımalarını görmek var.

[Prof. Dr. Kasım Yenigün, Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli Kurul Üyesi, Kastamonu Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi]

* Makalelerdeki fikirler, yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.