İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Erken seçim, Değneğin iki ucu;

Erken seçim, Değneğin iki ucu;

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 17 Nisan Salı günkü TBMM grup toplantısında, 26 Ağustos’a gün tayin ederek erken seçim istemesine. Aynı dakikalarda AKP grup toplantısında konuşan AKP’li Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’ın üç kez seçimlerin 2019’da yapılacağını söylemesi. Bir gün sonra AK-Saray’da 30 dakika gibi kısa bir süre Erdoğan-Bahçeli görüşmesinin ardından. Bahçeli’nin erken seçim talebine Erdoğan 24 Haziran tarihini vererek baskın seçim için düğmeye bastı. Esas Erdoğan’dan gelen bu erken/baskın seçim kararı dorusu sürpriz olmasa da şaşırtıcı oldu.. Hele de Erdoğan’ın erken seçime bakış açısı ortada iken.

 

Erdoğan’ın erken seçim taleplerine tarihi cevapları;

Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, 18 Nisan tarihili yazısında, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2004 yılından buyana erken seçimle ilgili söylemlerini tarih tarih sıralamıştı. Erdoğan erken seçim konusunda “dünyanın gelişmiş ülkelerinde erken seçim diye bir mantık yoktur” derken genel olarak erken seçimi gündeme getirmeyi, erken seçim talebinde bulunmayı “vatana ihanet” olarak nitelendirmiş. Erken seçim, “ülkenin huzuruna çomak sokmaktır” “aklıselim insanlar erken seçim istemez” diyerek onlarca kez, erken seçime karşı çıkmıştır.

 

Erken seçim kararı 30 dakikalık Erdoğan-Bahçeli görüşmesinde alınmadı!;

17 Nisan günü TBMM grup toplantısında 26 Ağustos’u işaret ederek erken seçim talebinde bulunan MHP lideri Bahçeli ile 18 Nisan öğle vakti AK-Saray’da kabul ederek 30 dakikalık bir görüşmesinin hemen ardından, MKYK’nu toplayan Erdoğan, hemen arkasından erken seçim kararını ve 24 Haziran olarak seçimin tarihini açıkladı. Erken/Baskın seçim kararının taraflarca “danışıklı dövüş” olamadığı zikredilse de, kuşkusuz Bahçeli’nin grup toplantısından çok daha önce, Erdoğan ve AKP yönetimi erken seçimi konuştuğu. Bundan dolayı grup toplantısında kendi fikri gibi erken seçimi gündeme getirdiği olasılığı yüksektir.

 

24 Haziran’daki erken/baskın seçime İYİ Parti katılabilecek mi?

CHP grup başkan vekil Özgür Özel, Bahçeli’nin seçim tarihi için 26 Ağustos’u işaret etmesinin İYİ Partinin seçimlere katılmasını engellemek değerlendirirken, AKP tarafından seçim tarihinin 24 Haziran olarak açıklamaması üzerine seçime girecek partiler konusu da ciddiyet kazandı.

298 sayılı “Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Kanunu”’nun 14.maddesi ve 2820 sayılı “Siyasi Partiler Kanunu”’nun 36 maddesi gereği seçimlere katılma yeterliliğinde olan partiler Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından 19.01.2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 37 no’lu kararı ile açıklanmıştı. YSK’nın kararına göre Adalet ve Kalkınma Partisi, Bağımsız Türkiye Partisi, Büyük Birlik Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Demokrat Parti, Halkların Demokratik Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, Saadet Partisi ve Vatan Partisi’nin seçimlere katılma yeterliliğine sahip olduğu belirtiliyor. Kararda, 1 Ocak 2018’den en az 6 ay öncesi itibarıyla illerin en az yarısında teşkilat kurdukları ve büyük kongrelerini yaptıkları saptanan partilerin seçimlere girme yeterliliğine sahip olduğu belirtilirken, ilk kongresini 10 Aralık 2017’de gerçekleştirilen İYİ Parti listede yer almıyordu.

Sanırım CHP’li Özel’in kaçırdığı bir nokta var. Çünkü İYİ Parti Olağan Genel Kongresini 10 Aralık 2017 tarihinde gerçekleştirdi. 1 Nisan’da yapılan Olağanüstü Kurultaydı. Bu nedenle İYİ Parti 10 Haziran 2018’de altı ayı doldurmuş oluyor.

Erken seçim kararının açıklanması ile YSK, seçimlere hazır olduğunu ve seçimlere katılabilecek partileri değerlendirerek açıklayacaklarını duyurdu. Ancak YSK’nun iktidarın vesayeti altında olduğundan yola çıkarsak YSK’nun 1 Nisan’daki Olağanüstü Kurultayını göz önüne alarak İYİ Partinin önüne engel çıkarması olur mu? Daha önce olmuştu.

29 Kasım 1987 seçimleri öncesi dönemin Başbakanı Turgut Özal Islahatçı Demokrasi Partisi (IDP)’nin seçimlere girmesini engellemek için seçimlere katılmak için teşkilatlanma barajı getirmiş IDP’nin yedi gün içerisinde teşkilatlanma barajının üzerinde teşkilat kurması üzerine bu defa seçimlere katılması için partilerin tabelası olmasının yeterli olduğuna dair karar aldırmıştı.”

Konu ile ilgili olarak İYİ parti Genel başkan yardımcısı İsmail Koncuk, seçimlere her türlü katılacaklarını kendileri için her hangi bir sorun olmadığını, YSK’nın her türlü engeline karşı B ve C planları olduğunu açıklayarak, seçmenlerine endişe etmelerine gerek olmadığını duyurdu.

 

Seçime Partiler ve YSK hazır, İş dünyası tepkili;

Bahçeli’nin gündeme getirmesi Erdoğan’ın 24 Haziran’a gün vermesi ile birlikte seçimlere katılacak partiler 66 gün gibi kısa bir zaman olmasına rağmen seçime hazır olduklarını açıkladılar. Hoş bizim siyasetçiler güreşçi gibidir, kazansalar da kaybetseler de seçimin ne zamanın da yapılmasından, nede erken yapılanından, asla kaçmazlar. Her yıl seçim yapılsa, hodri meydan hazırdırlar.

Erken seçime, bir tek ülkenin ekonomik durumu öne süren iş dünyası karşı çıkıyor. 

 

Seçimlerden kim kazançlı çıkıyor, kimler kaybediyor?;

Her seçimde olduğu gibi bu erken seçimden de, Reklam firmaları, matbaalar ve seçim kolilerinin içini dolduracak gıda sektörü karlı çıkacak. O seçimlerde verilen üç kuruşluk kolileri kâr sanarak peşinden koşan vatandaşlar kendini karlı sayacaklar arasında yer alacaklar.

Ancak, zaten düşe kalka yürüyen bozuk ekonomiye, seçimin ekonomik yükünün eklenmesi ile erken seçim faturasının tüm millet tarafından ödeneceği ise kaçınılmaz bir gerçek.

 

24 Haziran’da seçimi kim kazanırsa kazansın, kaybedecek millet olacaktır.

AKP kazanırsa; Bozuk giden ekonomi ve seçim külfetini nasıl olsa seçimi kazandım, diyerek içte ve dışta terörle mücadelenin maliyetini de ortaya sürerek, yeni zamlar, yeni vergiler vb. kemer sıkma politikaları ile vatandaşın sırtına yükleyecek.

Muhalefetin kazanması ve bir hükümet kurma pozisyonu olması halinde ise sonuç değişmeyecek. Onlarda 16 yıllık AKP iktidarının, kamu kurumlarını satarak ayakta tutmaya çalıştığı bozuk ekonomiyi, yani “Enkaz”ı devralacak. Ekonomiyi ayakta tutmak ve düzelmek üzere onlar da yeni zamlar, yeni vergiler vb. kemer sıkma politikaları ile vatandaşın sırtına yüklenecek. Yani anlayacağınız bu seçimi kim kazanırsa kazansın değneğin iki ucu da aynı.. Anlayacağınız “Anamın adı Fattık, öylede battık, böyle de battık”

 

İbrahim Halil SİPAHİ

19.04.2018/adanapost.com

twitter.com/ihalilsipahi

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi