Enflasyona Karşı Faiz Artırmak Yanlış
Alman asıllı ABD'li yatırım gurusu olarak bilinen Mark Mobius, enflasyon sorununun altında merkez bankalarını aramak gerektiğini vurgulayarak enflasyon yükseldiğinde üretim ve istihdamı engelleyen faizleri artırmanın doğru bir yol olmadığını söyledi. Mobius yatırım ortamı olarak Türkiye'yi övdü.
Sedat YILMAZ
Şahap Kavcıoğlu başkanlığındaki Merkez Bankası’nda (TCMB) son dönemde TCMB eski başkanı Murat Uysal ile başlayan faiz indirme politikaları devam ediyor. Eylül ayında 100, Ekim’de 200 baz puan faiz düşüren TCMB’den 18 Kasım’da da bir indirim hamlesinin gelmesi bekleniyor.
Türkiye dışında dünya merkez bankalarını eleştiren Alman asıllı 84 yaşındaki ABD’li yatırım gurusu olarak bilinen Mark Mobius, yatırım ve istihdamın gerektiği yerde enflasyonu düşürmek için faizleri artırmanın ekonomik politikalar açısından yersizliğine temas etti.
Bloomberght’ye verdiği mülakatta daha önce yaptığı açıklamalara paralel ifadeler kullanan Mobius Capital’in Kurucusu ABD’li ünlü yatırımcı Mobius son röportajında, enflasyon sorununun altında merkez bankalarının yattığını vurgulayarak enflasyon yükseldiğinde üretim ve istihdamı engelleyen faizleri artırmanın doğru bir yol olmadığını söyledi.
Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) gibi geleneksel enflasyon ölçüm indikatörlerinin giderek kullanımdan düşeceğini zaten bunun gibi indikatörlerin artık doğru sonuçlar vermediğini ileri süren Mark Mobius, bir periyottan diğer periyoda olan ürün gruplarının sürekli değiştiğini söyledi. Mobius, bu yüzden 1950’deki ürün grubuyla bugünkü ürünler grubunun oldukça farklı olduğunu, kısaca, elma ile armudun karıştırıldığını dile getirdi.
Deflasyon tecrübe ediliyor
Politika kararlarının enflasyon rakamları veya mevcut datalar üzerinden değil, halkın mutluluğu üzerinden yapılması gereğine işaret eden Mark Mobius, “Bu demektir ki, politika kararları enflasyon rakamları üzerinden değil, mutluluk terimleri üzerinden yapılmalıdır. İnsanların ne kadar mutlu olduğunu ölçebilecek bir indikatör bulmamız gerekiyor” ifadesini kullandı.
Teknolojinin hayatı ucuz hale getirdiğinin altını çizen Mark Mobius, “İnsanlık tarihinin belki de en iyi dönemlerinden birini yaşıyor. Bu yüzden deflasyonist bir dönemden geçiyoruz. Fiyatlar değişiyor ama kalite de değişiyor” vurgusunu yaptı.
ABD’de para arzının son bir yılda yüzde 30 oranında yükseliş kaydettiğini, merkez bankalarının yanlış indikatörlere bakarak karar vermesinin üzücü olduğunu ifade eden Mobius, “Şu anda insanlar küresel anlamda deflasyonu tecrübe ediyor. Bu da malların ve hizmetlerin, gelirler bakımından kıyaslandığında uygun fiyatlar oluşturduğu anlamına da gelir” dedi.
Para düşünüldüğünde hisse yatırımının bu dönemde daha iyi olduğuna vurgu yapan Mark Mobius, iyimser olmanın her zaman daha iyi olduğunu, her gün alım – satım yapmanın doğru olmadığını, ayrıca gelişmiş ülke piyasalarının paralarını gelişen ülkelerden kazandıklarını hatırlattı. Küresel para bolluğundan bahseden Mobius, kripto paralardaki yükselişi, emisyon hacminin yüksekliğine bağladı.
Para varsa enflasyon var
Mark Mobius, dünyada hükümetlerin ekonominin kepenklerini kapalı tutamayacaklarının görüldüğünü, ekonomiye ne kadar para verilirse verilsin insanlar harcama yapmazsa toparlanmanın uzayacağına dikkat çekti.
Mobius, gayrisafi milli hasılaların (GSYH) dünyada önemli bir büyüme gerçekleştireceklerini ve hükümetlerin ekonominin kepenklerini kapalı tutamayacaklarının görüldüğünü, ekonomiye ne kadar para verilirse verilsin insanlar harcama yapmazsa toparlanmanın uzayacağına söyledi.
Kripto para pazarının küresel ekonomideki durum sebebiyle indikatör rolüne soyunma görüntüsü verdiğini, insanların kripto paraya hisse senedi piyasalarında para kaybeden şirketlere olan inancıyla benzerlikler taşıdığını belirten Mobius, “İnsanlar, bu şirketlerin ileride yüklü miktarda gelir sağlayacağını düşünüyor. Bu yüzden kripto para piyasalarındaki değişimleri dikkatle izlemeliyiz. Şu anda herhangi bir gençle konuştuğunuzda göreceksiniz ki birçoğu bu paralara büyük önem atfediyor. Eğer bu inanç düşerse veya ortadan kaybolursa bu durumda önemli bir satış eğilimi ortaya çıkabilir. Ancak biz orta ve uzun vadede hala hisse senedi piyasalarında iyi bir kazanç fırsatı görmeyi sürdürüyoruz” bilgisini verdi.
Yatırım ve fırsatlar ülkesi
ABD’li ünlü yatırımcı Mark Mobius Türkiye’yi yine “yatırım ve fırsatlar ülkesi” olarak tanımladı ve Türkiye’den övgüyle bahsetti. Mobius röportajında bu defa faiz artırmanın ekonomi için iyi bir yol olmadığını savunurken dünyada enflasyonu merkez bankalarının meydana getirdiğini, salgında enflasyon artışını yine merkez bankalarına bağlayan Mobius, para arzının arttığı bir yerde enflasyonun yükseleceğini söyledi.
Mobius, küresel zorlu şartlara rağmen Türkiye’nin ekonomideki başarılarını dile getirdi ve “Ben yıllardır Türkiye’ye yatırım yapıyorum. Türkler her zaman ayakta kalır” dedi. Ödemeler dengesi ve Türk Lirası’nda yaşanan sıkıntıların aşılamayacak konular olmadığını dile getiren Mark Mobius, Türkiye’nin yatırımcı ve halkın doğru yaklaşımları sayesinde toparlanma sürecine gireceğini belirtti.
Türkiye’nin küresel bir ticaret merkezi olduğunu, dünyanın her yeriyle ticaret yapma imkânının olduğunu dile getiren Mobius, “Türk insanı çok çalışkan. İnanıyorum ki, yatırımcıların ve halkın doğru yaklaşımı sayesinde bu sorunların üstesinden gelinecek ve ülke toparlanacak” dedi.
TL’deki değer kaybının ihracat özelinde fırsata çevrilebileceğine vurgu yapan Mark Mobius, “Türk lirası, Amerikan doları ve diğer para birimleri karşısında oldukça ucuzlamış durumda. Dolayısıyla Türkiye, Avrupa ve diğer ülkelere ihracatını arttırabilir. Diğer yandan, üretim Çin’den başka ülkelere doğru kaymaya başladı. Türkiye de o ülkelerden biri. Bazı şirketler, Çin’e uygulanan gümrük vergilerinden ve ülkede maliyetlerin yükselmesinden kaynaklanan tedarik sıkıntıları yaşıyor. Türkiye bu noktada bir çözüm olabilir. Diğer yandan salgınla birlikte özellikle tıbbi ekipman konusunda bir pazar oluştu. Türkiye bu pazarda Çin’i ikame edebilir” açıklamasını yaptı.
Tedarik zincirinin merkezi
Türkiye’nin yanı sıra Hindistan, Brezilya ve Tayvan’a da yatırım yapmayı sürdürdüklerini ve bu ülkelere yaptıkları yatırımlardan önemli derecede kazançlar elde ettiklerinin altını çizen Mobius, hisse senedi yatırımlarına da işaret ederek, “Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da hisse senedi piyasaları iyi sinyaller veriyor. Ancak faiz oranlarıyla hisse senedi piyasaları arasındaki ilişkinin zayıf olduğunu hatırlatmak isterim” diye konuştu.
Çinli üreticilerin ticaret savaşından korunmak için Çin dışına çıktığını belirten Mobius “ABD de tedarik zincirini çeşitlendiriyor. Burada Türkiye için fırsatlar var. Çinli üreticiler Türkiye’ye gelebilir, Türkiye ABD'ye ihracatını artırabilir ve ABD'nin tedarik zincirine daha fazla girebilir” dedi.
Türk diplomatların ABD ile ilişkileri iyileştirmesi gerektiğini belirten Mobius, “STA anlaşması ya da Gümrük Birliği gibi bir anlaşma için bile görüşebilir. Olmaması için hiçbir neden yok. Türkiye’nin ABD'ye ABD'de yüksek miktarda üretilemeyen ve ihraç edebileceği çok şey var. Türkiye’ye imkânı nispetinde petrol stoklamasını tavsiye ediyorum” şeklinde konuştu.
Kanal İstanbul fayda sağlar
Türkiye’nin her açıdan kendini finanse edebileceğini dolayısıyla yatırımlara devam etmesi gerektiğinin altını çizen Mark Mobius, “GAP gibi dev bir istihdam projesi yatırım getirir. GAP projesine benzer dev bir istihdam ve altyapı projeleri yapılmalı. Türkiye bunu kendi finanse edebilir, ekonomiyi büyüteceği için yabancı yatırım da gelir” dedi.
Kanal İstanbul ve buna benzer projelerin Türkiye’ye önemli faydalar sağlayacağını dile getiren ünlü yatırımcı Mark Mobius, “Bu projede birçok kişinin istihdam edileceğini göreceksiniz. İkinci olarak da inşaat şirketleri de faydalanacak çünkü yapılacak çok iş olacak. Bunun ardından ek projeler de gelecek. Arazi ıslahı projeleri, mülkiyet projeleri, ticari yapılar ve buna benzer birçok proje olabilir. Yani bunun gibi bir proje ülke için birçok açıdan yardımcı olabilir. Ben maliyet konusunda endişeli değilim çünkü eğer güven varsa, insanlar projeye güveniyorsa, ki ben dahil bir çok insan bu projelere güveniyor, o zaman maliyetle alakalı sorun olmaz. Finansman konusu yalnızca yurt içinden değil yurt dışından da hallolacak” ifadelerini kullandı
TCMB politika faizi yılsonunda yüzde 15’ten kapanır
Gündemi yoğun bir ekonomi gündemiyle geçen 8-12 Kasım haftasında; makro ekonomide Eylül ayı cari dengenin beklenenden daha fazla vermesi, elektrik faturalarında Enerji Fonu ve TRT payından vazgeçilmesi, Merkez Bankası, para ve kıymetli maden transferlerini düzenleyen 15’inci maddesine “Hesaptan hesaba işyeri ödemelerinde gönderenden ücret alınamaz” fıkrasının eklenmesi, Borsa İstanbul’un (BIST) rekorlarını sürdürmesi, ABD enflasyonunun 31 yılın en yüksek zirvesi olan yüzde 6,2’yi görmesi, doların 10 lirayı aşması, Bitcoin’in 69 bin dolara yaklaşarak rekor kırması ve ABD ile Çin’in iklim değişikliği konusunda anlaşması öne çıkan gelişmeler oldu.
Analistler haftaya yurt içinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında açıklayacağı faiz kararı ve bütçe dengesi, yurt dışında ise Japonya'da büyüme, Euro Bölgesi'nde büyüme ve enflasyon, Çin'de ve ABD'de sanayi üretimi başta olmak üzere yoğun veri gündeminin takip edileceğini belirterek, PPK toplantısında TCMB’den 100 baz puan faiz indirimi bekliyor. Ekonomistlerin yılsonu politika faizi öngörüsü yüzde 15.
Haftalık bazda Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senetleri haftalık bazda ortalama yüzde 3,47, altının gram satış fiyatı yüzde 5,84, dolar/TL yüzde 2,66, euro/TL yüzde 1,81 değer kazandı. Piyasada 1000 TL’lik yatırım borsada 1034,7 lira, dolarda 1026,6 lira, euroda 1018,1 lira ve altında 1058,4 lira oldu.
15 – 19 Kasım haftasında piyasa enstrümanlarıyla ilgili tahminler şöyle oluştu:
BIST 100… BIST 100 endeksi, en düşük 1.589,23, en yüksek 1.643,82 puanı gördükten sonra haftayı önceki hafta kapanışına göre yüzde 3,47 artarak 1.638,50 puandan tamamladı. Teknik açıdan haftayı 1638,50 puan ile rekorla tamamlayan BIST 100 endeksi için 1.650 puanın direnç, 1.570 seviyesinin ise destek konumunda bulunduğu öngörülüyor.
DOLAR/TL… Haftayı yüzde 2,66 değer kazanarak 9,9670 liradan kapatan dolar/TL kuru, 10 liranın üzerini test ettikten sonra yeniden 9,90’lı rakamlara döndü. ABD’de yıllık enflasyonun yüzde 6’yı geçmesi, 10 yıllık tahvil faizinin yeniden yüzde 1,56 seviyelerine ulaşması dolar endeksini 95 seviyelerinin üzerine atmasıyla dolar/TL kuru da yukarı yönlü hareket etti. Haftalık kâr satışları oluşursa kur 9,80 seviyelerine kadar gerileyebilir. Ancak ABD’de doların güçlenmesi sürerse kurda önce 10,05’ler ardından 10,12’ler gündeme gelebilir. Kurun destek noktası 9,7390, direnci ise 10,12 olarak öngörülüyor.
EURO/TL… Avrupa parası euro da haftayı yüzde 1,81 artışla 11,3970 liradan kapattı. Euro/dolar kurunda dolar lehine olan gelişmeler, TL’yi de olumsuz etkiliyor. 1,447’ye gerileyen kurun desteği 1,13, direnci ise 1,16 seviyelerinde. Dolardaki güçlenme euronun, dolara göre TL’ye karşı daha az değerlenmesine sebep oluyor. 11,34’ü destek yapan kurun direnç seviyeleri 11,54’e kadar gidiyor.
ALTIN… ABD 10 yıllık faiz oranlarının yukarı yönlü hareketlenmesi ve doların güçlenmesi paralelinde altının onsu da 1865 dolara kadar yükseldi. 1863 dolar seviyesinin geçilmesi, ons altında yukarı yönü tetikleyebilir. Ons altında 1894 ve 1900’ler direnç, 1848’in altı ise destek görünümünde. Kapalıçarşı’da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 5,84 kazanımla 594,00 liraya, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 5,81 artışla 3.934,00 liraya yükseldi. Geçen hafta sonu 908,00 lira olan çeyrek altının satış fiyatı da 961,00 liraya çıktı. ABD ekonomik dataları ve dolardaki harekete göre şekillenen altının gram fiyatının yukarı trendde olduğu gözleniyor. Halen 600 ve 697 lirada gezinen gram altının 612 liraya kadar çıkma potansiyeli bulunuyor. 695’in aşağı yönlü kırılması ise yeniden 580 lirayı gündeme taşıyabilir.
PETROL… ABD’nin petrol üretimini artırması konusundaki çağrılarına OPEC ve koalisyonun cevapsız kalması brent petrolü 84 dolara, WTI ise 80 doların üzerine kadar yükseltti. Ancak ABD’de enflasyonun yüzde 6’nın üzerine çıkması daha önce 86 dolara kadar brent petrolün 82 dolar seviyesine inmesini sağladı. Brentte destek 81, direnç ise 83 dolarda görülüyor.
KRİPTO PARA… Bitcoin’in yükselen enflasyona karşı altının yerini alacağına dair değerlendirmelerle hafta içinde 69 bin dolara çıkarak rekor kırması diğer kripto paraları da hareketlendirdi. Kripto para piyasasında sınırlı da olsa yükselişin arkasında artan enflasyonla birlikte faizlerin yükselişiyle birlikte güçlenen altın ve dolar da etkili oldu. Kâr satışlarına rağmen halen 63 bin dolardan işlem gören ve haftalık bazda yüzde 5,3 oranında değer kazanan Bitcoin’in dalgalı seyri sürüyor. Piyasanın ikinci güçlü parası Ethereum da haftalık yüzde 5,17 oranında prim yaptı. Piyasanın en fazla değer kazanan parası Bitcoin olurken, en fazla değer kaybeden parası ise yüzde 8,2 ile Polkadot oldu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.