Büyümeye Destek Enflasyona Köstek
Büyümeye Destek Enflasyona Köstek
Ocak ayında enflasyonun yukarı yönlü dirençli olduğunun görülmesi ve Şubat ayı beklenti anketinde yılsonu TÜFE tahmininin yüzde 10'u aşmasına rağmen Merkez Bankası (TCMB), fiyat istikrarını daha da sağlamlaştırmak ve büyümeyi artırmak için 'faiz indirimlerine kesintisiz devam' görüntüsü veriyor.
Türkiye tek haneli enflasyon ve faiz yolunda ilerliyor. Gelecek hafta gözler yine Merkez Bankası’nda (TCMB) olacak. Ekonomide büyümeyi hedefleyen, enflasyon ve faizlerde inebileceği en düşük seviyeyi zorlayan TCMB, 19 Şubat Çarşamba günü gerçekleştireceği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında geçen yıl Temmuz ayından bu yana başlayan seri faiz indirimlerine bu ay da devam etmek istiyor.
TCMB bu ayki toplantısında Cuma günü gerçekleştirdiği Şubat ayı beklenti anketi doğrultusunda bu defa Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti (AOFM) ile tahvil faizlerindeki seyri dikkate alması bekleniyor.
Yüzde 12,15 çıkan Ocak tüketici enflasyonuna (TÜFE) rağmen Şubat ayı beklenti anketini baz alarak yılsonu için projeksiyonunu geniş tutan Merkez Bankası anketinde, enflasyon ve faizde tek haneli rakam hedefinde kararlı olduğunu apaçık gösteriyor.
Son TCMB anketinde yılsonu TÜFE beklentisi yüzde 10,06, oniki aylık yüzde 9,61 ve 24 aylık TÜFE beklentisi de yüzde 8,52 oldu. Dolar kuru beklentisi yılsonu itibariyle 6,45 lira, 12 sonrası için 6,51 lira olurken 2020 yılsonu büyüme eklentisi yüzde 3,5, gelecek yıl için ise yüzde 3,8 tahmin edildi.
Şubat ayı beklenti anketinde; haftalık repo faiz oranı ile gecelik repo faiz oranının ortalaması olarak bilinen ve piyasada oluşan faizlere yön vererek enflasyonu denetlemek için kullanılan Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti’nin (AOFM) yüzde 10,91’e gerilemesi, aynı zamanda politika faizi olan bir haftalık repo faiz oranının Şubat’ta yüzde 11,02, gelecek 3 ay içinde yüzde 10,48, önümüzdeki 6 ay içinde yüzde 10,09 ve yılsonu itibariyle yüzde 9,63’e ineceğinin tahmin edilmesi, diğer taraftan gecelik repo pazarında faiz oranın da bu ay sonu için yüzde 10,8 şeklinde öngörülmesi Merkez Bankası’nın (TCMB) Temmuz’dan bu yana aralıksız devam ettiği faiz indirmede elini rahatlatıyor.
Ağırlıklı ortalama faizin verdiği mesaj
Merkez Bankası’nın piyasada oluşan faizlere yön vermek ve bu yolla enflasyonu kontrol altına almaya yönelik kullandığı araçlardan biri ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti. AOFM Merkez Bankası’nın gecelik borç verme faizi ile haftalık repo faizinin yani politika faizinin ağırlıklı ortalaması olarak hesaplanıyor.
Malûmunuz gecelik repo faizi, gecelik borç almak ya da gecelik borç vermek isteyen bankalara uyguladığı faize deniyor. Borç alma faizi taban, borç verme faizi ise tavan oluyor. Taban ve tavan arasında oluşan aralığa faiz koridoru olarak adlandırılıyor. Gecelikler iki oran arasında likidite sıkışıklığı veya fazlalığı durumuna göre gerçekleşiyor.
Merkez Bankası bankalara yönelik 1 hafta vadeli repo ihalesi açıyor. Bankalar, geri alma kaydıyla ellerindeki tahvil ve bonoları TCMB’ye satıp karşılığında para alıyorlar. Vade sonunda ise parayı iade edip sattıkları tahvil ve bonoları geri alıyor. Tabii bu işlemler piyasadaki likidite ihtiyacına göre düzenleniyor. Böylece piyasanın likidite ihtiyacını karşılayan ihaledeki gecelik oran, faiz koridoru içinde belirleniyor. Gecelik işlemlerde oluşan faiz oranları ve haftalık repo işlemlerine uygulanan faiz oranları vasıtasıyla ikincil piyasadaki kısa vadeli faiz oranları döviz kurlarını ve kredi büyüme veya küçülme hızlarını da etkileyebiliyor.
Şubat verileri neler söylüyor?
Şubat ayı anketinde Repo ve Ters Repo Pazarı’nda oluşan faiz beklentisi ay sonu için yüzde 10,83’e gerilerken Merkez Bankası’nın politika faizi olan 1 haftalık repo faiz oranı bu ay için yüzde 11,02, üç aylık için yüzde 10,48, altı aylık beklentide yüzde 10,09 ve yılsonu için de yüzde 9,63, iki yıllık beklenti ise yüzde 8,87 olarak öngörüldü.
Aynı ankette haftalık repo faiz oranı ile gecelik repo faiz oranının ortalaması olarak bilinen ve piyasada oluşan faizlere yön vererek enflasyonu denetlemek için kullanılan Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti’nin (AOFM) yüzde 10,91’e geriledi.
İç talebin canlanması, kurun TL karşısında değerlenmesi gibi mevcut göstergeler enflasyonda yukarı yönlü eğilimi işaret etse de 12 ve 24 ay sonrasına ilişkin tahminler ise enflasyonun tek haneli rakamları işaret ettiğinden Merkez Bankası’nın öne açık görünüyor.
Projeksiyonda tahvil faizi de etkin
TCMB’nin, kısa vadeli tahvil ile uzun vadeli tahvil faizlerine projeksiyon yaparak da enflasyon rotası çizdiği biliniyor. Şubat’ta 2, 5 ve 10 yıllık tahvil faizlerinin yüzde 11 civarında eşitlendiğini gören Merkez Bankası, enflasyonun gelecekte artmayacağını ve aşağı yönlü olacağını tahmin ediyor.
Diğer taraftan Merkez Bankası’nın Şubat beklenti anketinde 2 yıllık tahvillere atıf yapılmasa da 5 yıllık devlet iç borçlanma senetleri (DİPS) faiz oranı beklentisinin 12 ay sonrası için yüzde 10,40’a, 10 yıllık DİBS faizinin ise 12 ay sonrası için yüzde 10,77 olarak tahmin edilmesi yılsonundan sonra bugünkü tahvil faizlerinin de altına geleceğini haber vermesi enflasyonun tek haneli rakamlara ineceğinin önemli göstergelerinden biri olarak öne çıkıyor.
Hepimizin bildiği gibi uzun vadeli borçlanma kağıtlarının (tahvil) faizinin kısa vadeli olanların faizinden yüksek olması durumunda enflasyonun artacağı mesajını veriyor. Kısa vadeli borçlanma kağıtlarının faizi uzun vadeli olanların faizinden yüksekse bu ise tam tersine enflasyonun düşeceğini gösteriyor. Yine uzun vadeli borçlanma kağıtlarının faiziyle kısa vadeli olanların faizi birbirine eşit ya da birbirine çok yakınsa bu da mevcut enflasyonda bir değişiklik olmayacağını belirtiyor.
Büyüme ile enflasyon arasındaki ince çizgi
Dolayısıyla Şubat itibariyle 2 yıllık tahvil faizinin yüzde 11,20, beş yıllık tahvil faizinin yüzde 11,46 ve on yıllık tahvil faizinin yüzde 11 seviyesinde eşitlenmesinin yanında gelecek oniki aya yönelik 5 yıllık ve 10 yıllık tahvil faizlerinin de yüzde 10 seviyesinde paralellik oluşturması enflasyonun aşağı yönlü olduğuna işaret ediyor.
Söz konusu çerçevede hükümet büyümek, Merkez Bankası ise büyümeyi direkt etkileyen enflasyonu düşürmek hedefiyle politika üretiyor. 2020 yılı dahilinde ve ileriki döneme dair hükümetin büyüme politikaları, Merkez Bankası’nın enflasyonu düşürme politikaları nerede kesişeceği önemli.
Tüketim ve kredi kanalıyla büyümeyi destekleyecek hükümet ile söz konusu desteklerin fiyat istikrarı üzerindeki riskleri bertaraf etmek isteyen Merkez Bankası politikaları elbette bir tesanüt için fikir birliğiyle müdahaleler yapması gerekiyor.
Hükümet maliye politikaları ve yapısal reformlarda yapacağı yeni uygulamalar elbette Merkez Bankası politikaları destek verecek.
Büyük bir ihtimalle faiz indirecek
Merkez Bankası, 30 Ocak’ta yayımladığı yılın ilk enflasyon raporunda; ekonomideki toparlanma eğiliminin sürdüğünü, enflasyon beklentileri ve ülke risk primindeki iyileşmeyle birlikte uzun vadeli faizlerin gerilediğini ve yurt içi talebin güç kazanmasıyla birlikte yatırım eğilimlerin ve işgücü piyasasında toparlanma sinyallerinin arttığını belirtmişti.
Aynı raporda belirgin bir iyileşme kaydeden cari işlemler dengesinin alınan tedbirlerin de katkısıyla gelecek dönemde ılımlı bir seyir izleneceğini belirtilirken eğilimin ve fiyatlama davranışına ilişkin göstergelerin son çeyrekte enflasyonun ana eğiliminde ılımlı seyrin korunduğuna işaret ettiği, enflasyon beklentilerinde genele yayılan iyileşmenin sürdüğü, parasal duruşun enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenmeye devam edeceği kaydedilmişti.
Malûm süreçte Merkez Bankası’nın talebin artması, döviz kurunun yükselmesi, büyüme politikalarına yönelik hükümetin destek ve teşvikleri düşünerek para politikasında yenilikler yapacağına ve yeni bir politika patikasına geçeceğine kesin gözle bakılıyor.
Söz konusu veriler doğrultusunda Şubat’ta 2, 5 ve 10 yıllık tahvil faizlerinin yüzde 11 civarında eşitlendiğini gören Merkez Bankası, enflasyonun gelecekte artmayacağını ve aşağı yönlü olacağını tahmin ediyor.
Ocak ayındaki PPK toplantısında politika faizini 75 baz puan düşürerek yüzde 11,25’e çeken TCMB, Ocak enflasyonunun TÜFE’de yüzde 12,15 çıkmasına rağmen hem AOFM hem de tahvil faizinden aldığı güçle 19 Şubat Çarşamba günü gerçekleştireceği Para Piyasası Kurulu’nda (PPK) bir haftalık repo faizi olan politika faizini 25-50 baz puan aralığında indirmesi muhtemel görünüyor.
Piyasalarda tansiyon yine yükseldi
Başta koronavirüs salgınının yayılması ve ölenlerin sayısının 1600’e dayanması, artan küresel jeopolitik riskler ve Türkiye’nin Suriye’deki operasyonlarına dair gelişmeler piyasalarda yatırımcının yönünü yeniden altın ve güvenli limanlara yönlendirdi.
Türkiye’deki piyasalarda bu hafta borsa kaybettirdi, altın ve döviz kazandırdı.
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, haftayı yüzde 0,71'lik kayıpla 120.151,44 puandan kapattı. Endeks, hafta içinde en düşük 116.647,80 puanı, en yüksek ise 121.580,50 puanı gördü.
Külçe altının gram fiyatı yüzde 1,92’lik artışla 308 liraya, Cumhuriyet altının satış fiyatı yüzde 1,9 primle 2 bin 50 lira, çeyrek altın 501 lira oldu.
Dolar haftayı yüzde 0,98'lik kazançla 6,0540 liradan, euro da yüzde 0,09'luk sınırlı artışla 6,5710 liradan haftayı kapattı. Yatırım fonları içinde en fazla kazandıran yüzde 1,89 ile kıymetli madenler fonları oldu.
Haftalık bazda 1000 TL’lik yatırım borsada 992,9 lira, altında 1019,2 lira, dolarda 1009,8 lira ve euroda 1000,9 lira oldu.
Haftaya hangi gelişmeler takip edilecek?
Haftaya piyasalar Türkiye’de Ocak Ayı merkezi yönetim bütçe dengesi verisinin açıklanmasıyla başlayacak. Konut fiyat endeksleriyle devam edecek veriler, Merkez Bankası’nın (TCMB) 19 Şubat’taki faiz kararı ve Fitch Ratings’in Türkiye değerlendirmesi izlenecek. Yurt dışında da Euro Bölgesi’nde cari denge, ZEW endeksi, öncü göstergeler, ABD’de enflasyon ve FED FOMC toplantı tutanakları, imalat ve tüketici güven endeksi, işsizlik maaşı başvuruları, Japonya’da büyüme verisi takip edilecek.
Piyasalarda ise gelecek hafta için öngörüler şöyle oluştu:
BIST 100…
Haftayı 120.151 puandan kapatan Borsa İstanbul BIST 100 endeksi, en fazla Suriye’deki gelişmelerden olumsuz etkileniyor. Koronavirüs salgını sebebiyle küresel piyasaların seyrine de odaklanan BIST, gelecek hafta öncelikle TCMB’den gelecek faiz kararı, Fitch’in değerlendirmesini öncelik yapacak. BIST 100 endeksinin 118 bini destek yapıp 122 bin direnci arasında seyir izleyeceği tahmin ediliyor. Dikkat edilecek pivot bölge 120.950.
DOLAR/TL…
Koronavirüs salgını sebebiyle piyasaların karışık seyrettiği haftada ölenlerin sayısının her geçen gün daha da artması ve son olarak 1530’lara yaklaşması ve özellikle her gün 250’ye yakın insanın hayatını kaybetmesi ABD piyasalarıyla birlikte doların seyrini de etkiliyor. Altın ile birlikte güvenli liman yolunda ilerleyen doların teknik olarak 6,04 lira kurda pivot bölge. Yukarı yönde en kuvvetli destek 6,1, aşağıda ise 5,99 güçlü destek konumunda.
EURO/TL…
Euro Bölgesi’ndeki sanayi üretim verisi ve ardından FED Başkanı Jerome Powell’ın sunumu, koronavirüs salgını ve TÜFE’nin yüzde 2’nin altında kalması gibi gelişmelerle giderek dolar karşısında giderek değer kaybeden euro, TL karşısında direncini koruyor. Haftayı 6,56 lira ile kapatan euro/TL paritesinde 6,54 pivot bölge. En yüksek direnç ise 6,6 lira. Aşağıda ise 6,48’lik güçlü bir destek bulunuyor.
ONS ALTIN…
Koronavirüs salgınının giderek daha da kötü izler bırakarak genişlemesi dolarla birlikte altın fiyatlarını yukarı yönlü destekliyor. Ayrıca ABD 10 yıllık tahvillerindeki faizlerin gerilemesi de altın fiyatlarını tekrar 1580 doların üzerine attı. Halen 1584 dolar seviyesinde bulunan ons altında pivot bölge 1570 dolar. 1594 doların güçlü direnç olduğu ons altın fiyatlarında güçlü destek 1565 dolar sınırı. Yurt içinde 308 liradan satılan külçe altının gramı ise halen 315 lira direnç ile 303 desteğine sahip.
PETROL…
Çin’de endüstrinin büyük bölümünü kapatan ve ülkede sanayinin durma noktasına geldiği belirtilirken Uluslar arası Enerji Ajansı, ABD Enerji Bilgi İdaresi ve OPEC, koronavirüs salgınının petrol talebini önemli derecede etkilemeyeceği görüşünü paylaşıyor. Petrol sondaj kulesini bu hafta 2 artırarak 678’e ulaşan ve bir önceki haftaya göre petrol stoklarını 7,5 milyon varile çıkartan ABD ise fiyatların seyri konusunda endişelerini koruyor. Brent petrolde, OPEC ve OPEC dışı petrol üreten ülkelerin Mart ayından önce toplanacağına ve kısıntıyı artıracağına dair haberlerle brentte 57 dolar sınırını aşan petrol fiyatları ABD tipi WTI’da da 52 dolar seviyesini aştı. Petrol fiyatlarının bu haftaki kazancını koronavirüs salgını ve OPEC ülkeleri kararlarıyla yeniden geri verebileceği söyleniyor. Brentte direncin 58, desteğin ise 50 dolar olarak takip edilmesi gerekiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.