Aşı olmak zorunlu değil ama!
Her şeyin başı sağlık. Sıhhat ve afiyet olunca her iş Rabbimizin izniyle tamam oluyor.
Ekonomide aşılamanın yaygınlaşmasıyla beraber Haziran ayından bu yana yaşanan iyileşme, normalleşme hatta normalleşmenin de ötesine geçme hep sağlıkla alâkalı gelişmelerin bir neticesi.
Türkiye’de halen iki doz aşı olanların nüfusa oranı yüzde 56. Tek doz aşı olanların oranı ise yüzde 74. Dünyada birçok ülkenin üzerine çıkan bu oran Türkiye’yi yurtdışında güvenli ülke haline getiriyor.
Nitekim İngiltere, Türkiye’yi kırmızı listeden sarı listeye alıyor. Böylece İngiltere, iki doz aşı olan ve 18 yaş altında Türk vatandaşları için karantina şartı aramayacak.
Malumunuz kırmızı listede yer alan ülkelerden İngiltere’ye gelenler 10 gün havalimanı yakınlarındaki otellerde karantina altında tutuluyor. Ayrıca 12 Ağustos itibariyle söz konusu kişiler otellere günlük 2 bin 285 sterlin ödemek zorunda.
***
Sadece İngiltere değil, Avrupa Birliği (AB) Türkiye vatandaşları için 20 Ağustos itibariyle aşı sertifikalarına denklik verdi ve iki ülke arasındaki seyahatleri kolaylaştırdı. Ayrıca çok tartışılan bazı aşıların denkliği de kabul edildi. Böylece Avrupa Birliği son kararıyla Türkiye’nin AB Dijital Covid Sertifikası sistemine bağlanacağını açıktan duyurdu.
Avrupa Birliği Biontech-Pfizer, Moderna, Astrazeneca ve Johnson & Johnson aşılarını seyahat için kabul ediyor. Meselâ Almanya AB’nin tanıdığı aşılarla aşılanmış kişilere izin veriyor… Bunun dışındaki aşıları, tamamlanmış kabul ediyor ama PCR testini de zorunlu kılıyor.
Yunanistan ile birlikte birkaç AB üyesi ülke ise Rus Sputnik V, Çin Sinopharm ve Türkiye’de çokça kullanılan Sinovac aşılarını geçerli buluyor.
***
İngiltere’nin Türkiye’yi kırmızıdan sarı listeye almasında ve Avrupa Birliği’nin aşı sertifikası denkliği vermesinde en büyük etkenlerden biri, 6 Eylül’den itibaren Türk vatandaşlarından aşı olmayanlara birçok alanlarda PCR testi zorunluluğu getirilmesi.
Öncelikle aşı olmayan Türk vatandaşları, 81 vilayette 48 saat önce yaptırdıkları PCR testi sonuçlarını uçak ve otobüs imkânlarından yararlanmak için ibraz etmek zorundalar.
Yine aşısız olanlar insanların toplu olarak bulundukları kapalı ortamlara girmek noktasında PCR testlerini göstermeleri gerekiyor. Bunların içinde stadyumlar, sinemalar, konser ve tiyatro salonları gibi kritik yerler var.
Açıkçası kişi hastalığı geçirmemiş, aşı olmamış veya negatif PCR testi yok ise saydığım yerlere girmesi mümkün değil.
Dolayısıyla belirsizliğini sürdüren koronavirüse karşı bugün için aşıya ‘tu kaka’ demek yanlış. En azından aşıya karşı duran dünya üniversiteleri dahi, “Aşılar ağır hastalık vakalarının önlenmesinde en iyi yol” demek zorunluluğunu hissediyor. Bu üniversitelerden biri ünlü Oxford…
***
Asıl tartışılan konu ise aşıların etki süresinin azlığı… Zirâ nüfusunun yüzde 58'lik bölümünü iki doz BioNTech ile aşılayan Almanya ve İsrail, güçlendirici üçüncü ve dördüncü doz uygulamasını başlattı.
ABD de BioNTech ve Moderna aşılarının etkisinin azalması endişesi nedeniyle üçüncü doz için çalışmalara hız verdi. Çünkü salgın vakaları ve ölümlerde artışlar giderek artıyor.
Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın 12 yaş üstüne aşı yapılmasını kararlaştırması, başta sağlık çalışanları olmak üzere belirli gruplara dördüncü doz hakkı tanınması, dördüncü dozun, üçüncü dozdan 21 gün sonrası için uygulanabileceğini bildirmesi ve Pozitif PCR testi sonrası aşı uygulamasının 3 aydan 1 aya çekilmesi de salgındaki gelişmenin vahametini göstermeye yetiyor.
***
Yine de aşılama gönüllülük esasına göre yürütülüyor… Kesinlikle ikna odaları yok… Sadece aşıya yönelik kaygı ve tereddütleri giderici rehberlik faaliyetleri hızlandırılmış durumda. Yani aşı olmak zorunlu değil ama, aşı olmayanların birçok aktivitesi sınırlandırılıyor, hatta kısıtlanıyor.
İş hayatı ve eğitimin sekteye uğramaması için aşı olmanın büyük önem taşıdığını özellikle vurgulayan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca aşının tercihe bırakılamayacak kadar önemli olduğunu sık sık yineliyor.
Bakan Koca 1,5 yıldır yüz yüze eğitimden mahrum olan tüm öğrencilerin yeni eğitim – öğretim yılında okullarına gitmesinin elzem olduğunu belirtirken “Artık eski günler geride kaldı… Çünkü aşı var. En az 2 doz aşı olmadan bağışıklığa kavuşamayız. Ancak yine de aşı olmuyorsanız düzenli PCR testi yaptırmanız ve sonuçlarını istenen yerlere göstermeniz gerekiyor” diyor.
Hayatın devamı ya “aşı” ya da “PCR testi”ne bağlı. Tercih vatandaşın!
analizgazetesi.com.tr/yazının devamı..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.