V. Ümmühan Yürekli: Türk Kahvesi'nin 40 yıllık hatırları aşan hikayesi
V. Ümmühan Yürekli: Türk Kahvesi'nin 40 yıllık hatırları aşan hikayesi
Türkiye'de hiç yetişmeyen bir ürün olduğu halde pişirilme yöntemiyle dünyaca ünlü bir lezzet olan Türk kahvesi, güven, barış, sevgi ve iyi niyet timsali, İslam medeniyet ve kültürünün zengin bir birikimi olarak hayatımızda önemli bir yer tutuyor.
Her birimizin neredeyse müdavim haline geldiği, içmeden güne başlayamadığı kahvenin anavatanı Arap Yarımadası olarak biliniyor. İlk bilgiler 10'uncu yüzyılda bir Arap doktoru olan Rhazes'e uzansa da, kahvenin kullanımının 575 yıllarında başladığı tahmin ediliyor.
Bazı araştırmacılara göre, kahve adının kahvenin üretim beşiği olan Güneybatı Etiyopya'nın Kaffa şehriyle ilgisinden gelir. Farklı düşüncelere göre ise, Arapça'da şarap anlamında kullanılan kahva, zamanla "kahve"ye dönüşmüştür.
"Kara inci" de denilen kahve, Yemen'den Mekke ve Medine'ye; oradan 15'inci yüzyıl sonunda seyyâhlar vasıtasıyla İran, Mısır, Türkiye ve oradan da Avrupa ülkelerine yayılmıştır.
Türkiye'de hiç yetişmeyen bir ürün olduğu halde pişirilme yöntemiyle dünyaca ünlü bir lezzet olan Türk kahvesi, güven, barış, sevgi ve iyi niyet timsali, İslam medeniyet ve kültürünün zengin bir birikimi olarak hayatımızda önemli bir yer tutuyor.
Çekirdeklerine "siyah inci" denilen ve "bir fincanının kırk yıl hatra" sahip olduğu Türk kahvesi, geçmişte kırk farklı demleme yöntemiyle ikram ediliyordu.
Bugünün Dünya Türk Kahvesi Günü olması vesilesiyle, Osmanlı'nın Arap Yarımadasından Avrupa'ya aktardığı "kahve kültürü"nün geçmişini siz Ulu Kanal okuyucuları için derledik.
Ulu Kanal
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.