Üzerimizdeki Nimetlerin Farkında mıyız?

Üzerimizdeki Nimetlerin Farkında mıyız?
 Cenâb-ı Hak buyuruyor:?Nihayet o gün (dünyâda yararlandığınız) nîmetlerden elbette ve elbette hesâba çekileceksiniz.? (Tekâsür, 8)  Rasûlullah...

 

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

?Nihayet o gün (dünyâda yararlandığınız) nîmetlerden elbette ve elbette hesâba çekileceksiniz.? (Tekâsür, 8) 

 

Rasûlullah (sav) buyurdular:

?Hayat şartları sizinkinden daha aşağı olanlara bakınız; sizden daha iyi olanlara bakmayınız. Bu, Allah?ın üzerinizdeki nimetini hor görmemenize daha uygun bir davranıştır.?  (Müslim, Zühd 9. Tirmizî, Kıyamet 58, Libâs 38; İbni Mâce, Zühd 9) 

 

Allah Teâlâ bir kulunu sıhhatli, diğerini sakat yaratabilir. Birini çok akıllı, diğerini az akıllı yaratabilir. Yarattıklarından birini yılan yapar süründürür, birini kuş yapar uçurur. Bundan dolayı mahlukâttan herhangi birinin îtirâza aslâ hakkı yoktur.

Esâsen hayvanatta da ancak hayâtını idâme ettirebilecek derecede bir akıl, idrak ve hissiyat bulunduğu için, hepsi de hâlinden memnundur. Mîdelerini doyurup fıtratlarındaki tabiî arzularını tatmin etmekten başka bir dertleri yoktur. Bu yüzden, niçin insan olarak yaratılmadım, diye düşünmeleri veya bunun ıztırâbını duymaları söz konusu değildir.

Bir hayvanın veya bitkinin; ?Niye ben insan olarak yaratılmadım?? deme hakkı olamayacağı gibi, sakatlık, hastalık, fakirlik, mahrûmiyet vs. gibi birtakım sıkıntılar içinde bulunanların da, Allâh?ı -hâşâ- adâletsizlikle ithâm etmeleri, en başta akla-mantığa, iz?an ve vicdâna zıt bir keyfiyettir.

Kaldı ki bir kul hakkında ilâhî lutuf ve ikramların azlığının mı, çokluğunun mu daha hayırlı olduğu, ancak âhiretteki mîzanda belli olacaktır. Zîrâ az nîmetin doğurduğu borç az, çok nîmetin doğurduğu borç ise çoktur. (Osman Nûri Topbaş, Gönül Bahçesinden Öyle Bir Rahmet Ki, Erkam Yay.) 

 

Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah?ın En Güzel İsimleri)

el-Metîn: Son derece güçlü, sağlam ve kuvvetli olan, kuvveti azalıp gevşemeyen çok dayanıklı olan demektir. 

Kısa Günün Kârı

Rabbimizin bize sunduğu nimetler için şükredelim ve haşa isyan etmeyelim!

Lügatçe

nimet: İyilik, lütuf, ihsan.
idâme:
Devam ettirme, sürdürme.
ıztırâb:
Acı.
mahrûmiyet:
Yoksun olma durumu, eksiklik.
ithâm:
Suçlama, suçlu görme.
iz?an:
Anlayış, firaset, zeka.
mîzan:
1. Ölçü, terazi. 2. Mahşer günü, kıyamet günü.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.