Ucuz Siyasete Kurban Gidenler!
Aşı olmak ve olmamak konusunda alan daraldıkça reaksiyon artmaya başlıyor.
Herkesin kendine göre gerekçeleri var.
Her türden ilacı sorgulamadan kullananlar, ameliyat olanlar mesele aşıya geldiğinde birden tıp profesörü oluyorlar.
Abdurrahman Dilipak, Mehmet Ali Bulut, Ali Rıza Demircan, Ramazan Kurt, Abdullah Çitçi, Cihan Aktaş, Sema Maraşlı gibi zatların yolundan gidenlere ne desek boş.
Bu ismi, geçenleri aslında tek tek incelediğimizde enteresan manzaralar çıkmaktadır.
Böyle düşünmeleri bana hiçte şaşırtıcı gelmemektedir.
Siyasette bir türlü yer tutamayan Fatih Erbakan’da bu kervana katıldı.
Fatih Erbakan, aşı olup olmadığıyla ilgili soruya "Aşı olmadım. Olmayı da düşünmüyorum. RNA demek insanın hücre çekirdeğine girmek demektir. O insanların yarı insan yarı maymun çocuklar doğurmasına sebep olabilirsiniz. 3 kulaklı 5 gözlü yaratıklar doğmasına yol açabilir." diye konuştu
"Biz pandeminin başında bir demeç vermiştik. O zaman demiştik ki bu virüs siyonizmin amaçlarına hizmet edecek. Şu anda da aynı endişemiz devam ediyor" buyurmuş.
Peki aşının böyle bir özelliği varsa;
İsrail dünyada nüfusuna göre neden en çok aşı uygulayan ülke oluyor?
Yine neden İsrail bu aşının Gazze’ye girmesine izin vermiyor?
Aşı bozucu ve kısır yapıcı ise İsrail’in Filistinlilere zorla yaptırması gerekmez mi?
En basit mantık örgüsünü kurmak istemeyen, popülist politikalardan medet umanların siyasi başarı kazanması mümkün olmayacaktır.
Yine ismi geçen zatların bu ülkede Cumhurbaşkanı olduklarını var sayalım.
Acaba ne yaparlardı?
Boş beleş kahraman için üflemek kolay.
Önemli olan çare bulmaktır.
Avare adama tavşan kovalamak kolaydır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.