Türkiye’nin iç güvenliği “SOS” veriyor.
Türkiye’nin iç güvenliği “SOS” veriyor. Türkiye tarihinin en büyük istihbarat ve güvenlik zafiyeti dönemini yaşıyor
İktidara geldiği ilk gün den itibaren emniyet teşkilatı içerisinde bir kadrolaşma telaşı içerisine giren AKP, emniyet teşkilatı içerisindeki Cumhuriyetçi, milliyetçi, vatansever, üst kademeden en alta kadar, emeklisi dolanı emekli olmaya zorlanmış, diğerlerini pasif görevlere hatta 3.ncü, 4.ncü şark görevlerine atanmıştı.
Emniyet istihbarat teşkilatı deşifre edilerek personeli tamamen dağıtılmış, o dönemde sıkı fıkı olduğu cemaat kadrosu ile yeniden reorganize edilmişti.
Devletin bekası için ordunun, istihbarat ve emniyet teşkilatının dirayetli olması, sağlam temellere oturtulması Osmanlıdan bu yana iktidar erkinin önceliği olmuştur. Bu nedenle gerek ordu, gerek istihbarat, gerekse emniyet birimlerindeki sinir noktalarında görev yapacak personel dikkatle, liyakate göre seçilir, özenle eğitilir. Bu personel üç ilkeye odaklandırılır onlar da bu ilkelerden canı pahasına taviz vermezler.
- Aslolan devletin bekasıdır.( Devletin bekası için her şey mubahtır.)
- Erk geçici, devlet bakidir. (Personel kişilerini değil, devletin hizmetkârıdır)
- Emir sorgulanmaz uygulanır. (Emre itaat esastır)
İnsanoğlu beşerdir, şaşabilir her kurumda olduğu gibi bu kurumlarda da nefsine yenik düşenler yâda bir takım güçler tarafından bir şekilde sızdırılmış çürük elmalar bulunabilir. Bunları zamanında tespit ederek etkisiz hale getirmek teşkilatların amirlerine düşer.
Emniyet teşkilatı ve yargıdaki sızıntı “PARALEL YAPI” AKP iktidarını da kullanarak Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy ve Devrimci karargâh gibi senaryolarına düzmece delil ile sabah namazı vakti yaptığı operasyonlarıyla ülkenin şerefli ve onurlu komutanlarını vatan hainliği gibi aşağılayıcı ve onur kırıcı suçlamalar ile karga tulumba gözaltına aldı. İçlerinden bir kaçı cezaevinde vefat etti diğerleri beş yıl cezaevlerinde yatırdılar.
17-25 Aralık operasyonlarının ardından uyanan! AKP iktidarı kendilerine devletin içine sızan bir “PARALEL YAPI” tarafından kumpas kurulduğu iddiası ile yargıda ve emniyet teşkilatı içerisinde başlattığı operasyonlara dönem dönem devam ediyor. Bu kapsamda özelliklede terörle mücadelede görev yapmış ve hala yapmakta olan emniyet ve emniyet istihbarat personeli görevden el çektiriliyor, tayin ediliyor büyük çoğunluğu ise tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Bu operasyonlardan sonra son bir yıldır ülkede ciddi bir istihbarat ve güvenlik zafiyeti oluştu.
Bana göre bunların en ciddisi 2014 Ocak ayının ilk günü bir ihbar üzerine Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde jandarma tarafından MİT’e ait TIR’ın durdurularak aranmak istenmesidir. Bu acziyettir, bir istihbarat ve güvenlik zafiyetidir. MİT daha kendi aracı ve görevini gizleyememiş, devlet sırrı deşifre olmuştur.
- Diyarbakır’da PKK şehitliği! açarak bir teröristin heykelinin dikilmesi, heykelin yıkılmasının ardından çıkan protesto eylemleri sırasında bir PKK taraftarının Diyarbakır’da 2.Hava Kuvvet Komutanlığının duvarından atlamak sureti ile bayrağımızı indirmesi ardı ardına yaşanan bu provokasyon eylemler emniyet güçlerinin gözleri önünde yapılmıştır.
- Musul konsolosluğunda 49 kişinin göz göre göre IŞİD tarafından rehin alınması
- Selam Tevhit örgütü militanlarının göz göre göre kaçmaları.
- DHKP-C örgütünün 15 gün önce sosyal paylaşım sitesinde örgüt tarafından saldırıların yapılacağı alenen yazılmasına rağmen bu yılın ilk günü Dolmabahçe Sarayı koruma kulübesine bombalı ve silahlı saldırı düzenlenmesi.
- Ardından saldırıyı yapan teröristin kuzeni intikam eylem için İstanbul’a gelmesi. Neyse ki eylem yapma fırsatı olmadan yakalandı. 6 Ocak’ta bir polisimizin şehit edildiği Sultanahmet’da Turizm Şube Müdürlüğü’ne bombalı saldırı.
- Hemen her gün güneydoğuda PKK’nın gençlik yapılanması tarafından Molotoflu taşlı saldırılar yapılmakta PKK’lı teröristler şehir merkezlerine kadar inmekte, kimlik, vergi ve trafik kontrolü yapmaktadırlar.
Bütün bunlar son bir yıl içerisinde gerçekleşen olayların bir kaçı. Daha birçok istihbarat ve
Güvenlik zafiyeti yaşanan olay vukuu buldu.
Özelliklede geçtiğimiz temmuz ayında emniyet istihbarat ve terörle mücadele şubelerinde terör olayları ve örgütleri dosyalarına bakan deneyimli emniyetçilerin yapılan operasyonla görevden alınmaları ve tutuklamalar neticesinde bu personelin yerine gelenler örgütler ve dosyalar hakkında yeterli bilgiye sahip olmaması nedeniyle terör örgütleri ülke içerisine daha rahat sızmakta ve eylem planlayarak gerçekleştirmektedirler.
Son iç güvenlik paketi ile istihbarat ve emniyet birimlerine geniş yetkiler tanınması emniyet istihbarat ve terörle mücadele şubelerindeki bu olumsuz gelişmelerden dolayı bir katkı sağlamamakla beraber Polisin ego bastırmasına ve orantısız güç kullanmasından başka şimdilik bir fayda sağlamadığını görüyoruz.
İbrahim Halil SİPAHİ
11.01.2015/adanapost.com
Bir önceki yazımda DHKP-C eylemlerinin göz göre göre geldiğinden bahsetmiştim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.