TEFEKKÜR SAATİ....
Bir zamanlar kasabanın birinde bir kabristan vardı.Şehrin genişlemesini arzu eden yetkililer; bir emanet, bir tapu senedi, bir hatıra, bir uyarıcı olan o sessiz beldeyi ortadan kaldırmaya karar vermişlerdi. İlanat yapıldı; Falan kabristân, şu tarihte sökülecektir. Cenâze sahiplerinden isteyenler, o güne kadar cenâzelerini filân kabristanâ aktarabilirler diye...
İlâna pek iltifat eden olmadı. Zîrâ, uzun süreden beri vefât edenler, şehrin yeni kabristanına defnediliyordu. Burada kalanlar, yıllar öncesinin insanlarıydı. Çoğunun sahibi çıkmadı. Derken, beklenen gün gelip çattı. Dozer, o koca beldeyi birbirine kattı. Görünürlerde "beden" denilebilecek bir şey kalmamıştı. O vücut binalarının sütunları, kolonları hükmündeki kemiklerden henüz tam çürümeyenleri kepçe, birbirine kattı ve arabalara doldurdu. Kamyonlar, sıra sıra yola koyuldular.
O garip manzara bizlere çok şeyler anlatıyor aslında. O gün kemikleri kamyonlara yüklenen insanlar, daha dün bu şehrin sahipleri ve sakinleriydiler.
İçlerinde zengini de vardı fakiri de...
Alçak gönüllüsü de vardı mağrûru da. Birbirinin malını, servetini çekemeyen; birbirleriyle çok acı mücâdele veren rakipler, şimdi aynı kamyonun arkasına sarmaş dolaş olarak şehri terke diyorlardı.
Bunun bir başka türlüsü de o günün âşıklarıyla mâşukları arasında mevcuttu... Şimdi hepsinin toprakları, aynı arabada biraraya gelmişti.
Şimdi hepsi, yeni gâfillerin oynaştığı bu beldeyi terke hazırlanıyorlardı.Bu konuda Üstat Necip Fazıl Kısakürek'e kulak verelim bakalım o bizlere ne söylüyor.
Kalın Saglıcakla...
Hayırlı Cumalar
Bakma saatine ikide birde!
Hâlin neyse saat, onun saati.
Saat tutamaz ki ölü kabirde;
Zamana eşyada gör itaati.
Bir kıvrım, bir helezon,
Her noktası baş ve son.
Dün hâtırâ, yarın hayâl, bugün ne?
İki renk arası bir çizgicik pay.
Ne devlet zamanı bütünleyene!
Ebed bestecisi bir çark ve bir yay.
Hesap soran yaratık;
O dimdik, her şey yatık.»
N.F.K.
adanapost.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.