Siyasal pişmanlık!

Hayat uzun bir koşu.
Bin yıla sığmayacak olayları elli yıla sığdırmış bir ülkede yaşıyoruz.
İyilikler ve kötülükler, sevgiler ve nefretler sürekli yer değiştirmekte.
Bitmeyen göçlerle nüfus değişti.
Ekonomi, teknoloji, sosyoloji, psikoloji, siyaset, dünyaya bakış vs. aklınıza ne gelirse yer yerinden oynarcasına değişti.
Böyle bir ülkede kırgınlıklar, pişmanlıklar elbette olacak.
Kumarı ne kadar büyük oynarsanız kaybedince canınız o kadar çok yanar.
Günün modası Ak Partiye çakmak için küskün güzelleri bulup, onların pişmanlıklarından hikaye çıkarmak.
Alanya'nın bir beldesinde başkanlık yapmış bir zat Ak Partiye küsmüş.

Bu zat zamanında oğlunun adını Mevlüt Tayyip koymuşmuş.
Şimdi çok pişmanmış.
Oğluna sadece Mevlüt diyormuş.
Bu tarz olaylar her zeminde olabilir.
Can ciğer bir arkadaşınızın, akrabanızın adını katar, sonradan düşman olabilirsiniz.
Bir beldede Tayyip ismi katanın ödülünü iki dönem belde başkanlığı, bir dönem meclis üyeliği yaparak almış olmuş zaten.

Bu ismi kendi isteğiyle katmış.
Çok rahatsızsa mahkemeye gider 'Kemal, Ekrem, Selahattin, Meral, Temel' olarak değiştirebilir.
Yada sadece Mevlüt olarak kalabilir.
Elli milyon seçmenin bulunduğu bir ülkede bu tür değişimler pişmanlıklar olabilir.

Nereden nereye savrulanları gördü bu gözler.
En hızlı şeriatçı iki zat şimdi CHP'den milletvekili.
Kemalizm'in amentüsünü okuyarak uyum sağlamaya çalışıyorlar.
Bu arada bu beldede bulunan teşkilatın, Alanya teşkilatının, Antalya il teşkilatının, genel merkezin gidip bu arkadaşla görüşmesi lazım.

Gönlünü almaya çalışması lazım.
Fırat kenarında kuzunun hakkını arayanlar önce kendi kuzularına baksınlar.
Kaybettiğine üzülmezsen, farkında olmazsan kaybedersin.
Yazının bölümlerinde birbirine çelişik bölümler var farkındayım.
Konu çelişkilerle dolu ben ne yapayım.
Nereden tutsan elde kalıyor.
Bunun adı siyasettir.
Siyasetin cenneti ile cehennemi arasında bir adım var.