Seçim ve sonrası HDP ne yapar?
2011 genel seçimlerine o zamanki PKK’nın temsilcisi BDP’liler seçimlere bağımsız adaylar ile girmişler ve 34 milletvekili ile mecliste yer almışlardı. Daha sonra BDP çatısı altında toplanan bağımsızlar sonradan Sosyalist çizgide kurulan Halkların Demokratik Partisi’ne birer birer geçtiler.
2015 genel seçimlerine parti olarak girme kararıyla tartışmalara yol açan PKK’nın meclisteki uzantısı HDP’nin 7 Haziran seçimlerine bağımsız olarak girmemesi Ankara siyasi gündemini uzun zaman meşgul etti. Türkiye genel seçimlerinde gözler HDP’nin yüzde 10 seçim barajını aşıp aşamayacağına çevrildi.
HDP barajı aşabilme adına birçok hamleler yaptı. Bunların başında aday listelerine farklı etnik kimliklerden oluşan adaylar dahil etti, marjinal sol örgütleri çatısı altına alırken, küskün CHP ve AKP’lilerde kadrolarına dahil ederek daha yumuşak bir politika, tüm Türkiye’ye kucak açan barış, halkların kardeşliğini ifade eden mesajlar kullanma politikası içerisine girdiler.
HDP barajı aşarak 50’nin üzerinde milletvekili çıkarmayı hedefliyor.
HDP’nin barajı aşabilmesi için bugüne kadar Kürt siyasetinin Türkiye genelindeki en yüksek oy oranına ulaşması gerekiyor. Buda ancak diğer partilerden Kürt oylarının HDP’ye dönmesi ile mümkün. Bu durumda ise, bütün dengeler değişecek. AKP, CHP ve MHP’nin kazanacağı milletvekili sayısı azalırken HDP’nin ise artacak. HDP’nin barajı aşması durumunda 50’nin üzerinde milletvekili çıkarma olasılığı yüksek.
Baraj sorunu olmasa idi 2011 seçimlerinde BDP parti olarak katıldığı takdirde 38 milletvekili çıkarabilecekti.(Rudaw)
7 Haziran seçimleri genel seçim havasından ziyade AKP’nin Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’ın ısrarı ile 400 milletvekili çıkarma mücadelesi ile HDP’nin barajı aşma mücadelesi halinde seyrediyor. AKP’nin 400 milletvekili rüyası ancak HDP’nin barajın altında kalması bile belki mümkün olacak. HDP’nin barajı aşması ise en çok AKP’yi vuracak. Bu nedenle 7 Haziran’da HDP’nin baraj meselesi her iki parti içinde büyük önem taşıyor.
HDP’nin 7 Haziran seçimlerine parti olarak girmesinin akıl babası Öcalan. İktidar ile çözüm süreci kapsamında müzakereleri imzalayan da Öcalan. Her ne kadar iktidar kanadından HDP’nin barajın altında kalması için dua ve söylemlerde bulunulsa da, HDP’nin her fırsatta Erdoğan’ı başkan yaptırmayacaklarını söyleyerek AKP üzerine muhalefet yapsalar da. Daha önceden Öcalan’ın Erdoğan’ın başkanlığına sıcak baktığını biliyoruz. Ancak iki tarafın nelere dair aralarında söz verildiğini ve anlaştığını bilmiyoruz. Bu nedenle HDP’nin seçimlere parti olarak girmesi her iki tarafında ortak menfaatleri üzerine kurulduğu kanaatindeyim.
HDP Barajı aşar mı?
HDP’nin barajı aşıp aşamaması konusunda seçmen karar verecek. HDP’nin seçimlerde aday gösterdiği etnik kökenli, marjinal sol gruplar ve tanınmış siyasetçiler ile Selahattin Demirtaş izlediği yumuşak barışçıl politikası ne kadar katkı sağlayacak.
HDP barajı aşar ve daha fazla mecliste sandalyeye sahip olursa bu mevcut politikasını etkiler mi? Temsil ettiği PKK ve Kandil’in tutumu ne olur? Bütün bunlar seçim sonrasında meclisteki partilerin sandalye dağılımına ve kurulacak hükümet yapısına göre değişiklik arz edecektir. HDP’nin güçlü bir şekilde meclise girmesi öncelikle bölge halkı üzerinde HDP’ ye güven ve bağlılığı arttıracaktır. HDP’nin son bir yıla yakın süredir izlediği yumuşak (!) politikayı kuşkusuz biraz ve zamanla yükselen bir seviyede sertleştirecektir.
HDP’nin barajı aşarak daha güçlü bir şekilde meclise girmesi PKK’nın eylemsizliğini sürdürmesi hatta silah bırakması hususunda fayda sağlar mı derseniz? Yılanın dişini kırıp zehrini akıtmadıktan sonra yılan, yılandır ve her zaman yılanlığını yapar.
HDP Barajı geçemezse ne olur?
Selahattin Demirtaş’a göre “barajı geçemezsek dünyanın sonu değil kaldığız yerden mücadeleye devam ederiz” diyor. Bir zamanlar örgütün dağ kadrosunda olan Demirtaş’ın bu mülayim açıklamasına kendisi inanıyor mu dersiniz?
HDP’nin barajı aşamaması halinde Kürtler, sosyalistler ve bir grup etnik kökenliler birlikte yeni bir mücadele hattı oluşturacaklardır. Bu oluşum direnişin, mücadelenin ortak mekânı olacak, şehirlerde etkinliklerini daha yoğunlaştırma imkânı bulunacaktır.
Çözüm süreci görüşmelerinin seyri değişecektir. Süreçte taraflar İmralı, İktidar ve HDP (mecliste temsil edilmeyen bir parti) olarak sürdürülecek Kandil irtibatı daha önce milletvekili vasfı ile ziyaret eden HDP’liler bu sefer sıradan siyasetçiler olarak ziyaret edecek, buda zaten etik olmayan terörist siyasetçi görüşmelerini gayri meşru ilişkiler statüsüne sokacaktır.
“Çözüm süreci”nde yeni ve ağır şartların ortaya sürülmesi de kuvvetle ihtimaldir. Kandil’de Öcalan ile görüş ayrılıkları olan ve örgütün tamamına hâkim olamayan Murat Karayılan’ın kontrol edilmesi, kontrol dışındaki grupların provokasyon eylemlerini arttırmasına bahane olacaktır.
HDP Kürt halkının yerine PKK’nın temsilciliğini yaptığı sürece barajı aşarak meclise girse de, barajı aşamayıp meclis dışında kalsa da değişen bir şey olmayacak. Yine sıkıntıların büyük bir bölümünü güney ve güney doğu bölgesindeki vatandaşlarımız olmak üzere tüm Türkiye olarak birlikte yaşayacağız.
İbrahim Halil SİPAHİ
26.05.2015/adanapost.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.