SAĞLIK-SEN’den “Ebeler, Hemşireler Ve Anneler Günü” Etkinliği
TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı, AK Parti Adana Milletvekili Prof. Dr. Necdet Ünüvar, daha güçlü ekonomi, daha güçlü demokrasi ve daha sivil bir Türkiye için anayasayı değiştirebilecek çoğunluğun şart olduğunu belirterek, bunun için gece gündüz çalıştıklarını söyledi.
Ünüvar, Memur-Sen'e bağlı Sağlık-Sen tarafından düzenlenen "Ebeler, Hemşireler ve Anneler Günü" etkinliğinde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, 28 Şubat süreciyle birlikte, demokratik kazanımların askıya alındığı, insanların fişlendiği, insanların demokratik kanaatlerini beyan etme ve özgürce yaşama hürriyetinin elinden alındığı bir dönemi yaşadığını hatırlattı. Izdırap verici günlerin ardından, 2002'de AK Parti'nin iktidara gelmesiyle artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını ifade eden Ünüvar, "Sağlıkta, eğitimde, dış politikada, savunma sanayiinde hamdolsun artık kendi kendimize yeten, kendi ihtiyacımız olan ürünleri kendimizin ürettiği ve artık kendi savunmamızın kendi milli irademizin gerektirdiği şartlarda sağlandığı bir dönemi birlikte yaşıyoruz. Ve çok şükür ki 13 yıllık dönemin sonunda geldiğimiz nokta itibariyle artık daha demokratik bir ülkede yaşıyoruz. Sendikal faaliyetlerin daha özgürce ifade edilebildiği ve gayretimizin neticelendiği bir dönemde yaşıyoruz" dedi.
2013 yılı Mayıs ayında üst üste nükleer santral, havaalanı ve 3. köprü ihalelerinin yapılması, IMF'ye olan yaklaşık 60 yıl boyunca süren borcun 14 Mayıs 2013'te bitmesiyle birlikte Gezi Parkı olaylarının başladığına dikkat çeken Ünüvar, "Milletin malına, canına kasteden bir takım güruhun ortaya çıkardığı gürültü, patırtı adeta 'ülkede yeni bir vesayet rejimi mi başlıyor?' algısını ortaya koydu. Ama hamdolsun ki Kurucu Genel Başkanımız, Başbakanımız gür bir sedayla 'Hayır. İş bitmedi, ben buradayım.' dedi. Tekrardan meydanlara çıktı, tekrardan toplumu arkasına aldı. 17-25 Aralık'ta Paralel Yapı eylemlerine devam etti. Bir hadise üzerinden birçok hadiseyi birbirine karıştırarak adeta ülkede rejimi değiştirebileceğini düşündü. Ama millet "Hayır, biz senin niyetini biliyoruz. Biz senin ülkeyi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarma gayretini biliyoruz." dedi ve Mart ayında dimdik arkasında durdu. 10 Ağustos'ta da millet "Sen, halkın oyuyla 'Türkiye'nin yeni cumhurbaşkanı olmaya layık bir insansın' dedi ve halkoyuyla seçilen ilk cumhurbaşkanı oldu. Ama süreç bitmedi, devam ediyor." diye konuştu.
Geçtiğimiz Nisan ayında yayınlanan bir raporda, 91 bin araç satışıyla otomotivde tarihi satış rekoru kırıldığının belirtildiğini ifade eden Ünüvar, şöyle devam etti:
"Tarihte en fazla aracın satıldığı aydı. Bu ay ne oldu? Bursa'da otomotivle ilgili işçiler bir bir eylem yapmaya başladılar, Amaç ihracatı baltalamak. Otomotiv sektörü Türkiye için çok önemli. Başarabilecekler mi? Başaramayacaklar. Milletle bütünleşmiş bir iktidar var. Milletle bütünleşmiş iktidar, milletin rüzgarını arkasına almış gidiyor. Bundan sonraki süreçte de aynı şekilde devam edecek. Ben 7 Haziran'la ilgili en küçük bir tereddüt yaşamıyorum. AK Parti'nin yeniden iktidara geleceğine dair tek bir endişe taşımıyorum. Çünkü biz kalbimizden, iyi niyetimizden, bu millete yapmak istediğimiz hizmetlerden eminiz. Emin olduğumuz içindir ki milletimizin rüzgarını arkamıza aldık, devam edeceğiz."
AK Parti olarak amaçlarının, sadece 276'yı aşıp yeniden tek başına iktidara gelmek olmadığının altını çizen Ünüvar, "Biz yeni Türkiye'yi kurmak istiyoruz. Yeni Türkiye, yeni anayasa demektir. Daha sivil, vesayet rejimine karşı daha dirençli ve daha demokratik bir ülke. İnsanların özgürce başını örtebildiği, özgürce inançlarını yaşayabildiği, özgürce her türlü düşüncesini açıklayabildiği bir Türkiye. Biz Türkiye'nin muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmasını ve dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmesini, milli gelirin 25 bin dolara çıkmasını istiyoruz. Türkiye'nin ekonomik anlamda daha güçlü olmasını istiyoruz. Türkiye'nin demokratik teamüller anlamında daha güçlü olmasını istiyoruz. Eski kaos rejiminin yeniden açılmamak üzere kapanmasını istiyoruz. Onun için bize anayasayı değiştirecek çoğunluk gerekiyor, onun için meydan meydan, sokak sokak, ev ev geziyoruz, koşuyoruz. Koşmaya devam edeceğiz. Ve inanıyorum ki her zaman arkamızda olan Memur-Sen bu demokrasi yürüyüşümüzde yine arkamızda olmaya devam edecek. Onların gücünü arkamıza aldık. Toplumun temel direklerini oluşturan her noktanın, vesayet rejimine karşı direnen her yapının arkamızda olduğunu biliyoruz. O yüzden hiç korkmuyoruz. Daima koşacağız, daima yürüyeceğiz. Yürüyüşümüz daha özgür, daha sivil bir Türkiye içindir. Bu yolda beraberce yürümek bizim boynumuzun borcudur." dedi.
Sağlıkta bir başarı varsa, bunun sadece sağlığı yönetenlerin başarısı olamayacağını vurgulayan Ünüvar, şöyle devam etti:
"Bunu hep beraber yaptık, bütün sağlık çalışanları birlikte yaptı. Sağlık çalışanları bir ekiptir. Ekip ruhuyla hareket eden her yapı mutlaka başarıya ulaşır. Biz bugüne kadar hep ekip ruhuyla çalıştık, bundan sonra da inşallah ekip olarak çalışacağız. Sağlık çalışanlarının yüzünün gülmesi, bizim de yüzümüzün gülmesi anlamına gelir. Yıpranma payıyla ilgili Sağlık Bakanlığımız çalışıyor. Yeni dönemde yıpranma payıyla ilgili konu çözüme kavuşacak ve sağlık çalışanları hak ettikleri yıpranma payını alacak."
Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş de, Memur-Sen'in, Türkiye'nin yeni bir döneme girme sürecinde elini değil, gövdesini taşın altına koyup, ülkemizin ve milletimizin geleceği adına sağlam bir duruş sergileyerek milletine ve ülkesine sahip çıktığını kaydetti.
Son 13 yılda ileri demokrasi ve özgürlükler noktasında çok önemli adımların atıldığını vurgulayan Memiş, "Bu ülkede bilindiği gibi her 10 yılda bir milletin kafasına sopayla vurulur, milletin iradesi elinden alınır ve milletin bir 10 yıllık geleceği 40 yıl geriye götürülürdü. İşte 13 yıl önce ortaya konulan iradeyle birlikte bu millet artık "İrademe sahip çıkıyorum, geleceğime sahip çıkıyorum." diyerek dik bir duruş sergiledi" dedi.
Ülkenin birliği, beraberliği için çözüm sürecine mutlaka destek verilmesi gerektiğine işaret eden Memiş, şöyle devam etti:
"Türkiye öyle bir noktaya geldi ki denizin 30 metre altından 3 katlı tünel geçiren bir ülke oldu. Bu ülke öyle bir ülke oldu ki; savunma sanayi yüzde 90 dışa bağımlılıktan yüzde 90 Milli Savunma Sanayiine döndürüldü. Öyle bir ülke oldu ki IMF'nin borcunu ödeyip, IMF'ye borç verir duruma geldi. Bu milleti ayrıştırmak isteyenler amaçlarına ulaşamadılar. 17-25 Aralık yargı darbesi girişimiyle bu milletin iradesine yeniden ipotek konulmak istendi. Ancak milletin feraseti sayesinde buna müsaade edilmedi. Ve 11 Ağustos sabahında bu ülke yeni bir Türkiye'ye uyandı. Yeni Türkiye demek artık darbelerin olamayacağı, vesayetin olamayacağı, artık milletin iradesine ipotek konulamayacağı yeni bir Türkiye anlamına geliyor. Türkiye'nin bugünlere gelmesinde, milli iradeye sahip çıkılması noktasında irade ortaya koyan tüm Memur-Sen ve Sağlık-Sen camiasına teşekkür ediyorum."
Devleti milletten koruyan değil, milletini koruyan ve kuşatan bir anayasanın yeni yasama döneminde mutlaka çıkarılması gerektiğine vurgu yapan Memiş, "Çözüm sürecinde de tek devlet, tek vatan, tek bayrak ilkesinden taviz verilmeden kararlılıkla devam edilerek bu ülkede Çanakkale ruhunun yeniden diriltilmesi ve bu ülkenin bölgesinde ve dünyada lider hale getirilmesi gerekiyor." diye konuştu.
Sağlıkta şiddet olaylarının son dönemde artmasıyla, şiddet uygulayanların tutuklu yargılanması konusunda bir düzenleme yapıldığını belirten Memiş, “Bu düzenleme, TBMM Sağlık Komisyonu tarafından oluşturulan Şiddeti Araştırma Komisyonu tarafından yapılan talep doğrultusunda çıktı ki; ben bu anlamda çok değerli Sağlık Komisyonu Başkanımız Sayın Necdet Ünüvar Bey'e, sağlık çalışanlarına kalkan ele karşı ceza verilmesi noktasında göstermiş olduğu bu iradeden ve sağlık çalışanlarna sahip çıkmasından dolayı çok teşekkür ediyorum" dedi.
adanapost.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.