Sağlığın anahtarı: Anne mutfağı
Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, annelerin yeterli ve dengeli beslenmeyi öğrenerek dolayısıyla besinleri tanıyarak mevsimine uygun yemekler yapmasının çocuklarının da beslenme alışkanlıklarını olumlu yönde etkileyeceğini söyledi.
Küçük, “Hepimizin kaç yaşında olursak olalım söylediği ‘annemin yaptığı yemek gibisi yoktur. Aslında yeterli ve dengeli beslenmenin, yaşam boyu sürecek bir alışkanlık haline geldiği yerdir anne mutfağı. Annelerin yeterli ve dengeli beslenmeyi öğrenerek dolayısıyla besinleri tanıyarak mevsimine uygun yemekler yapması çocuklarının da beslenme alışkanlıklarını olumlu yönde etkileyecektir. Anne ısrarla her gün bir öğün mutlaka sebze pişirip diğer öğünde kurubaklagil veya et grubunu sofraya getirirse, çocuk da hatta bütün aile fertleri bunu alışkanlık haline getirecektir. Mutlaka hepimizin duyduğu “tabağında kalırsa arkandan ağlar” yerine yeteri kadar yemek, sebze, meyve gibi sağlıklı besinleri tercih etmek, anne tarafından çocuğa öğretilmelidir. Sağlıklı bir anne mutfağının “anneliğin” vazgeçilmez bir parçası olduğunu unutmayalım” diye konuştu
Lezzetli yemek yağda yüzen yemek olmadığı gibi diyet yemeği de yağsız, tatsız, tuzsuz anlamına gelmemesi gerektiğini anlatan Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, “Lezzetten ödün vermeden doğru pişirme yöntemlerini kullanarak yağı, tadı, tuzu yerinde yemeklerle yapabilirsiniz. Sebze yemeklerini 1 kg’a 2-4 yemek kaşığı yağ, et yemeklerini kendi yağı ile pişirin. Yemekleri baharatlarla tatlandırılarak sağlıklı ve lezzetli hale getirebilirsiniz. Yemekleri az miktardaki suyla kısık ateşte ocakta veya fırında pişirmek yiyeceklerin besin değerlerini korurken; kızartma yöntemini kullandığınız zaman yiyeceğin enerji yoğunluğu ve trans yağ oranı artar besin değeri kayıpları da fazla olur; obezite, kanser veya kalp damar hastalıklarına zemin hazırladığınızı unutmayın.
Mutfak alışverişlerini çoğunlukla annelerimiz yapmaktadır. Dolayısıyla besinleri satın alırken ürünlerin arkasındaki etiketlerde yer alan bilgileri ‘doğru okumak’ sağlıklı yaşam açısından aileniz için hayati önem taşımaktadır. Etiket okumak; besin içeriğindeki karbonhidrat, yağ, protein, vitamin, mineral ve su gibi besin ögelerinin miktarlarını ve cinsini öğrenmemizi sağlar. Alışveriş yaparken etiketleri okumak, anlamak, işlenmiş, çok tuzlu, raf ömrü uzun, glikoz, fruktoz, mısır şurubu içeren yiyeceklerden uzak durmanın anneler tarafından dikkat edilmesi aile bireylerine büyük yarar sağlamaktadır” dedi.
Kırılganlığı önlemenin yolunun kalsiyum tüketiminde saklı olduğunu ifade eden Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, “Besinlerden ya da takviye yolu ile yeterli miktarda kalsiyum almak kemik erimesini önlemenin en etkili yoludur. Bu alışkanlık çocuklukta kazanılması gereken bir alışkanlıktır. Kalsiyumu en kolay, süt ve yoğurt, peynir, dondurma gibi süt ürünlerinden alabiliriz. Deniz ürünleri, maden suyu, pekmez, susam, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, badem gibi kuru yemişler, kurutulmuş meyveler de kalsiyum açısından zengindirler. Bu besinlerin çocukluktan itibaren her gün belirli miktarlarda tüketilmesi gerektiğini unutmayın.
SAĞLIĞIN ANAHTARI: ANNE MUTFAĞI
Aile fertlerinin metabolik hastalıklardan korunması için ‘anne mutfağı’ anahtar rol oynamaktadır. Mutfaktan sorumlu aile bakanları sevgili anneler: Bizlere ilk günden bu yana sağlığımızla kendisinden çok ilgilenen, öğretmenlik yapan, bizlere koşulsuz sevgi sunan üstelik yemeyip yediren annelerimizin başta kendi annem olmak üzere anneler günü kutlu olsun” dedi.
İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.