Ramazan davetleri ve diş kirası?
"Zenginler, fukaranın acınacak acı hallerini ve açlıklarını, oruçtaki açlıkla tam hissedebilirler.
Eğer oruç olmazsa, nefisperest çok zenginler bulunabilir ki, açlık ve fakirliğin ne kadar elim ve onların şefkate ne kadar muhtaç olduğunu idrak edemez ve onlara yardım yapamaz." (Said Nursi)
Ramazan, bütün güzelliğiyle devam ediyor. İlk hafta Ramazan'ı içimizde duymakla geçirdik; ikinci haftadan itibaren artık çevremizle ilgilenme ve davet programlarına yönelme zamanı geldi. Davetler, Ramazan'ın en güzel tarafıdır. İslamiyet'te bir ve beraber olma düşüncesi davetleri her zaman gerekli kılmıştır. Ayrıca oruçlu kişiye yemek vermenin sevabının ne kadar büyük olduğunu biliriz. Anadolu'da aileler arasında genellikle önce büyüklerin sonra küçüklerin davet vermesi kural halindedir. Ayrıca ailede nişanlı varsa yine damat ya da gelinin ailesinin davet önceliği yörelere göre farklılık gösterse de belirlidir. Eskiden davetlerde en güzel iftariyelikler ve yemekler hazırlansa da ifrata kaçılmazdı. Günümüzde otel veya lokantalarda bin bir çeşit iftar menüsü sunanlar olduğunu biliyoruz. Geçen yıllarda İstanbul'da böyle davetlere katıldım; ama bu yıl Erdemli'de misafirim olan yeğenim Nilgün'ün beni davet ettiği Naz Kebap'ta menüye ızgaralar ve beş çeşit salata dışında sadece Ramazan için mercimek çorbası ilave edilmişti. Ne kadar hafif ve güzel bir iftar yemeği... İsteyen lahmacun ve pide türleri de alabiliyordu. Tatlıyı Hançerlioğlu'da, Erdemli'de Ramazan'da çok tutulduğu söylenen Antakya'nın kerebiçi ile noktaladık. Tabii ki bir tatlıyı ikiye bölerek...
Davetler akrabalar, dostlar arasında olduğu kadar çevremizdeki ekonomik güçlük çeken dost ve tanıdıklarımızla da yapılmalıdır. Ramazan'ın asıl amacı budur. Hatta Afrika'da açlık çeken insanlara da davet eli, yardım eli uzatılmalıdır. Oruç tutan her müminin böyle yapacağından eminiz. Orada büyük bir acı yaşanıyor, iftarsız oruçlar tutuluyor; insanlar açlık nedeniyle çocuklarını terk ediyor... Allah yardımcıları olsun.
Evet, davetler Ramazan'ın güzellikleridir dedik. Davetlerde ayrıca gelenek ve göreneklerimizden gelen bir de diş kirası âdeti vardır. Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig adlı eserinde diş kirası verilmesini tavsiye eder. Günümüze kadar devam eden bu güzel âdet, Osmanlı döneminde pilavlar içine altın nohutlar konularak da uygulanmıştır. Diş kirası da yine durumu iyi olmayan kişileri gözetmek, onlara biraz daha fazla yardımcı olmak gayesiyle yapılmıştır. Eskiden Ramazan alışverişi yapılırken mahallenin dar gelirli ailelerini de varlıklı aileler gözetirdi. Diş kirası da bu ailelere biraz daha cömertçe sunulurdu.
Zaman
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.