Ramazan Ayında Doğru Besin Tercihi Nasıl Olmalıdır?
Ramazan ayının başladığı günden itibaren birçok kişi, alışmış olduğu düzenden farklı bir düzene giriyor. Yeme içme alışkanlıkları başta olmak üzere, metabolizma düzeni, uyku düzeni bu ayda değişim gösteriyor. Birçok kişi ise Ramazan ayında doğru beslenemediği için çeşitli sıkıntılarla karşı karşıya kalıyor.
Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ) Beslenme ve Diyetetik Bölümü Araştırma Görevlisi Enes Bahadır Kılıç, Ramazan ayında beslenme ile ilgili sıkıntılar yaşanmaması için, doğru besin tercihlerini anlatan önemli açıklamalar yaptı.
Günlük yaşamımızın genellikle belli bir düzene sahip olduğunu belirten Kılıç:“Günlük yaşam içerisinde iş saatlerimiz, uyku saatlerimiz belirli periyotlar halindedir. Bunun yanında “Sirkadiyen Ritim” olarak adlandırdığımız bir de metabolizma düzenimiz vardır. Belli saatlerde dinlenmeye programlı, belli saatlerde harekete odaklıdır. Beslenmemizin de bu düzene göre olması ve belli bir program dahilinde olması gerekir. Fakat gelişen teknoloji, iş hayatının her gün daha fazla getirdiği iş yükü, zaman kaybını en aza indirmek gibi sebeplerden dolayı genelde beslenmemizi bir düzen içerisinde tutamayız. Ramazan ayında da halihazırda düzensiz olan beslenmemiz daha da düzensiz bir hal almaktadır. Çünkü sadece iftar ve sahur vakitlerinin yemek için uygun zaman olduğu düşünülür. Fakat bu doğru bir yaklaşım değildir. Normal zamanlardaki gibi olmasa da ramazanda da öğünlerimizi 3-4 bölüme ayırarak tüketmeliyiz. Tükettiğimiz bu öğünleri de kendi içinde dengeli bir hale getirmeliyiz. Her öğünde 4 besin grubundan da dengeli bir tüketim olmasına özen göstermeliyiz. Çoğunlukla sahur için tercih ettiğimiz gıdalar; beyaz unla yapılan bazlama, poaça, yağlı gözleme, kızartılmış mayalı hamur işleri, patates kızartması tercih edilir. İçecek olarak şekerli çay veya meyve suyu veya şekerli komposto suları tercih edilir. Sağlıklı bir beden için olması gereken bu tarz bir öğün içeriği değildir.
Sahur için aşırı yağlı gıdalardan mümkün olduğunca uzak durmak gerekir. Çünkü bu tarz beslendiğimiz zaman vücudumuzun yağları yakmak için daha fazla su harcaması gerekeceğinden gün içinde susuzluk hissimizin artmasına sebep olacaktır. Ayrıca sahurda lifli ve su içeriği yüksek besinleri tercih etmek gün içinde suyun vücutta tutulmasına yardım edecektir.
İftar için tercih edilmesi gereken beslenme şekli ise, yarı katı, yarı sıvı bir öğün olmalıdır. İftarda gün içerisindeki susuzluktan dolayı daha fazla su içme ihtiyacı oluşur. İftarda çok sıvı tüketmek karın bölgemizi aşırı miktarda şişirip, katı yiyeceklerle ihtiyacımız olan besin ögelerinin eksik alınmasına sebep olabilmektedir. Aşırı katı beslenme ise, sıvılarla alabileceğimiz vitamin, mineralleri eksik almamıza neden olur. Buna ek olarak, besinlerin sindirimi için gerekli kaygan ortamın sağlanamayacağından ötürü hazımsızlık problemleri de ortaya çıkabilmektedir. Bütün bu durumlar göz önüne alınarak, sahurda ve iftarda doğru besinlerimizi seçmeliyiz” diyerek doğru beslenme ile ilgili yapılması gerekenleri belirtti.
adanapost.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.