ÖHO sistemi gözden geçirilmelidir.
5216 sayılı Büyükşehir belediyesi kanununun 8 ve 9 maddelerinin verdiği yetki ile halkın şehir içi ulaşım sorununa çözüm üretmek için; 1985 yılında ilk defa İstanbul Büyükşehir belediye başkanlığı “Ulaşım Koordinasyon Merkezi” (UKOME) kararıyla, İETT Müdürlüğü bünyesinde hizmet vermeye başlayan ÖHO’leri. 1989 yılından itibaren iktidardaki Anavatan Partisinin politikası gereği, önce ANAP’lı belediyeler olmak üzere sonrasında Türkiye geneline yayılmaya başladı.
ÖHO’leri 32 yıl belli bir kanuna tabi olmadan, 2918, 3645, 5466, 5216 ve 4736 sayılı kanunlar çerçevesinde hazırlanan yönetmelikler dâhilinde;. Belediyeler ile ÖHO kooperatifleri arasında yapılan sözleşmeler çerçevesinde, belediyeye ait resmi toplu taşıma araçları ile aynı şartları taşıyan koşullarda, 1005, 3292, 5510, 2330 ve 4736 sayılı kanun hükümlerine göre, yolcu ücret uygulaması ve yolcu taşıma şartlarına tabi tutulmuş, taraflar bu şartları kabul etmiştir.
ÖHO’nin ancak hizmet vermeye başlamasından 32 yıl sonra, 24 Ağustos 2017 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Karayolları Trafik yönetmeliğinde yapılan değişiklikle statüsü belirlenmiştir.
Toplu taşıma için önceleri çözüm gibi görülen ÖHO uygulaması, belediyelerin asli görevi olan toplu taşımanın ÖHO ile paylaşılması, belediyelerin toplu taşımada ÖHO’ni destekler şekilde yaptığı anlaşmalardaki, güzergâh düzenlemesi kapsamında. Bu güzergâhlardan belediyeye ait toplu taşıma araçlarını kaldırması veya azaltması ile ÖHO’leri zaman içerisinde şehirlerinde büyümesine endeksli olarak çoğalarak yaygınlaşmaya beraberinde de, ÖHO kooperatiflerinin ve şoförlerin kontrolü ve denetlenmesinde zafiyetler görülmeye başlanmıştır.
Bazı illerde ÖHO şoförleri için özel kıyafet saç sakal tıraşı zorunluluğu getirilse de o kıyafetin içindeki beden ve bedeni taşıyan kişi eğitim ve kültüre sahip olması, bu eksikliğin de giderilmemesi neticesinde; disiplin altına alınmaları mümkün olmadığından. Başta trafik kurallarına riayet noksanlığı olmak üzere, şoför yolcu ilişkilerinde, anlaşmazlıkların, tartışmaların hatta kavgaların meydan gelmesi kaçınılmaz olmaktadır.
Son günlerde ÖHO’nin artan kazaları, şoför ve yolcu arasında yaşanan olaylar neticesinde, kamuoyunda ÖHO’nin durumu tartışılmaya başladı. Bunun başlıca nedenine gelince;
-Araç kullanma ve trafik kurallarını hiçe sayarak araç kullanma onlarda, (Hal böyle olunca trafik kazaları kaçınılmaz oluyor..)
-Disiplinsiz bir şekilde durak harici trafik akışı, kuralları ve emniyet durumuna bakılmadan yolcu bindirme, indirme onlarda,
-Belediye otobüsü, dolmuş ve minibüsler ile adeta yolcu kapma yarışına girerek, trafikte ve duraklarda tehlike yaratmak onlarda,
-Rutin olarak uyuşturucu kullanımı kontrolü yapılması zorunluluğu olmasına rağmen, uyuşturucu ve alkollü araç kullanımı onlarda,
-Yolcuya gözle, sözle,tavırla taciz onlarda,
-Bakımsız, kirli koltuklar, içerisi tozlu araçlar ile sefere çıkmak onlarda,
-Araç kıllanırken yasak olmasına rağmen sigara kullanımı onlarda,
-Yine araç kullanırken direksiyon başında çay, kahve içip, yemek ihtiyacını gidermek onlarda,(Bunun için şoförler tarafından “seferlerin iki nokta arasında belli bir zaman içerisinde katledilme zorunluluğu ve mola imkânı olmadığı” savunması yapılıyor.)
-Yüksek ses donanımlı cihazlar ile ile müzik dinleme/dinletme onlarda,
-Süre kaybı nedeniyle güzergâh değiştirme, durakları atlama/birleştirme onlarda,
-Yaşlı veya engelli diye durakta bekleyen yolcuyu, ya durumundan dolayı, yâda ücretsiz binme hakkına sahip olduğu için almadan geçmek onlarda, vb. bir ok olumsuzluklar içinde olan yine ÖHO şoförleri..
Sözleşme ihlali;
Gazi ve şehit aileleri başta olmak üzere belediye ve ÖHO’nden ücretsiz yararlanacaklar hakkında kanunlar ile belirlenmiş belediyeler ile ÖHO kooperatifleri arasında yapılan sözleşme ve ÖHO yönetmeliklerinde belirtilerek, ÖHO işletmecileri tarafından kabul edilmesine rağmen. Özellikle 4736 sayılı kanunda yapılan düzenleme ile 65 yaş üzerindekilere toplu taşımadan ücretsiz yararlandırılması hakkı tanınması ile. ÖHO şoförlerinin yıllar önce bu hak verilen Gazi, Şehit ailesi ve engellilere karşı ahlaka vicdana sığmayan davranışlar sergilediğine bizzat bir Malul Gazi olarak üzülerek bizzat bende şahit olmaktayım.
Gazi, Şehit yakını ve Engellilere hakaret ediliyor;
Defalarca bindiğim ÖHO’de ücretsiz karla binen yolculara zorluk çıkardığına hatta “haram olsun” diye beddua ettiklerine şahit oldum.
Geçtiğimiz yıl Ankara’da belediye otobüs şoförü “benim için mi gazi oldun” diyerek bir Gazi’mizi aşağılamıştı. 2015 yılında İstanbul’da benzer bir olay benimde başıma geldi. Gazi kimliğimi göstererek bindiğim ÖHO şoförü belediyeden kartım olmadığı için olmadık hakaretlerde bulunmuş, otobüsteki yolcuların müdahalesi ile şoför geri adım atmak zorunda kalmıştı.
Geçtiğimiz günlerde Adana’da ÖHO şoförü trafikte seyir halinde kucağında çocuğu elinde cep telefonu ile oynarken çekilen görüntü televizyonda haber oldu. Bu olaydan bir gün sonra yine Adana’da bir şehit annesi belediye tarafından verilen “Şehit yakını” ücretsiz kartı ile bindiği Halk otobüsü şoförü tarafından hakaret maruz kalmış. Haddini fazlasıyla aşan şoför daha da ileri giderek devlete hakaret etmekten çekinmiyor. Yaşanan bu olay kamera kaydı ve şehit annesinin şikâyeti ile tespit edilerek ÖHO şoförü tutuklanmış ve Adana büyükşehir belediyesi tarafından sözleşmesi fesh edilerek aracı seferden men edilmiştir.
Sıkıntıların kaynağı;
Şoförlerin bilgi ve bilinç düzeyini geliştirmek, için sürekli eğitim verilmiyor. Gerek trafik cezaları, gerek belediyenin, gerekse ÖHO kooperatiflerinin uyguladığı cezalar yeterli ve caydırıcı olmuyor. Denetim ve kontroller yetersiz kalınca ÖHO şoförlerinin durumu.
Son bir yılda sadece İstanbul’da 76 ÖHO kazası meydana geldi bu kazalarda 4 kişi hayatını kaybederken 44 kişi de yaralandı.
Birde ÖHO’nin öyle bir kuralı var ki, yolcular salâvat ve şahadet getirerek inecekleri durağa varmayı bekliyor. ÖHO’rin her güzergâhta mesafesine göre 6 ile 10 varış noktası belirlenmiş, şoförler belirtilen zamanda o noktaya varmak için, ya aracı zaman zaman yolcu dahi almadan, yolcu alma veya indirme esnasında, yolcunun iniş veya binişi tamamlanmadan hareket etmesi. Trafik kurallarını hiçe sayarak, tehlike oluşturacak, aracıda yıpratacak şekilde kullanım halleri var ki, içi dışına çıkan, ağzı yüreğine gelen yolcuların durumu Allah’a emanet.
ÖHO sistemi ivedilikle gözden geçirilmeli, trafikte araç kirliliğine neden olan dolmuş, minibüs gibi çok yönlü taş taşımacılıktan tek tip karayolu taşımacılığa geçecek belediyelerin bünyesinde, kontrol ve denetimi sağlanacak yeni bir düzenlemenin yapılması hem trafiği rahatlatması hem zaman kaybını önlemesi hem de yolcu güvenliği açısından daha faydalı olacaktır. Gelişmiş ülkelerde bunun örnekleri mevcuttur.
İbrahim Halil SİPAHİ
14.02.2018/adanapost.com
twitter.com/ihalilsipahi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.