Nefsinizin İsteklerine Tapmayın!
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
?(Rasûlüm!) Hevâsını (nefsânî arzularını) kendisine ilâh edinen kimseyi gördün mü?..? (Furkan, 43)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
?Yeryüzünde tapılan sahte tanrılardan Allâh?ın en çok buğz ettiği, hevâ ve hevestir.? (Heysemî, I, 188)
Zünnûn-i Mısrî Hazretleri de muhabbet ve buğzu doğru kullanmanın yolunu şöyle îzah eder:
?Allah?ın dostu olup nefsin hasmı olmak gerekir; nefsin dostu olup Allâh?ın hasmı olmak değil!...?
Yani Allâh?a dost olmak için, nefsin esâretinden kurtulmak gerekir. Diğer bir ifâdeyle, nefsin arzularına mağlup olmamalı ki, Hakk?ın dostluğuna erilebilsin.
Fakat îmânın rehberliğinden mahrum bir şekilde, muhabbetini nereye hasredeceğini bilmeyen kimse, okyanus ortasında dümeni kırılan bir gemi gibidir. Nefsânî yaldızlar, onu peşinde sürükler durur. Aklı, iz?ânı, vicdânı dumûra uğratır.
Zira hak ile meşgûl olmayan kalbi, bâtıl işgâl eder. Tıpkı düşman istilâsına uğramış bir ülke gibi, süflî muhabbetlere esir olmuş bir kalpte de huzur kalmaz. (Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlakından, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah?ın En Güzel İsimleri)
el-Bâkî: Ebedî olan, varlığının sonu olmayan demektir.
Kısa Günün Kârı
Nefsimizin isteklerine mağlup olmayalım.
Lügatçe
buğz: Nefret, kin.
hasım: Düşman.
iz?ân: Anlayış, feraset, zeka.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.