Narenciye tüketimine destek talebi
Türkiye'de narenciye ürünlerinin tüketiciye daha ucuz ulaşması için eskiden yaygın olarak kullanılan "dökme satış" uygulamasına geri dönülmesi istendi.
Seyhan Ziraat Odası yönetim kurulu üyesi İncefikir: "Bizim için 'B' planı, ihracat kadar önemli olan, hatta ihracattan daha önemli olan 80 milyonluk ülkede artık tüketimin bir şekilde artırılması 7'den 70'e insanlara narenciyeyi sevdirmek ve tükettirmektir"
ADANA (AA) - Türkiye'de narenciye ürünlerinin tüketiciye daha ucuz ulaşması için eskiden yaygın olarak kullanılan "dökme satış" uygulamasına geri dönülmesi istendi.
Seyhan Ziraat Odası yönetim kurulu üyesi Cahit İncefikir, ülkede en önemli narenciye üretim merkezi Çukurova'da sektörde limonla başlayan hasat döneminin mandalina ile devam ettiğini devamında portakal çeşitlerinin hasadına başlanacağını kaydetti.
Önümüzdeki dönemlerde Ortadoğu'nun bugünkü durumundan dolayı oraya gönderilemeyen ürünler ile devamında Rusya'daki ekonomik sıkıntıların kendilerini endişelendirdiğini ifade eden İncefikir, "Ürün iç pazarda kalabilir. Bununla ilgili bir 'B' planımızın olması şart. Ürünleri ülkenin iç pazarında mümkün olduğu kadar tüketmenin yollarını aramamız, ürünü üreticiden tüketiciye daha ucuz bir şekilde ulaştırmanın yollarını bulmamız gerekmekte" diye konuştu.
- Narenciyede "Dökme" dönemi
Narenciyede iç tüketimin yaygınlaştırılması için mümkün olduğu kadar maliyetlerin düşürülmesini isteyen İncefikir, şunları söyledi:
"Öncelikle narenciye taşıyan kamyonlara, gemilere yapıldığı gibi mazotta indirim yapılması çok önemli bir husus. Geçmiş yıllarda ürünü paketleme fabrikalarına girmeden direkt bahçeden yan taraflarına hasır serdiğimiz kamyonlara alıp, 'dökme' tabir edilen yöntemle başka bir ilde tüketicinin direkt ayağına götürüyorduk. Arada gerek paketleme, gerek ürünün hale girmemesi fiyatı daha uygun hale getiriyordu. Bizim artık bu sistemi dönmemiz gerekmekte. Paketleme sistemine giren ürünün üstüne bir şekilde 0,60 - 0,70 lira maliyet biniyor. Bu da tüketiciden çıkmakta. Ayrıca paketlemede farklı kimyasallarla yıkanması, mumyalanması, kartonlara konması bu da ayrı bir maliyettir ki bu üreticinin daha ucuza satmasını, tüketicinin daha ucuza almasını dolayısıyla daha fazla alıp tüketimin yaygınlaşmasını önler. Bu anlamda maliyetleri düşürüp, iç tüketimi arttırmamız gerekmekte. Adana'da bahçede 0,30-0,35 liraya satılan ürün İstanbul'da bölgeye göre 2 liraya satılıyorsa bu mümkün olduğu kadar tüketimi azaltır."
Türkiye'de kişi başı narenciye tüketiminin yaklaşık ortalama 28,5 kilogram olduğunu, greyfurtta kişi başı yaklaşık yardım kilo tüketim bulunduğunu ifade eden İncefikir, "İsveç gibi hayatında narenciye ağacı görmemiş insanların yaşadıkları yerlerde Türkiye'den fazla ürün tüketilirken bizim yanı başımızda mandalina ağacı var, yemiyoruz, yiyemiyoruz" dedi.
İncefikir, narenciye tüketimini olumsuz etkileyen birçok faktör olduğunu, bugün bir kafeteryada dahi portakal, mandalina sularının abartılı şekilde ürünün orijinalinden çok fazla fiyata satıldığını belirterek, "Kilosu tarlada 0,30 - 0,40 lira olan ürünün suyunu sıkıp 8 liraya satarsanız bunun tüketimi artmaz. Ülkemiz bu ürünün fakiri mi. Narenciyede böyle bir potansiyelimiz varken neden bu fiyatlarda tüketimi azaltıyoruz. Bizim için 'B' planı, ihracat kadar önemli olan, hatta ihracattan daha önemli olan 80 milyonluk ülkede artık tüketimin bir şekilde artırılması 7'den 70'e insanlara narenciyeyi sevdirmek ve tükettirmektir" dedi.
- Düşük KDV
Narenciye üreticisi Rıfat Kodal da çiftçiden ürünü alan firmanın, halden geçirmeden ürünü satamadığını, bunun da kilo başına 0,75 - 0,80 maliyete neden olduğunu belirtti.
Tüccarın halden geçirmeden ürünü satmasının avantajı olmadığını anlatan Kodal, şu teklifte bulundu:
"Tüccar, malı halden geçirirse yüzde 1 KDV ödüyor. Şayet, hal dışında iç piyasada satarsa yüzde 8 KDV ödeniyor. Narenciye ürünleri üzerindeki satış KDV'sinin her iki koşulda da yüzde 1'e çekilmesini öneriyoruz."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.