İbrahim Halil Sipahi

İbrahim Halil Sipahi

Muhterem Hocamızdı, terörist oldu;

Muhterem Hocamızdı, terörist oldu;

 

İçişleri Bakanlığı hazırladığı son “terörist” listesinde PYD ve IŞİD’i terör örgütü olarak tanımlanırken a Fethullah Gülen'i de terörist olarak listeye dâhil etmişler.

Kısa adı (FETÖ) Fethullahçı Terör Örgütü. Geçtiğimiz Nisan atında Anayasaya Karşı İşlenen Suçlar Bürosu Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun’un aralarında 4 eski Emniyet mensubu ile T.Özal Üniversitesi’nde görevli bir doktorun da bulunduğu 7 kişi hakkında. “Paralel bir ‘Cemaat Devleti” oluşturuldukları ve gizli faaliyet yürüttüklerini saptandığı,  “Fetullahçı Terör Örgütü” üyesi oldukları iddiasıyla açtığı dava dosyasında. “Fetullahçı Terör Örgütü” adı resmen yer almıştı.

Bilindiği üzere artık Fethullah Gülen kırmızı bültenle aranıyor ve resmen Amerika’dan iadesi talep edildi.

İlk defa bir partiye açıktan destek veren Gülen ile AKP 11 yıl aynı meridyende, paralelde, enlemde, boylamda, düzlemde vs. birlikteydi. Dershanelerin kapatılmasıyla araya kara kedi girdi. Cemaat-AKP anlaşmazlığı gerçekten bu nedenle mi oldu? Cemaat ile AKP arasının açılması ile ilgili en önemli anlaşmazlığın dershanelerin kapatılması olarak ortaya sürülmesine aldanmayın.

Mesele bu kadar basit değil, asıl ortaklığın bozulması AKP’nin devletin sinir noktalarına kadar cemaatin yerleşmesine ve eline geçirmesine göz yumması neticesinde. Cemaatin DSP-ANAP Azınlık hükümeti ile başlayan DSP-MHP-ANAP üçlü koalisyon döneminde pekişen 2002-2013 arası11 yıllık AKP döneminde güç olması, cemaatin devlet içerisinde devlet olma gücüne ulaşması, bu gücün de AKP’nin gücünün önüne geçmesiyle ortaya çıkan güçler çatışmasıdır.  

Cemaat’tin devlette kadrolaşmasına neden göz yumuldu?

Cemaatin devlet içerisinde bu kadar kadrolaşmasına neden müsaade ettiniz? Fethullah Gülen terörist idi, neden devletin mahremine girmesine göz yumdunuz? Diye soruyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan çıkıyor “cemaat bizi aldattı” diyor,  

AKP iktidara geldiği ilk yıllarda cemaate yakınlaşması ve devlet içerisinde cemaatin kadrolaşması ve bunu yaparken de devlete karşılıksız büyük hizmetler vermiş, gerçekten vatansever bürokrat, emniyetçi, asker ve istihbaratçıları görevlerinden uzaklaştırması Ergenekon ve Balyoz  sadece iddialara dayanan davalar ile bu kurumların mensuplarından yüzlercesini suçsuz yere cezaevlerine atarak itibarsızlaştırmaya çalıştırdıkları zamanlarda. AKP’li milletvekili arkadaşlarımıza Gülen ve cemaatine (hizmet hareketine) dikkat etmeleri ve fazla güvenmemelerini deklare ettiğimde çoğundan “Muhterem hoca efendi ve Müslüman kardeşlerimize iftira etmeyin” cevabını aldım.

İlk defa 1977 yılında A.E.Meslek Lisesinde okumaya başladığımda tanıdığım evlerine girip çıktığım cemaat’i benimseyememiş, 1983 yılında devlette görev yaparken bir dosya çalışması esnasında Fethullah Gülen’in adına rastlamam neticesinde bende ilgi uyandıran Gülen ve cemaati hakkında yıllar süren araştırmalarım neticesinde ulaştığım bilgiler ve izlenimlerimi ortaya koyan bir çalışmayı AKP’li milletvekili arkadaşlarım vasıtasıyla başbakanlığı döneminde sayın Erdoğan’a göndermiştim. Ayrıca 2003 yılında Abdullah Gül’den başbakanlık görevini devraldığı zaman Sayın Erdoğan’ın daveti ile katıldığım bir resepsiyonda kendisi ile bir saate yakın yaptığım özel görüşmede, aralarında cemaat yapılanması olmak üzere devlet içerisindeki tehdit unsuru olacak faaliyet ve bu faaliyeti yürüten kişilere ait bir dosya sunmuştum.

Ne yazık ki, tam aksine olaylar gelişti. Cemaat devlet içerisinde devlet olacak güce erişti. Taki, o kadar çok güvendikleri ve bir zarar görmeyeceklerini düşündükleri cemaat yapılanması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın koyduğu isim ile “Paralel yapı” 17-25 Aralık’ta yolsuzluklarını tokat gibi suratlarına yapıştırınca rehavet uykusundan uyandırdığı güne kadar bu müsehama devam etti. Şimdi her gün “paralel yapı” ile yatıp “paralel yapı” ile kalkıyorlar. Sofralarında her öğün “paralel yapı” var. O günlerde Gülen, cemaati ve faaliyetleri hakkında söylediklerimiz için ağır eleştirilere maruz kalırken. Bugün AKP’nı bu konu ve diğer yanlışları hakkında yorumda bulunduğumuzda beni dahi “Paralelci” olarak suçluyorlar.

Terör örgütü ve terörist nedir?

3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1.maddesinde Terör; cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasî, hukukî, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak. Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek. Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek. Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir. Diye tanımlanmaktadır.   

Bu eylemleri gerçekleştiren gruba “terör örgütü”, elebaşı ve mensuplarına da “terörist” denir.

İddia edildiğine göre Fethllah Gülen hareketi bir “terör örgütü”, Gülen’de “terörist “midir? 17- 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu bir “darbe” midir? Yolsuzluğun deşifre edilmesi midir?

17 ve 25 Aralık iktidara ve devlete karşı bir “darbe” değil. Olsa, olsa rüşvet ve yolsuzluk olayını örtbas ederek darbeyi öne çıkarmaya çalışan AKP’nin cemaat hakkında gaflet uykusundan uyandıran bir darbedir. AKP  iktidarı ve sayın Erdoğan 17-25 Aralık’ta ortaya çıkan durum kendileri ve yakınları  için ne kadar vahim bir hadise olsa da. En önemlisi Cemaatin gerçek yüzünü görmek için bir uyanış, devlet içerisindeki büyük tehdit unsuru olan cemaat yapılanmasının üzerine gitmek için bir  fırsat vermesi bakımından önemli bir hadisedir. İşe birde bu tarafından bakmaları gerekir.

İstiklal şairimiz M.Akif’in de dediği gibi “hatalardan ders alınsaydı tarih tekerrür etmezdi” Hatalardan dönmek bir erdemdir. İktidarlar ve kişiler geçicidir, Aslolan devlettir. İktidarın görevi devlete sahip çıkmaktır.

 

İbrahim Halil SİPAHİ

30.10.2015/adanapost.com

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Halil Sipahi Arşivi